internet olmadan önceki yaşam

Mahalle maçları , misket , sokakta saklanbaç , o yeni çıkan boncuklu silahlarla koluna kafana karton geçirip gerçek counter strike yaşayabilmek , inşaatlardan kumların üstüne atlamak bacakları sakatlamak

samimi mahalle kavgaları , sonu kola içerek bitenlerden. 9 yaşındasın birini seviyorsun ama söyleyemiyorsun o dönemin platonik aşkları başkaydı.

Zidane , Hagi , Ronaldo , Rivaldo diye futbolcu isimleri takıp şut çekmeler.

Ne bileyim 80 li yılların sonunda doğanlar en iyi ve son çocukluk yıllarını yaşayan cocuklardık.

Şimdi bakıyorum , velet 4 yaşında ipaddan asphalt falan oynuyor.

6 yaşında cocugun facebook hesabı var

15 yaşında veletler manitacılık yapıyor.

İnsanlar facebooktan ve diğer paylaşım sitelerinden neredeyse artık yatak odası muhabbetlerini paylaşacaklar.

Yediğini içtiğini resmedip sergileyenler.

Salak saçma internet üstünden laf sokmaya calısan mal insanlar.

Değiştik evet ama internet ve sosyal medya Türk insanına pek yaramadı. Dostluklar bitti , Beğeni ve paylaşım üstüne saçma sapan bir arkadaşlık sistemi geldi.

Sonumuz iyi değil.
 
biraz abartılıyor bence bugün genellikle zengin aileler bu şekilde sürdüyor hayatını. bizim gibiler hala sokakta izmir karabağlardayım çocuklar kışın çıkamıyor zaten ama yazın sokaklar hep dolu. hepsinin evinde de bilgisayar internet var ama çocuklar çıkıp top oynamayı arkadaşlarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor.
 
biraz abartılıyor bence bugün genellikle zengin aileler bu şekilde sürdüyor hayatını. bizim gibiler hala sokakta izmir karabağlardayım çocuklar kışın çıkamıyor zaten ama yazın sokaklar hep dolu. hepsinin evinde de bilgisayar internet var ama çocuklar çıkıp top oynamayı arkadaşlarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor.

öyle tabi. teknoloji ne kadar gelisirse gelissin, bir cocugun en büyük eğlencesi sokakta oynayacagı oyundur.
 
Mandalina tarlasını da benim yakmışlığım vardir. Allah'tan biri gördü de büyük yardıma kosmustu baya sıkıntı yaratabilirdi. :D
 
Dışarıda top oynarken salça ekmek yerdik.

O dönem erik çakmak ibadetimizdi bizim.
 
eskiden daha fazla tv izlerdim simdi hemen hemen hic izlemem, artik notebook üzeri izler oldum filmi diziyi internet sayesinde.
 
Vallahi benim büyük kızım hergün dışarıda arkadaşları ile oynuyor. İnternete geziyor tabiki ama çok az. Kişiden kişiye değişiyor belkide. Net zararın olduğunu inanmıyorum yeterki ayarı abartılacak seviye olmadıkça. Bu ama her şey için geçerli belkide hayata. Fazlası her şeyin zararı oluşur. Suyun bile
 
Ne günlerdi be.
Cuma namazı akabinde kilisenin arkasında (buluşma noktamız) buluşup cebimizde ne kadar para var ortaya dökerdik.
Sonra bir arabaya binip neresi olursa farketmeksizin yola çıkıp binbir türlü macera yaşardık.
İlk zamanlar telefonumuz bile yoktu.
Bugün Frankfurt ertesi hafta Berlin ertesi hafta Paris ertesi ay Amsterdam.
Yollar biter maceralar bitmezdi.

Bugünün gençlerini toplayıp anlatıyorum bazen, can kulağı ile dinliyorlar ben gidincede amma salladı bunak diyorlar.
 
