EURO 2016'ya Hırvatistan maçı ile kötü başlayan A Milli Futbol Takımı geri kalan maçlarda gollü bir Çek Cumhuriyeti galibiyeti alamadığı takdirde büyük ölçüde turnuvaya veda edecek.
Elde ki malzeme ışığında nasıl bir oyun anlayışı ve kadro ile kalan maçlara çıkmamız gerektiğini tartışmaya açmak isterim.
Şahsi fikrimi söyleyerek konuya giriş yapıyorum.
Birincisi elimizde ki malzeme sandığımız kadar lezzetli değil.
Arda Turan, Gökhan Gönül, Caner Erkin gibi önemli isimler sezonun büyük bölümünü yedek veyahut sakat olarak geçirdi. Gökhan sakatlığı sebebi ile ligin başını kaçırdığı gibi bir de Fenerbhaçe ile olaylı biçimde ayrılık yaşayarak EURO 2016'ya geldi. Caner 2.5 aydır resmi maçlarda forma giymedi ve bu sezon zaten performansında gerileme gözleniyordu. Eşi Asena'dan da olaylı bir biçimde ayrılması onu mental bakımdan da geriye götürmüş. Arda ise Barcelona'ya transfer olduğu sezonun 6 ayını boşta geçirdi. Kondisyon durumu kötü ve 2. yarı da oynadığı maçlar düşünülürse, 90 dakikalık maç kondisyonu yok denecek kadar az.
Terim'in çağırdığı veyahut çağırmadığı isimler
Stoper rotasyonumuz yok denecek kadar zayıf durumda. Öyle ki kesici rolünde orta sahada çok iyi iş gören Mehmet Topal stoper olarak vasat performansına rağmen oynatılmak durumunda kalıyor. Bu tercih 2 türlü de dezavantaj ayratıyor. Zira orta saha direncimiz düşüyor. Stoper olarak da alanını güvenli kontrol edemiyor ve hantal kalıyor.
Bu bölgeye Çağlar Soyuncü, Ersan Adem Gülüm, Atınç Nukan gibi isimleri çağırabilirdik ama artık iş işten geçmiş durumda. Yine de Topal bana göre stoper oynamamalı.
Kanatsız oyun hucüm varyasyonumuzu bitirmiş durumda
Ortada iyi bir jenerasyon var gibi görünüyor ama bizim şu an yaptığımız sadece iyi gördüğümüz isimleri dizerek kadro kurmak gibi duruyor. 5 orta sahalı statik bir futbol ile bir yere gelmek için şans faktörü lazım. O şans Terim'de mevcut o yüzden büyük konuşmak istemiyorum zira dün bile 3-0 bitecek maçı tek farklı kaybettik direkler sağolsun.
Ama Arda-Hakan-Selçuk şeklinde bir orta saha oldukça tek düze ve birbirine zıt bir yapı. Hepsi ağır ve belirli teknik kapasitesi olan isimler ancak hiç biri adam eksilten tipte değil.
Arkaları toplayan bir kesici de olmayınca tamamen ortaya kaos çıkıyor.
SONUÇ: İsim olarak iyi bol kremalı ama içi boş bir pasta. (Kremayı da çok sevmem bu arada. Sonuçta bildiğin yağ.)
ÖNERİM:
Elde ki malzeme ışığında nasıl bir oyun anlayışı ve kadro ile kalan maçlara çıkmamız gerektiğini tartışmaya açmak isterim.
Şahsi fikrimi söyleyerek konuya giriş yapıyorum.
Birincisi elimizde ki malzeme sandığımız kadar lezzetli değil.
Arda Turan, Gökhan Gönül, Caner Erkin gibi önemli isimler sezonun büyük bölümünü yedek veyahut sakat olarak geçirdi. Gökhan sakatlığı sebebi ile ligin başını kaçırdığı gibi bir de Fenerbhaçe ile olaylı biçimde ayrılık yaşayarak EURO 2016'ya geldi. Caner 2.5 aydır resmi maçlarda forma giymedi ve bu sezon zaten performansında gerileme gözleniyordu. Eşi Asena'dan da olaylı bir biçimde ayrılması onu mental bakımdan da geriye götürmüş. Arda ise Barcelona'ya transfer olduğu sezonun 6 ayını boşta geçirdi. Kondisyon durumu kötü ve 2. yarı da oynadığı maçlar düşünülürse, 90 dakikalık maç kondisyonu yok denecek kadar az.
