T. Bora Cengiz
Sarı Üye
- 3 Eylül 2017
- 945
- 923
- 693
Liverpool maçının öncesinde yapılan açıklamalarda da gördük ki burada ya da Twitter/X'te konuştuklarımız öyle veya böyle takımdakilerin kulağına gidiyor. Özellikle son dönemde artan "niteliksiz" taraftar yorumları sınırları aştı. Takımda malzemecisinden başkanına herkese eleştirinin de ötesinde bel altı vuruldu, bunu da rakip takım taraftarı değil Galatasaray taraftarı yaptı. Eleştiri Galatasarayda her zaman var, fakat eleştiri diye gösterip sosyal medyada etkileşim kasan tiplemelere karşı çok daha seçici olmamız lazım.
Özellikle işler göreceli olarak kötü giderken birçok kişinin unuttuğu bazı şeyleri Liverpool galibiyetinden sonra tekrar yazmak istedim ki olur da yarın bir gün yine kötü bir dönemden geçersek aklınıza gelsin.
1- Her takımı yenebilir, her takıma da kaybedebiliriz. Profesyonel futbolda 11-11 başlayan her maçı kazanmamız mümkün değil. Sezon içerisinde oyuncuların ya da teknik ekibin Kocaelispora ve Liverpoola aynı şekilde motive olamayacağı da net. Bazen CL maçları öncesinde ya da sonrasında özellikle Alanyaya olduğu gibi skoru aldıktan sonra rölantide oynayabiliriz. Belki de bu maçlarda puan ya da puanlar kaybedebiliriz. Burada önemli olan sezon sonu şampiyon olup olmadığımızdır.
2- Takımların kadro değerlerinin maç özelinde hiçbir önemi yok. Görüldüğü üzere 1 milyar euro üzerinde değeri olan takımı Alanya maçından daha kolay yendik. Yarın biz de Bodo/Glimt'e kaybedebiliriz. Toplam takım değeri sezon sonu için bir beklenti oluştursa da maç maç performansları bu veri üzerinden değerlendiremeyiz. Bu değer üzerinden beklenti oluşacak tek şey sezon sonunda takım değerimize uygun bir konumda CL lig etabını ve Türkiye ligini bitirmemiz olmalı.
3- Konusunda uzman olmadığımız şeyler yüzünden yanlış bilgiler yaymamalıyız. Aramızda fizyoterapi ya da futbolcu sağlığı konusunda doktora yapanlar yoksa takımın teknik ekibi hakkında yorum yapmak bana saçma geliyor. Çim bakım uzmanı değilseniz ne yapılması gerektiğini söylemek de çok saçma (sahanın durumu felaket demek ayrı). Özellikle milletin patır patır darbeye bağlı olmayan sakatlık verdiği yerde bizim takımın göreceli olarak sağlıklı kalması bence en büyük başarı. Şu da bir gerçek ki spor kamuoyunda ne zaman bir oyuncumuz "fizik olarak bitik" diye nitelendirildiğinde ertesi maç hiç de öyle olmadığını görüyoruz. O 1 hafta içerisinde o oyuncuya yapılan linç bize hiçbir şey kazandırmıyor fakat bu söylentiyi yayan medya maymununa etkileşimden para kazandırıyor.
4- Transferler veya transfer değerleri üzerinden takım performansını değerlendiremeyiz. Biz bu sene tarihimizde olmayan bir şekilde 150M euro harcadık ama daha 1 sene öncesine kadar verdiğimiz en yüksek bonservis bedeli 20M euro'ydu. Bu demek değil ki seneye de 150 harcayacağız. Bu sene Osimhen artı kaleci için bütçemizin çok çok üstüne çıktık. Liverpool ise neredeyse 500M euro harcamasına rağmen geçen seneye göre oyun güçleri çok daha düştü. Önemli olan görüldüğü gibi isimler değil takım olmak ve takım oyunu oynatmak. Yanı başımızdaki Beşiktaşın harcadığı miktar ve oynadığı oyun da ortada.
