Bu arada genel soruya cevap vermemis oldum ama ben kendimi bildim bileli bu sorunun cevabi PlayStation olmustur
XBox online hizmetleri parali yapan, EA & Activision gibi buyuk sirketlerle yataga giren (gerci bunu son donemde Sony de yapiyor ama daha usturuplu bir sekilde) ve Halo disinda evrene ciddi bir hayri olmamis bir konsoldur. Oyun paylasma olayina savas acmisti adamlar ki buyuk tepkilerden sonra geri vites yaptilar. Ozetle oyuncuyu degil parayi dusunen Amerikan sirketidir.
Sony ise candir -- parayi dusunmediginden degil, romantize etmeye calismiyorum. Sony'nin fikri, Amerikalilarin aksine, "Biz oyuncuya guzel oyunlar oynatirsak para zaten gelecektir" minvalinde bir seydir, dogrudur da. Sadece Bloodborne icin PS4 alinir. Sadece Uncharted icin PS3 alinir. Sadece God of War icin PS2 alinir vs.
Sirketlerin gecmisini vs. bir kenara koyup bu jenerasyonun konsollarina bakarsak goruyoruz ki: 1) XBox bir medya kutusudur, ilk ciktiginda da boyle reklamini yapmislardi. Bakin bu makineyi alin televizyonunuzun altina koyun, sonra oyun mu muzik mi film mi ne isterseniz hepsi buradan hepsi ses kontroluyle aslinda salon asistani vs. gibi curretli bir hareketti. Bu pazarlama teknigi tabii ki tutmadi cunku bu makineyi alacak adam oyun oynamak icin aliyor, diger seyleri yapabilecegi yontemler mevcut zaten. 2) PS4 bir oyun konsoludur. Sony gelen parayi exclusive anlasmalarina, studyolari desteklemeye ve dagiticiligini yapmaya harcar. Bu sayede elinde Uncharted, The Last of Us, God of War, Ratchet & Clank, Gran Turismo gibi serisinin her oyunu harika yapimlarin tekeli olur. Bunlar disinda ornegin bu jenerasyonda Bloodborne ve Horizon Zero Dawn gibi devam edip etmeyecegini bilmedigimiz cevherler ve arada denk gelen kaliteli Japon oyunlar (bkz. Persona 5) da var.
Cok uzattim ama derleyip toparlayacak olursak bu dunyada bir isi yapmanin iki yolu vardir: Bir Microsoft/Amerikan yolu, bir de Sony/Japon yolu. Ikisi de kapitalizmin prensipleriyle ic ice, tuketici toplumdan dogmus, kar amaci guden unsurlar olmasina ragmen biri "Ben gunun sonunda para kazandiran herhangi baska bir isten farkli bir is yapmiyorum bu sebeptendir ki bu isi yaparken ne kadar kazanabiliyorsam o kadar kazanayim nereden yeni gelirler olusturup tuketiciyi ikna edebilirim?" diye dusunur, digeriyse "Paranin ustune kurdugumuz bu toplumda bizleri de islerimiz belirliyor; islerimiz sayesinde para kazaniyor, islerimiz sayesinde hayatta kaliyor, hatta belki de isimizi yeterince iyi yaparsak islerimiz sayesinde ismimizi yasatabiliyoruz: bu yuzden isimize saygi duymak is yapmanin ilk prensipidir." der.
Bu tavir farki ayni zamanda bati tipi kapitalizm (bkz: Max Weber, Protestan Ahlaki ve Kapitalizmin Ruhu, almanci kardeslerim icin Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus) ile Japon kapitalizminin temel farkidir.