Terim'in çağırdığı veyahut çağırmadığı isimler
Stoper rotasyonumuz yok denecek kadar zayıf durumda. Öyle ki kesici rolünde orta sahada çok iyi iş gören Mehmet Topal stoper olarak vasat performansına rağmen oynatılmak durumunda kalıyor. Bu tercih 2 türlü de dezavantaj ayratıyor. Zira orta saha direncimiz düşüyor. Stoper olarak da alanını güvenli kontrol edemiyor ve hantal kalıyor.
Bu bölgeye Çağlar Soyuncü, Ersan Adem Gülüm, Atınç Nukan gibi isimleri çağırabilirdik ama artık iş işten geçmiş durumda. Yine de Topal bana göre stoper oynamamalı.
Kanatsız oyun hucüm varyasyonumuzu bitirmiş durumda
Ortada iyi bir jenerasyon var gibi görünüyor ama bizim şu an yaptığımız sadece iyi gördüğümüz isimleri dizerek kadro kurmak gibi duruyor. 5 orta sahalı statik bir futbol ile bir yere gelmek için şans faktörü lazım. O şans Terim'de mevcut o yüzden büyük konuşmak istemiyorum zira dün bile 3-0 bitecek maçı tek farklı kaybettik direkler sağolsun.
Ama Arda-Hakan-Selçuk şeklinde bir orta saha oldukça tek düze ve birbirine zıt bir yapı. Hepsi ağır ve belirli teknik kapasitesi olan isimler ancak hiç biri adam eksilten tipte değil.
Arkaları toplayan bir kesici de olmayınca tamamen ortaya kaos çıkıyor.
SONUÇ: İsim olarak iyi bol kremalı ama içi boş bir pasta. (Kremayı da çok sevmem bu arada. Sonuçta bildiğin yağ.)
ÖNERİM:
- ARDA, HAKAN VE SELÇUK aynı anda saha da olmamalı.
- Topal mutlaka orta sahada değerlendirilmeli. Stopere elimizdekiler vasat da olsa mevkisi orası olan isimler düşünülmeli.
- Kanat oyuncusu olmayan bir milli takım sahada olmamalı. Emre, Volkan Şen ikilisinden biri mutlaka 11'e girmeli. Ben olsam Emre Mor'a yatırım yaparım. Zira bizim de oyuncu pazarlayan olmamız lazım. Bu çocuk 1-2 turnuvaya bizi iyi gelişirse götürecek kumaşta olduğunu gösterdi. Dün kötü görünmesine rağmen maçın en yaratıcı hareketi olan topuk pası ve frikiği bize kazandıran da Emre idi.
- Cenk Tosun hamle oyuncusu olmalı. Beşiktaş'ta 90 dakika oynamayan bir ismi milli takıma 90 dakika oynatmak için alacak kadar kaliteli bir ligimiz yok. Cenk 90 dakikalık kondisyona da sahip olmadığını gösterdi. Burak ile başlayıp ilk değişikliği maç skoruna göre Burak yerine skorda önde isek false 9'a dönecek şekilde yaratıcı bir oyuncu ile (Hakan, Arda vs) yapmak daha akıllıca. Geride isek çift forvet'e veyahut Cenk -> Burak ile farklı bir dizilişe geçmeden maça devam etmek de düşünülmeli.
- Arda mı Hakan mı 11'e başlar dersek o konu biraz karışık. Hakan'ı yedekten sokmak daha faydalı olabilir Arda'yı en azından ispanya maçında yedek bırakmak saçma olur gibi geliyor. Yorulunca ki 45 dakikalık canı var 50-60 gibi yerine Hakan sokulabilir.
- Ozan/Selçuk tercihi de kritik ama o konuda kararsızım.