Bir spor kulübü yöneticilerinin kaliteli/uzun ömürlü olup olmadıkları transfer dönemlerinde belli olur.
Çünkü hem alacağın futbolcunun marka değeri, kulübün marka değerini/imajını arttırır, hem de kazandıracağı maçlarla sana şampiyonluk getirir.Haliyle de onu transfer eden yöneticileri de kurtarır.
Hamzaoğlu şampiyon olduktan sonraki gün hem burda hem de sözlükte "teşekkür edilip gönderilmeli" diyenler vardı.
Çünkü gerek yabancı dil bilmemesi,gerek yurtdışı futbolunu izlememesi-oyuncu tanımaması vs. gitsin istendi.Nitekim o dönem korkulan oldu jem karacanlar falan alındı, beceriksizliğin adı "şampiyon kadroya güven/vefa" oldu ve 3 kupalı adam 10 haftada gönderildi.Sezonu 6.bitirdik falan.
Ne yazıkki bu yönetim de aynı kafada gidiyor.
Sayın Cengiz'e tek kızma nedenim plansızlık ve iletişimsizliktir.
Bakın hem kendisi hem Albayrak hatta Terim, oturup futbolcu izleyecek adamlar değiller.
Mesela kura günü Fransa'dalar iken Traore boşa çıkmıştı,kulüpten birinin bu ikiliyi arayıp hemen haberdar etmesi gerekiyordu, ben şahsen bu ikilinin bundan haberdar olduğunu sanmıyorum.Bizde bu işi yapacak sportif direktör yok, lafa gelince "scout ekibinin tek işi futbolcu izlemek değil!!" diyip Utkucan'ın avukatlığını üstlenenler, o zaman o arayıp haberdar edecekti.
Keza Çinden jackson martinez koşa koşa gelirdi, ya da latin amerikadan falan.
Ama dediğim gibi bizde bu işe bakan biri yok,Cengiz'in tek ve en büyük hatası/eksiği budur.
Ya sportif direktör gelecek, ya Utkucan'ı kovacak.
Mevcut kafayla giderse o zaman kendisi kaybedecek.
domates mi satiyosun ulan? Adamin psikolojisi dagilmis.