GSC Üyelerinin Favori Yerli ve Yabancı Dizileri - Sayfa 5 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

GSC Üyelerinin Favori Yerli ve Yabancı Dizileri


1-Sherlock
2-Friends
3-Planet Earth
4-Game Of Thrones (izlemedim hala ama izleyenlerden aldığım referans :) )
5-Leyla İle Mecnun (daha iyileri var belki ama bende torpili bitmez) :D

Bu işten Anlıyon Alpay ha sorularım olacak sana

chandler ne iş yapıyormuş öğrenebildinmi renktaş ben o bölümü kaçırdımda,çocukları olmuyordu naptılar o işi çözdüler mi? cvplar için teşekkürler şimdiden
 
Son düzenleme:
Ziyaretciler gercekten de efsane dizi. Turkce isimlerini hatirlamiyorum ama bir de Quantum Leap diye bir dizi vardi Star'da. O diziyi de cok severdim. Star'in bir de The New Statesman diye bir dizisi vardi sabah kusaginda yayinlanan. Simdi yayinlansa kanal kapattirir herhalde.

Ziyaretçiler'de "vaka" sözcüğü hala kulaklarımda,ürpertici geliyordu bana çocukken. Ama tabii ki şimdiki gibi rahat değildik çocuklar olarak,ne internet ne olabildiğine sınırsız kanallar...Hemen yatağa gönderiyorlardı,çoğu bölüm de kaçıyordu tabii :D En hatırladığım bölümü,bir uzaylının dünyalı bir kadını asansörde hamile bırakması ve sonrasında melez bir ırkın meydana gelmesiydi. Hakikaten efsane diziydi yahu...Gizemli ve karizmatik bir havası vardı,başroldeki bayan oyuncuya da saygı ve sevgilerimi gönderiyorum buradan :D

Bahsettiğin o 2 diziden The New Statesman'i hayal meyal hatırlıyorum sanki pek bir maruzatım yok...

Bir de Show Tv'de cumartesi öğleden sonraları "Av peşinde" vardı...Şu an olsa sansür koyarlardı herhalde her yerine...İlerledik mi belli değil. Miami Vice vardı bir de,onu da kaçırmazdım. Ama pazarlar hep favorimdi...Sabah Alf, öğleden sonra A Takımı,Görevimiz Tehlike ve gece MacGyver...
 
1- Akasya Durağı
2- Cennet Mahallesi
3- 7 Numara
4- Gerçek Kesit
5- Sırlar Dünyasi
6- Hugo
7- Aşkı Memnu
8- Öyle Bir Geçer Zaman Ki
9- Kalp Gözü
10- Beyblade

:D :D Akar
 
Ziyaretçiler'de "vaka" sözcüğü hala kulaklarımda,ürpertici geliyordu bana çocukken. Ama tabii ki şimdiki gibi rahat değildik çocuklar olarak,ne internet ne olabildiğine sınırsız kanallar...Hemen yatağa gönderiyorlardı,çoğu bölüm de kaçıyordu tabii :D En hatırladığım bölümü,bir uzaylının dünyalı bir kadını asansörde hamile bırakması ve sonrasında melez bir ırkın meydana gelmesiydi. Hakikaten efsane diziydi yahu...Gizemli ve karizmatik bir havası vardı,başroldeki bayan oyuncuya da saygı ve sevgilerimi gönderiyorum buradan :D

Bahsettiğin o 2 diziden The New Statesman'i hayal meyal hatırlıyorum sanki pek bir maruzatım yok...

Bir de Show Tv'de cumartesi öğleden sonraları "Av peşinde" vardı...Şu an olsa sansür koyarlardı herhalde her yerine...İlerledik mi belli değil. Miami Vice vardı bir de,onu da kaçırmazdım. Ama pazarlar hep favorimdi...Sabah Alf, öğleden sonra A Takımı,Görevimiz Tehlike ve gece MacGyver...

Arada Pazar konseri olurdu bitmek bilmeyen. Gece de Parlament Cinema Club. Bana sinemayi sevdiren o donem izledigim filmlerdi herhalde.

New Statesman'in youtube'da bolumlerini buldum tavsiye ederim. Ben o dizinin yayinlandigi yil oglenciydim galiba kahvaltidan sonra izledigimi hatirliyorum. Av pesindeyi pek hatirlayamadim ama A takimini ve McGyver'i kacirmazdim. Daha eskilerden Hava Kurdu diye bir helikopterli dizi vardi. Jenerik muzigi halen kullaniliyor bircok yerde.

