GSC Hikaye (Arşiv)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Hala orda hala orda diyerek ağlıyor, gözünü açıp hemen kapatıyor. Ağlıyor.
 
21-Arkama hızla döndüm, arkada hiçbir şey yok Sadece eski tekli bir koltuk var. Elini yüzünü yıkayayım kızın kendine gelsin diye zorla kaldırdım banyoya götürdüm. Sıcak suyu açmak için mutfağa kombiye gideceğim, nolur gitme, yalnız bırakma beni diye ağlamaya başladı ama bilinci yerinde değil. Gözleri yana kayıyor, kesik kesik nefes alıyor ve ağlıyordu. Küvetin yanına mermerin üzerine oturttum, yüzünü ve saçlarını yıkadım soğuk suyla. Biraz kendine geldi, yüzünü banyodaki el havlusuyla kuruladım. İyi misin dedim, iyiyim iyiyim dedi. Yürüyebilirsen odana geçelim iyice kurulan, hasta olacaksın dedim. Ayağa kalktı ama hala titriyordu. Koluna girip odasına girecekken eşikte durdu, düşer gibi oldu hemen yakaladım, bir yandanda ağlaması arttı. Cuma hala orda dedi kısık bi sesle..
 
Taner iti derste, ben g.t korkusuyla ordayım.. Müziklere ara verdik, önerisi olan var mıdır?
 
Asıl hikaye burda başlıyor..
 
22-Gel dedim, benim odama geçelim. Odama geçtik, bir bardak su verdim, elleri titrediği için yarısını üstüne döktü. Konuşabilmesi için biraz süre tanıdım. 5 dakika kadar sadece elindeki bardağa baktı. Sonra, kağıt sende mi dedi. O karmaşada kağıdı katlayıp arka cebime koydum ama yaktım dedim sadece. Herşeyin başa sarmasından korktum. Demin ne oldu niye çığlık attın, korktuğun şey ne diye sordum. Uyandığında annesinin cesedini yanında kanlar içerisinde yatarken görmüş, diğer tarafa dönünce de babası kanlar içinde yanında yatıyormuş. Onları görünce hemen yatakta oturur vaziyete geçmiş. O sırada sen geldin ve karşıdaki tekli koltukta simsiyah bir figür, elinde simsiyah bir sopayla duruyordu. Gözleri kıpkırmızı bana bakıyordu, sonrasını hatırlamıyorum dedi. Peki onun öncesinde noldu, kağıdı niye sordun, onlar kim diye sormaya başladım…
 
23-
--Herşeyi gördün mü?

--Evet, odaya girdim, herşeyi gördüm..

--Anlatmasam olmaz mı? Seninde başına birşeyler gelmesini istemem

--Ben böyle şeylere inanmam, anlat, bir problem varsa beraber çözelim.

--Benim hakkımda yanlış bir şey düşünmeni istemem, bu ilk kez olmuyor. Ama uzun süredir rahattım ve ilk kez biri gördü bu halde. Hiç kimse bilmiyor.

--Serra, korkma, yardımcı olabileceğim bir şey varsa yardım ederim tabii ki. Senin hakkında da yanlış bir şey düşünmem.

--O kağıt bir mesajdı. Onlardan geldi. Liseden beri geliyor. Onlar hep beni takip ediyor…
 
24-
--Onlar kim?

--Onlar bir grup. Ben lisedeydim, Türkiye genelinde bir sınav yapıldı ve 1. oldum. Benim gibi 10-15 kişiyi İzmir’e davet ettiler. Ailelerimizden izin aldılar. İzmir’deki üniversiteleri gezdireceklermiş. Bizi götürdüler, ama ne üniversite gördük ne başka bir şey. Araba değiştirdik İzmirde bir kasabada. Diğer araçla ıssız bir yerde bir binaya götürdüler. klinik gibi bir yerdi içerisi. Birkaç test yaptılar, sorular sordular. 2 kişi o testler sonucu evine gönderileceği söylendi. Diğerleri ve beni farklı bir binaya götürdüler. Ailemize tıbbi test yapılacağını vs söylememişlerdi. Ben itiraz ettim ama zorla testleri uyguladılar. Serum bağladılar, anestezi verdiler. Uyandığımda başımda bandaj vardı.

--Ne yaptılar, ameliyat vs mi?

--Evet, bir cihaz bağlamışlar beynime-O sırada başının sağ kısmında saç olmayan belli belirsiz yara izini gösterdi-. O cihazla bazen bana mesajlar gönderiyorlar. O an için anlamadığım mesajlar, kontrolümü kaybediyorum, yazıyorum, uyanınca mesajı çözmek için uğraşıyorum. Lütfen sendeyse kağıdı ver. Çok önemli.
 
