valla insan yapmak istediği işten bir süre sonra sıkılır da hayalindeki işten o kadar kolay vazgeçer mi emin değilim. ben mesela sporun her türlüsüne hastayım, zamanında imkanım olsa hayalimdeki gibi kadir has'ta spor-gazetecilik eğitimi alıp sertifikamı alsam 3 sene sonra sıkılır mıydım, yoksa uğur karakullukçu gibi haftanın 7 gününün 6'sı 3 programa mı çıkardım, sanki ikincisi daha yakın geliyor bana. insanlarla birebir iletişimi sevdiğim ve bir işte uzmanlaşmanın özel sektördeki değerini bildiğim için en az riskle kendi kendimin patronu olabileceğim bir iş seçtim. çok kazanıyor muyum hayır ama en azından bana en uzak gelen şekilde haftanın 6 günü, bana uygun görülen saatlerde herkesten çok çalışıp 20 yıllık kaşarlanmış heriflerin sırf devrecilikten benden çok kazanmasına tamah etmiyorum. yaptığım işle bir ömüre beni tatmin edebilecek parayı sığdırabilirsem dünyanın en mutlu adamı olurum ama ömür boyu sen yatacaksın, biz senin eline bir kere de o kazanacağın parayı sayacağız deseler büyük ihtimal sonunda yine mutsuz olurum.
doğduğumda kucağıma o kadar para düşse yine sevdiğim, hayal ettiğim türde bir işe yatırım yapardım. istediğin hayatı yaşayabilmek büyük lüks ama kendi çapına-meşrebine göre bir şeyler üreterek, insanlara yardım ederek hayatının sürdürmenin keyfi ve iç huzuru paha biçilemez. ha özel sektörün avantajı bu tabii. sonuçta işlerin birebir tanımından ziyade sektörel ayrılıkları var. ben şu an yaptığım işten bunalırsam ve imkanım olursa aynı amaçlı farklı bir branşta da aynı gönül rahatlığıyla hayatımı sürdürebilirim.