Kesinlikle daha aktif ve insani bir yaşam formuyduk diyebilirim. Zira düşünceleri parmaklardan ziyade uygulayabiliyorduk. Ayrıca "merak" ve "gizem" faktörlerinin kaybolmadığı bir evreydi. Bu da beraberinde "yaratıcılık" ve "keşfetme" duygularını beraberinde getirerek zevk alma kapasitesini artırıyordu.Şimdi o zevk almayı "Google amca" yaşıyor. Üşengeç ve "öff pöff"çü bir nesil yetişiyor. Ama burada gençlikte değil bütün bu eksiklikler; sistemde ve düzende.

Hayranı olduğumuz müzik gruplarının tv'de bir klibi yayınlansa,radyoda bir şarkısını duysak inanılmaz heyecan duyar, klibi beyin hafızamıza atar(artık başka ne zaman çıkarsa diye hüzünlenir), şarkıyı kasetlerin sağ ve sol iki üst köşesine bant yapıştırarak veya kağıt sıkıştırarak kaydederdik.Klibini izleyemediğimiz şarkıları hayal ederek yaşardık.Ertesi gün "yahu X grubunun klibi yayınlandı izlemedin mi?" diye sorardık birbirimize ki cep telefonu da yoktu insanlarda öyle haber verme gayesiyle. Bir de VHS kasetler vardı elbet. Az kişinin evinde video oynatıcılar vardı,lüks bir aletti. VHS kiralamanın tadı bir başkaydı. O film çok değerli oluyordu, dikkatini vererek izliyordun.VCD çağı çıkmadan kral aletlerdi bunlar.Bilgi edinmek için googledan ziyade ansiklopedi ve kitapları kullanırdık. O dönemler hakikaten bilgi yönünden sıkıntılı dönemlerdi. Bu yönden çok iyi yıllar değildi kanımca.

Sokak maçları ve oyunları,diyaloglar,sohbetler değerliydi.Atari salonları vardı bizim de eğlencemiz oydu,bir de Nintendo 64 unutulmazdır. Play Station çıktığında devrim yaratmıştı, daha konsolu almadan çıkan oyunları alıyorduk :D

Şimdi inanılmaz tekdüze bir yaşam var. Ne çocuklar çocukluklarını yaşayabiliyor ne de gençler dinamizmini açığa vurabiliyor.Resmen teknolojik esir durumunda insanlık,bilgisayar ve telefon başında eriyorlar.Teknoloji iyidir ama "insan" yerine geçerse iyiliğinden çok kötülüğü dokunur inancındayım. Tabii ki çok geri olmasın,olanaksızlıklar olmasın,herkes bilgiye ulaşabilsin,babalarımızın yaşadığı dönemlerdeki gibi zor olmasın herşey; ama insani değerler kaybediliyor. Özellikle o ara çocukluk dönemi yitiriliyor.Tüketim çağı insanların benliklerini yutuyor ve duygularını köreltiyor...Kim ne derse desin herşey dozunda iyidir; bazen herşey herşey değildir,hiçliği beraberinde getirir.
 
Son düzenleme:
Aslında internet, kullanmayı bilen için oldukça faydalı bir şey... Zaman içinde internet kullanımı da rayına oturacaktır diye düşünüyorum. Mevcut durumda Ayberk'in yazdıklarına ek olarak, ''haplaştırılmış bilgi'' ile aydınlandığını sanan ve derinlikten uzak bir nesil geliyor alttan.
 
Kısaca özetlemek gerekirse ;



nurettin-yildiz-mektup.jpg

zRD97Y.jpg

cocuklariniza-asla-anlatamayacaksiniz-atari-nostalji-1380721.jpg

%C4%B0sim-%C5%9Fehir_oyunu.png
 
İnternet olmadan once Nokia 6600 dan Gamze Ozcelik izleyen nesildik.
 
Son düzenleme:
Eskide kalan şeyler tatlı geliyor insana,ama internet kolay vazgeçilecek şey değil.
 
internet yokken yaşayabiliyorduk ama şimdi internet olmasa yaşayamayız
 
Geri
Üst Alt