25-
Lütfen sendeyse kağıdı ver. Çok önemli.

--Yaktım. Ne tarz mesajlar gönderiyorlar, ne istiyorlar senden?

--Anlatmam halinde başına bir şeyler gelir. Bu yüzden kimseye anlatmıyorum. Lisede anlatmaya başladığım anda hep uyarılar geldi.

--Burda ikimizden başka kimse yok, anlatabilirsin.

--Beni her zaman takip ediyorlar. Telefonlarımı dinliyorlar, kontrol ediyorlar. Mesajlarımı okuyorlar, e-maillerimi takip ediyorlar, sevgililerime bile karışıyorlar. Taner’i istemiyorlar. Kızgınlar, ayrılmamı istiyorlar. Arada telefonla arıyorlar, mesaj atıyorlar. Seçeceğim üniversiteye kadar onlar belirledi.

--Bana numaralarını verebilir misin kayıtlıysa?

--Kayıtlı, telefon odamda gidip alabilirsin.
 
26-Hikayenin şuan hiç beklemediğiniz şekilde geliştiğini az çok tahmin edebiliyorum. Serra ile konuşana kadar bende cinli bir mevzuu bekliyordum açıkçası ki lisede yatılı okulda okuduğum için bu tarz birkaç olayla karşılaşıp realistliğimi korumuştum(Bir gecede bundan bahsederiz isterseniz). Bu farklıydı ama, hiç tahmin etmediğim şeyler anlatıyordu. Odasına gittim, korkarak tabii, telefonunu aldım. Şifresini söyledi, arama kayıtlarına geçtim. Telefon bomboştu. Rehber silinmiş, arama kayıtları silinmiş, mesajlar silinmiş.. Resim bile kalmamış. Fabrika ayarlarına dönmüş resmen
 
27-
--Burda hiçbir numara kalmamış, mesajlar yok..

--Onlar yaptı. Bizi dinliyorlar, silmişlerdir.

--Herhangi bir yere yazmış mıydın peki aradıklarında?

--Cuma, daha fazla anlatmamalıyım. Anne ve babamın cesedini göstermeleri zaten bir uyarıydı.

--Serra, ömür boyu bunu çekme, gerekirse polise gideriz. Anlatmaya devam et lütfen. Bir yere yazmış mıydın?

--medeni hukuk kitabının 43. sayfasına yazdım. Kitap çantamda..

Kitabı gidip aldım, merakla 43. sayfayı açtım. Tahmin edin noldu? 43. sayfa yırtılmış.. Takip ettiklerini söylemişti, takip edenleri başkalarının görüp görmediğini sordum. Taner gördü ama ona bahsetmedim dedi. Bu örgütün amaçları nedir, niye size böyle bir şey yapsınlar ki? Dedim...
 
28---Türkiye’deki en zeki insanları bulmaya çalışıyorlarmış. Bizi tespit ettiler. Üniversite sınavını kazandım. Türkiye’de her bölüme gidebilecekken Ankara hukuğu yazdırdılar. Ben istememe rağmen tehdit ettiler. Bizim ilerde üst düzeyde birileri olacağımızı düşünüyorlar. Hükümette, devlette kilit roller üstlenecekmişiz. Zamanı geldiğinde de bizi kontrol edecekler. Böylece ülkeyi yönetecekler…
 
29-
Anlattıkları zerre aklıma yatmıyordu ama böyle 8 saat konuştuk. İlginç bir vaka olduğu içinde dün gibi hatırlıyorum. Her şekilde sıkıştırmaya, kafasında kurduğu dünyanın bi açığını bulmak için elimden geleni yaptım. Ama her soruma mantıklı bir şekilde cevap verdi. Odtü’de İngilizce öğretmenliği okurken, yandal psikoloji üzerine yaptım. Tüm bulgular paranoid şizofren olma ihtimalini gösteriyordu. Ama ciddi manada zeki olduğu için kendi evreninde hiçbir açık yoktu. 8 saat, dile kolay. İnsan bir cümlesinde bari tutarsız olur ama yok. Tamamen tutarlı bir şekilde ve inanarak anlatıyordu. 8. saatte artık dedim, Serra, acaba hastalık ihtimalini düşündün mü? Belki paranoid şizofren olabilirsin? Bu ayıp değil, belki kendin yaratmışsındır bu dünyayı?

--Tabii ki düşündüm, ama diğer insanlarda onlar ararken duydular. Takip ettiklerinde Taner’e sordum, bu adamları görüyor musun diye, Taner ‘görüyorum tabii ki ama sana neden dik dik bakıyorlar, tanıyor musun’ dedi. Ayrıca, hadi dediğin gibi olsun, hasta olsam bile bir tedavisi mevcut değil. Elektrik şoklarından beyni laçka edecek ilaçlara, bir sürü işkence edecekler tedavi adı altında. Hem sen haklıysan, bu benim için kötü, ama ben haklıysam bu bizim için felaket olur. Ve ben gerçeği öğrenmek istemiyorum.
 
