Seninle girilen bir diyaloğun sonunun gelmeyeceğini iyi bilenlerdenim. Anlattıkların gerçeği değiştirmeyecek...
FETÖ 40 küsur yıllık sinsi bir projedir. Özal başta olmak üzere, Demirel-Ecevit dahil bütün siyaset liderlerini kullanarak bu noktaya gelmiştir. Gülen, bir tek ilk baştan iş birliği teklif ettiği Erbakan tarafından kesin bir tavırla reddedilmiş ve bu sebeple de hep aleyhinde olmuştur...
AKP döneminde ise ''Kirli menfaat ortaklığı'' diye tarif edip hep tiksinti duyduğum iş birliği ile ülkenin canına okudular; ne Emniyet, ne Adalet, ne sınav sistemi kaldı ırzına geçmedikleri. Tam bir zafer sarhoşluğu içindeydiler. Bildiğim örnekleri var, sıradan bir adam cemaatçi biliniyor ve AKP nin il-ilçe düzeyinde bir yerinden tutunmuşsa büyük güç elde ediyordu...
Neyse uzatmayayım. Özetle; şerden hayır doğmuş, süreç sancılı olsa da ülkemiz bir beladan kurtulmuştur. Verdiğin başka örneklerde olduğu gibi bugünden yarına değişebilecek bir şey değil...
Uzlaşmamız gerekmiyor, kafa karışıklıklarını kendi içinde yahut başkalarıyla yaşarsan memnun olurum...Zaten bu konular için GSCF un uygun bir platform olmadığını düşündüğümden pek girmek istemiyorum da aslında...
Burada daha ilk Fetö-AKP ayriliklari cikarken, Fetö belasinin temizlenmesi, ülke acisindan büyük kar oldugunu söyleyop, burada tartismis bir üyeye, burda bu konu hakkinda Fetö´nün zaralilarini anlatmaya calisiyorsun.
Ben kafam bulanik felan degil, ancak bir faali durum ortaya ciktiginda, resmin diger kisimlari tamamen göz ardi edecek kadar kapasitesiz olmadigimi düsünüyorum sadece.
Akp´nin Fetö´ye olan özel düsmanligi senin saydigin nedenlerden dolayi degildir. Gülen Örgütünü bukadar düsman, ve bukadar tavizsiz bir mücadele vermesinin sebebi, kendi güvenliginin tehdit altinda olmasini düsünmekten geciyor. O yüzden dogu anadolu bölgemizi, tamamen bir terrörist üretme fabrikasina ceviren örgütlere, onun "önderine", ve sempatizanlari bile bukadar sert bir politika uygulamiyorlar.
Ki bu ülkede Abdullah Öcalan´i bile lider gören, ona inanan milyonlarca insan, ve o örgütün siyasi kolunu yürüten bir siyasi kol var legitim bir sekilde hareket eden.
Ve bir Örgüt´e güvenmek, bagli olmakdan ziyade, esas mesele bir örgüt adina faili suc islenilmis mi meselesidir. Suc isleyenlerin belirlenmesi, ve cezalandirilmasi hukukidir. Ancak sadece düsünce sucundan insanlari baski altina alip, sindirmek, isin, barkindan etmek adaletli degildir. Ve Hakan Sükür ve Arif Erdem´in tamamlanmis bir hukuk süreci dahi yok. (ki nekadar bagimsiz yargilar, onu da biliyoruz)
Ben karsima alacaksam, Arif ile Hakan´in ne gibi bir suc isledigini önüme koyacaklar, okadar basit.
Ve Fetö´nun söyle bir farki var, Ergenekon ile. Uluslararasi arenada kök salmis bir terrör örgütüdür, ayni PKK gibi.
Yani sadece iceriyi temizleyip, hashashiler gibi infiltrelikte ustalik yapmis bu örgütü, temizleyemezsin.Ve PKK´dan ziyade, Fetö örgütü avrupada terrör örgütü olarak bile kabul edilmiyor. Neden mi ? Türkiye´nin gönderdiklerini delil olarak kabul etmiyorlar.
Bir kac sene önce Ergenekon´dan beteri yoktu, bugün Fetö´den beteri yok.
Bu filmi daha kac defa izleyecegiz ?
Türkiye gercekleri ile yüzlesmek lazim, eger yapilan darbe, daha önce yapilan darbeler gibi basarili olsaydi. Bugün hain kim, demokrasi kahramani kim olurdu ?