Son olarak söylemek istediğim: birilerine nefret kusacağım diye takımı ya da teknik ekibi yıpratmayın. Sürekli olarak saçma sapan eleştiri yapılması yüzünden belki de gerçekten önemli yerleri atlıyoruz. Dibimizdeki camia şampiyon olmak için sürekli panik halinde diye bizim de panik yapmamıza gerek yok. Avrupada da kimseye başarılı olduğumuzu kanıtlamıza gerek yok. Biz zaten Türkiyenin açık ara an başarılı kulübüyüz ve kendimizi geçmeye çalışıyoruz.
Aslolan Galatasaray.
Özellikle işler göreceli olarak kötü giderken birçok kişinin unuttuğu bazı şeyleri Liverpool galibiyetinden sonra tekrar yazmak istedim ki olur da yarın bir gün yine kötü bir dönemden geçersek aklınıza gelsin.
1- Her takımı yenebilir, her takıma da kaybedebiliriz. Profesyonel futbolda 11-11 başlayan her maçı kazanmamız mümkün değil. Sezon içerisinde oyuncuların ya da teknik ekibin Kocaelispora ve Liverpoola aynı şekilde motive olamayacağı da net. Bazen CL maçları öncesinde ya da sonrasında özellikle Alanyaya olduğu gibi skoru aldıktan sonra rölantide oynayabiliriz. Belki de bu maçlarda puan ya da puanlar kaybedebiliriz. Burada önemli olan sezon sonu şampiyon olup olmadığımızdır.
2- Takımların kadro değerlerinin maç özelinde hiçbir önemi yok. Görüldüğü üzere 1 milyar euro üzerinde değeri olan takımı Alanya maçından daha kolay yendik. Yarın biz de Bodo/Glimt'e kaybedebiliriz. Toplam takım değeri sezon sonu için bir beklenti oluştursa da maç maç performansları bu veri üzerinden değerlendiremeyiz. Bu değer üzerinden beklenti oluşacak tek şey sezon sonunda takım değerimize uygun bir konumda CL lig etabını ve Türkiye ligini bitirmemiz olmalı.
3- Konusunda uzman olmadığımız şeyler yüzünden yanlış bilgiler yaymamalıyız. Aramızda fizyoterapi ya da futbolcu sağlığı konusunda doktora yapanlar yoksa takımın teknik ekibi hakkında yorum yapmak bana saçma geliyor. Çim bakım uzmanı değilseniz ne yapılması gerektiğini söylemek de çok saçma (sahanın durumu felaket demek ayrı). Özellikle milletin patır patır darbeye bağlı olmayan sakatlık verdiği yerde bizim takımın göreceli olarak sağlıklı kalması bence en büyük başarı. Şu da bir gerçek ki spor kamuoyunda ne zaman bir oyuncumuz "fizik olarak bitik" diye nitelendirildiğinde ertesi maç hiç de öyle olmadığını görüyoruz. O 1 hafta içerisinde o oyuncuya yapılan linç bize hiçbir şey kazandırmıyor fakat bu söylentiyi yayan medya maymununa etkileşimden para kazandırıyor.
4- Transferler veya transfer değerleri üzerinden takım performansını değerlendiremeyiz. Biz bu sene tarihimizde olmayan bir şekilde 150M euro harcadık ama daha 1 sene öncesine kadar verdiğimiz en yüksek bonservis bedeli 20M euro'ydu. Bu demek değil ki seneye de 150 harcayacağız. Bu sene Osimhen artı kaleci için bütçemizin çok çok üstüne çıktık. Liverpool ise neredeyse 500M euro harcamasına rağmen geçen seneye göre oyun güçleri çok daha düştü. Önemli olan görüldüğü gibi isimler değil takım olmak ve takım oyunu oynatmak. Yanı başımızdaki Beşiktaşın harcadığı miktar ve oynadığı oyun da ortada.
Son olarak söylemek istediğim: birilerine nefret kusacağım diye takımı ya da teknik ekibi yıpratmayın. Sürekli olarak saçma sapan eleştiri yapılması yüzünden belki de gerçekten önemli yerleri atlıyoruz. Dibimizdeki camia şampiyon olmak için sürekli panik halinde diye bizim de panik yapmamıza gerek yok. Avrupada da kimseye başarılı olduğumuzu kanıtlamıza gerek yok. Biz zaten Türkiyenin açık ara an başarılı kulübüyüz ve kendimizi geçmeye çalışıyoruz.
Aslolan Galatasaray.