30-Bir şey diyemedim. Taner geldiğinde durumu anlattım, hastaneye gitmesi gerektiğini, akıl sağlığında bir problem olabileceğini izah ettim. Ama Taner salağı, Cuma ben ona inanıyorum bana bir parça anlattı ve takip edenleri gördüm dedi. Gerizekalı. O geceden sonra bir süre daha bizde kaldı Serra. Ben hep kapımı kilitleyerek yattım. Kahvaltı yapmadan evden çıktım, gece 1 gibi uyumaya eve girdim. Bir süre sonra da evden ayrıldım. Fakat ara ara serra telefonla aradı beni. Yardımımı istedi. Şuan takip ediyorlar, nolur yardım et vs gibi. Bilen tek ben olduğum içinde beni arıyormuş. Israr ettim kaç kez doktora gidelim, arkadaşım var diye, gitmedi. Kağıda gelirsek, işler burada ilginçleşiyor.
 
31-Kağıt üzerinde çözemediğim bir sürü harf vardı. Belki gerçekten şifreli bir mesaj, belki rastgele sıralanmış harfler var. Kağıdı Taner’in ısrarı üzerine o gece Serra’ya geri vermek zorunda kaldım ama çizdiği resim ve yazdığı bir koordinat vardı. Koordinatı Google earthde yazayım dedim, ne kaybederim. Açıkçası hiçbir şey beklemiyordum ama Ulustaki bir evin koordinatlarıydı. Gitmedim o eve. Diğer açıklayamadığım şeyse, geçen yaz bu hikayeyi sınıfta öğrencilerime konuşma dersinde anlattım. Öğrenciler inanmadı, durun dedim, isterseniz Serra’yı bi arayayım.
 
32-Rehberi açtım, Serranın numarasını buldum ama bir gariplik vardı. Birisi, Serra’nın numarasının yarısını silmiş… Orda tekrar şaşırdım. Çünkü evden ayrıldığımda bile birkaç sefer aradı ve numarası kayıtlıydı. Bunu ve ulustaki ev olayını açıklayamıyorum. Serra gerçek ismi değil bu arada kızın. Bizede gerçek ismini söylemiyormuş, gizlilik için. Geçen Taner’e sordum naptınız diye, nişanlanmışlar, ayrılmışlar, şimdi hakim olarak atanmış o kız. Nereye atandığı bende kalsın ?Üst kat mevzusuna gelirsek. Evden çıkana kadar o sesler gelmeye devam etti. Ama hiçbir zaman gerçeği öğrenemedim. Bir gece orda Serra'nın bahsettiği karaltıyı Taner'de gördüğünü iddia etti. Hemde aynı koltukta gece 3te uyandığında görmüş. Ama o gerizekalı kendi gölgesini görmüştür. İlginç olan, diğer mesajlar geldiğinde asla karaltı benzeri birşey görmemesi Serra'nın. Ve mum vs hiç yakmadığını söyledi.. Evin farklı bir enerjisi varmış ona göre.
 
Resim şuna benziyordu;


16856_1.jpg


Yuvarlak ve Süleyman mührü. O sırada arapça birşeyler yazsaydı sıçardım zaten..
 
oturup kitabını yazalım bu hikayenin
Açıkçası acaba hikayenin bu insanlar boyutunu anlatmayıp, cinli sonuca bağlasam mı, uydursam mı diye düşündüm ama gerçeği anlatmak daha ilginç dedim ve olanlarda eksik var fazla yok. Hepsini anlattım.
 
Hiç mi merak edip peşine düşmedin yav bu olayların

Kadın ısrarla gelmedi Ankaraya, bize de kesinlikle yasakladı o odaya girmeyi. Saygı duydum eski eşidir diye. 1 seneye yakın o evde kalmama rağmen o odayı hiç görmedim.. 2-3 sefer aradığımızda da açıkçası siz yanlış duymuşsunuzdur, cam açıktır vs diye geçiştirdi. Serra konusunda da uzun süre yardım etmek istedim, ama şizofren olma ihtimali ürküttü açıkçası. Ulustaki ev hala aklımda, ama gidip ne yapacaktım ki? Kapıyı çalıp sizin adresi mesajla gönderdiler diyemem. Tek kafamı kurcalayan, telefonumdaki kayıtlı numarayı kim sildi? serra olması imkansız çünkü il değiştirdim ve o Ankara'da kaldı, o ankaradayken beni aradı birkaç sefer daha.
 
Bunu paylaşmadan geçmiyim :asd:

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst Alt