Alf'i de cok severdim. Musfik Kenter seslendiriyordu yanilmiyorsam. Bir o bir de Bruce Willis'i seslendiren Alev Sezer'in sesi acayip uyuyorlardi karakterlere.
 
Son düzenleme:
Arada Pazar konseri olurdu bitmek bilmeyen. Gece de Parlament Cinema Club. Bana sinemayi sevdiren o donem izledigim filmlerdi herhalde.

New Statesman'in youtube'da bolumlerini buldum tavsiye ederim. Ben o dizinin yayinlandigi yil oglenciydim galiba kahvaltidan sonra izledigimi hatirliyorum. Av pesindeyi pek hatirlayamadim ama A takimini ve McGyver'i kacirmazdim. Daha eskilerden Hava Kurdu diye bir helikopterli dizi vardi. Jenerik muzigi halen kullaniliyor bircok yerde.

Alf'i de cok severdim. Musfik Kenter seslendiriyordu yanilmiyorsam. Bir o bir de Bruce Willis'i seslendiren Alev Sezer'in sesi acayip uyuyorlardi karakterlere.

Parlament Cinema Club'ta sık aralıklarla Batman oynardı...Dizilerden ziyade sinemaya önem verme vardı kanallarda.Hani kanal dediğim de bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar.Çıkan filmleri de hemen bulmak zordu. İlk VHS deneyimim King Kong veya Terminator 2 olması lazım.Babam film afişleri getirirdi,değerli geliyordu o kağıt parçaları bana.... Show Tv'nin ilk açılışını hatırlarım, Robocop'u vermişlerdi. Daha sonrasında Rambo serilerini REM'in meşhur Loosing My Religion şarkısıyla tanıtmışlardı.Ordan bir müziğe atlayış da oldu tabii..

Av Peşinde Emmanuelle'nin polisiye versiyonu gibiydi neredeyse :D Derya Arbaş bile o dizide bir bölüm oynamıştı ABD'de yaşıyordu(sonrasında uyuşturucudan olsa gerek genç yaşında öldü)...Bayağı izlettiren bir diziydi kendisini.

Müşfik Kenter'siz bir Alf düşünülemez. Dublajın ne derece önemli olduğuna dair sinema bölümlerinde okutulmalı Alf...Aynen Alev Sezer de öyle..Stallone,Cosby ve Fred Çakmaktaş'ı seslendiren Sezai Aydın da unutulmaz bu manada.

Müşfik Kenter demişken Gecenin Öteki Yüzü geldi aklıma Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer ile oynadığı...Haluk Bilginer deyince de Gülşen Abi :D
 
Son düzenleme:
Parlament Cinema Club'ta devamlı Batman oynardı...Dizilerden ziyade sinemaya önem verme vardı kanallarda. Hani kanal dediğim de bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar. Show Tv'nin ilk açılışını hatırlarım, Robocop'u vermişlerdi. Daha sonrasında Rambo serilerini REM'in meşhur Loosing My Religion şarkısıyla tanıtmışlardı.Ordan bir müziğe atlayış da oldu tabii..

Av Peşinde Emmanuelle'nin polisiye versiyonu gibiydi neredeyse :D Derya Arbaş bile o dizide bir bölüm oynamıştı ABD'de yaşıyordu(sonrasında uyuşturucudan olsa gerek genç yaşında öldü)...Bayağı izlettiren bir diziydi kendisini.

Müşfik Kenter'siz bir Alf düşünülemez. Dublajın ne derece önemli olduğuna dair sinema bölümlerinde okutulmalı Alf...Aynen Alev Sezer de öyle..Stallone,Cosby ve Fred Çakmaktaş'ı seslendiren Sezai Aydın da unutulmaz bu manada.

Müşfik Kenter demişken Gecenin Öteki Yüzü geldi aklıma Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer ile oynadığı...Haluk Bilginer deyince de Gülşen Abi :D

star tv parlament günleri :D duygulandım :D
 
Parlament Cinema Club'ta sık aralıklarla Batman oynardı...Dizilerden ziyade sinemaya önem verme vardı kanallarda.Hani kanal dediğim de bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar.Çıkan filmleri de hemen bulmak zordu. İlk VHS deneyimim King Kong veya Terminator 2 oması lazım.Babam film afişleri getiridi,değerli geliyordu o kağıt parçaları bana.... Show Tv'nin ilk açılışını hatırlarım, Robocop'u vermişlerdi. Daha sonrasında Rambo serilerini REM'in meşhur Loosing My Religion şarkısıyla tanıtmışlardı.Ordan bir müziğe atlayış da oldu tabii..

Av Peşinde Emmanuelle'nin polisiye versiyonu gibiydi neredeyse :D Derya Arbaş bile o dizide bir bölüm oynamıştı ABD'de yaşıyordu(sonrasında uyuşturucudan olsa gerek genç yaşında öldü)...Bayağı izlettiren bir diziydi kendisini.

Müşfik Kenter'siz bir Alf düşünülemez. Dublajın ne derece önemli olduğuna dair sinema bölümlerinde okutulmalı Alf...Aynen Alev Sezer de öyle..Stallone,Cosby ve Fred Çakmaktaş'ı seslendiren Sezai Aydın da unutulmaz bu manada.

Müşfik Kenter demişken Gecenin Öteki Yüzü geldi aklıma Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer ile oynadığı...Haluk Bilginer deyince de Gülşen Abi :D

Show Tv rekabeti cok ust bir seviyeye cekmisti. :D Gercekten cok farkli bir donemdi, insan simdi hayret ediyor gunduz kusaginda neler izledigimize.
 
Show Tv rekabeti cok ust bir seviyeye cekmisti. :D Gercekten cok farkli bir donemdi, insan simdi hayret ediyor gunduz kusaginda neler izledigimize.

Herhalde bizim neslin birikimli olmasının bir nedeni de bu. Fazla internet kullanmamak,insan ilişkilerini yüzyüze yapmak,birşeye zor ulaşmak,sokağın tozunu alarak birşeyler yapmaya çalışmak,maketler ile yaratıcılığı geliştirmek,yaratıcılığın ve sanatın doyurucu olduğu döneme rastlamak...Müzik yönünden zaten söylemiyorum bile. Rock Market,Albüm,JazzRock,Müzik Mozaik gibi kaliteli müziğe ve sanata önem veren programlar vardı,ben bir klibi izleyeceğim diye kıvranırdım,şimdi çok kolay ulaşıyorsun,heves kalmadı bir nevi...

TRT 2 Dünya Sineması Kuşağı çok şey kattı bana film anlamında. Şimdi ya haber/siyaset ya dizi ya kadın programları ya da abidik gubidik yarışmalar revaçta..Ne izliyoruz ne dinliyoruz hakikaten hayret verici..

Ha dizi olayından buraya nasıl geldi bu sohbet o da hayret verici. :D
 
Son düzenleme:
Herhalde bizim neslin birikimli olmasının bir nedeni de bu. Fazla internet kullanmamak,insan ilişkilerini yüzyüze yapmak,birşeye zor ulaşmak,sokağın tozunu alarak birşeyler yapmaya çalışmak,maketler ile yaratıcılığı geliştirmek..Müzik yönünden zaten söylemiyorum bile. Rock Market,Albüm,JazzRock,Müzik Mozaik gibi kaliteli müziğe ve sanata önem veren programlar vardı,ben bir klibi izleyeceğim diye kıvranırdım,şimdi çok kolay ulaşıyorsun,heves kalmadı bir nevi...

TRT 2 Dünya Sineması Kuşağı çok şey kattı bana film anlamında. Şimdi ya haber/siyaset ya dizi ya kadın programları ya da abidik gubidik yarışmalar revaçta..Ne izliyoruz ne dinliyoruz hakikaten hayret verici..

Ha dizi olayından buraya nasıl geldi bu sohbet o da hayret verici. :D

Gercekten cok zordu bazi seylere ulasmak. Bizimki de tam ara donem. Bizden oncekiler icin nerdeyse imkansiz, bizden sonrakiler icinse cok kolay. Birikimin disinda sabir katti bana o donem. Butun hafta bir filmi veya bir programi beklerdim, tak elektrik giderdi. Bir daha sabret ki yayinlasinlar iki uc ay bazen bir yil sonra.

Bir de butun bu gelismelerin ulkeyi dunyaya daha entegre etmesi gerekirken dunyadan kopup serbest salinim haline gecmemiz cok ilginc geliyor bana.
 
Son düzenleme:
Gercekten cok zordu bazi seylere ulasmak. Bizimki de tam ara donem. Bizden oncekiler icin nerdeyse imkansiz, bizden sonrakiler icinse cok kolay. Birikimin disinda sabir katti bana o donem. Butun hafta bir filmi veya bir programi beklerdim, tak elektrik giderdi. Bir daha sabret ki yayinlasinlar iki uc ay bazen bir yil sonra.

Bir de butun bu gelismelerin ulkeyi dunyaya daha entegre etmesi gerekirken dunyadan kopup serbest salinim haline gecmemiz cok ilginc geliyor bana.

Dostum biraz uzayacak ama bu manada X neslini irdelemek gerektiği hususunu es geçemeyeceğim bu mesajından sonra. Neden "X" ile tanımlanıyor bu nesil ? Senin de belirttiğin üzere "ara dönem",yani kendini hem geçmiş hem de gelecek arasında sıkışmış hisseden,dönemine adapte olmakta zorlanan bir nesil. İyi mi kötü mü ? Avantajı veya dezavantajı nedir ? 80-83 arası doğmuş her bireyin olayları doğru analiz etmek,birikimli,sabır denilen olgunyu olgunlukla içselleştirmek hususundaki üstün başarısı, maalesef hayatını mutlu derecede idame ettirmek ve kararlı olmak hususunda yaşanamamış. Hep bir eksiklik ve eleştiri,geçmişe özlem,sisteme isyan,adı koyulamayan kimliksizlik vb. İnternette o dönem çocuklarını sosyolojik açıdan iyi yorumlamış makaleler var.Özal'ın çocukları denilen X neslinin şu an iş dünyasının hakimi olduğunu düşünürsek,bayağı uzun işleri. Teknoloji çocuklarından, akıllı telefonvari akıllılık beklemek biraz polayannacılık gibi.
 
Dostum biraz uzayacak ama bu manada X neslini irdelemek gerektiği hususunu es geçemeyeceğim bu mesajından sonra. Neden "X" ile tanımlanıyor bu nesil ? Senin de belirttiğin üzere "ara dönem",yani kendini hem geçmiş hem de gelecek arasında sıkışmış hisseden,dönemine adapte olmakta zorlanan bir nesil. İyi mi kötü mü ? Avantajı veya dezavantajı nedir ? 80-83 arası doğmuş her bireyin olayları doğru analiz etmek,birikimli,sabır denilen olgunyu olgunlukla içselleştirmek hususundaki üstün başarısı, maalesef hayatını mutlu derecede idame ettirmek ve kararlı olmak hususunda yaşanamamış. Hep bir eksiklik ve eleştiri,geçmişe özlem,sisteme isyan,adı koyulamayan kimliksizlik vb. İnternette o dönem çocuklarını sosyolojik açıdan iyi yorumlamış makaleler var.Özal'ın çocukları denilen X neslinin şu an iş dünyasının hakimi olduğunu düşünürsek,bayağı uzun işleri. Teknoloji çocuklarından, akıllı telefonvari akıllılık beklemek biraz polayannacılık gibi.

Bunlar Hincal Uluc ve benzeri bircok kisi icin de soylenebilir, sadece bizim doneme ait degil bence.

Turkiye'deki diger jenerasyonlarla karsilastirinca politik kimliksizlik var bizden onceki ve sonraki donemlere gore. Kendisi hakkinda yapilmis karikaturlerin koleksiyonunu yapan bir basbakan doneminde yetismenin sonucu herhalde. O acidan sisteme isyan degil de sisteme uymama gibi bir durum var bizde.
 
Bunlar Hincal Uluc ve benzeri bircok kisi icin de soylenebilir, sadece bizim doneme ait degil bence.

Turkiye'deki diger jenerasyonlarla karsilastirinca politik kimliksizlik var bizden onceki ve sonraki donemlere gore. Kendisi hakkinda yapilmis karikaturlerin koleksiyonunu yapan bir basbakan doneminde yetismenin sonucu herhalde. O acidan sisteme isyan degil de sisteme uymama gibi bir durum var bizde.

Evet haklısın, "isyan" orada genel oldu biraz galiba. Lakin düşündüğüm ile yazdığım bir olmadı."Sisteme isyan" her kuşakta olabilitesi bir durum...Hatta 68 Kuşağı bu durumun en önde gidenlerinden,hayranlık uyandırıcılar aynı zamanda...Şu anki nesilde de zaman zaman görüyoruz hatta...Sisteme uymama, kimlik arayışı/bunalımı,aitsizlik olarak da tanımlanabilir. Yani sisteme isyan kimliğini bulmuş insanlarda vücut bulabiliyor...Arada kelime farkından öte bir durum var.

Son zamanlarda Bizimkiler'i izliyorum gördükçe kanalların birinde :D Siyasi eleştiri yapıyorlarmış yahu, şu an böyle olsa yayından kaldırılır herhalde.
 
Üst Alt