Nedenini bilmiyorum ama Maicon'un bu duruma düşmesine üzüldüm.
Dusunsene
Brezilyalisin, neredeyse 30 yasina gelmissin. Cok guzel bir Avrupa maceran olmus, Porto gibi bir takimda senelerce oynamis, kaptanlik yapmis, uc kere sampiyon olmus, hatta bir kere UEFA'yi almissin. Sonra geri ulkene donmussun, futbolu belki de orada birakmak var aklinda. Karin ve iki cocugunla mutlu mesut yasiyorsun. Sana God of Zaga (savunma tanrisi) lakabini takmislar, Sao Paulo gibi cok buyuk bir takimin kaptanisin.
Sonra birden Galatasaray gibi buyuk bir kulup sana talip oluyor. Kulubune cok guzel bir para teklif ediliyor. Kulup sezon ortasi kaptanini birakiyor (Brezilya guney yarimkurede oldugundan sezon yazin tatil edilmiyor, bize geldiginde sezonun ilk yarisi oynanmisti). Sana da cok iyi bir maas teklif ediliyor, uzun sureli de bir kontrat veriliyor. Istanbul sehrinde mutlu olmus Brezilyalilar araya sokuluyor. Kulup kullerinden dogmayi hedefliyor bu sezonda, Avrupa'da basari hedefliyor, takimi yeniden kuruyor hoca seni cok istiyor. Fernando gibi yillarca beraber oynadigin muthis bir profesyonel ve aile dostu da oraya gidiyor.
Son bir macera cok cazip geliyor, karin ve cocuklarinla kosa kosa geliyorsun. Taraftar sevgi seline boguyor. Cok iyi basliyor takim sezona. Yenge sahipleniliyor taraftar tarafindan. Karabukspor gibi sezonun kirilma noktalarindan birinde sembolik bir gol atiyor, hakemin yaninda muthis bir poz veriyorsun. Yeniden kariyerinin zirvesindesin.
Sonra sezon ortasinda hoca gidiyor yeni bir adam geliyor, kulup efsanesi. Herkes cok memnun. Takim ara sira tokezlese de sampiyonluga yuruyor. Sen kistan beri tatil yapmamis, son bir senede 60'tan fazla maca cikmissin. Performansin dususe geciyor, hatalar yapiyorsun. Kesik yiyorsun takimdan. Ozel hayatinda calkantilar basliyor. Bu hoca sana sahip cikiyor, sana babalik ediyor. Agliyorsun karsisinda.
Nihayetinde takim sampiyon oluyor, sen de bu sampiyonlugun mimarlarindansin. Karin ve cocuklarinla Florya'da taraftarla butunlesiyorsun. Sana, karina tezahuratlar yapiliyor. 1.5 senedir araliksiz futbol oynuyorsun, ilk defa tatil yapacaksin.
Yazin ozel hayatinda sorunlar devam ediyor. Bundan kimsenin haberi yok tabii. Senin transferin son anda gundeme geliyor, gitmeyi kabul ediyorsun ama transfer evraklari yetismiyor. Neyse diyorsun. Gorev verilince cikip yine elinden geleni yapiyorsun. Mucadelenden, hirsindan eksilen bir sey yok. Ama zihnin ve psikolojin performansinin zirvesinde olman icin elverisli degil. Kulup icinde huzursuzluk, calkanti var. Taraftardan catlak sesler geliyor. Takim kotu gidiyor. Karin artik tribunde bayrak sallamiyor.
Performans dustukce takim zorluklarla bogusmaya devam ediyor. Sonra ilk devrenin ortasinda karin cocuklarini da alip Brezilya'ya donuyor. Film tam anlamiyla burada kopuyor.
Kulturu sana tamamen yabanci bir ulkede, ailenden ve tum tanidiklarindan uzak, yalniz, bir basinasin. Taraftar istemiyor. Takim istememis yollamaya calismis olmamis. Aylarca cebellesiyorsun bu sillesiyle hayatin. Sana yardimci olmaya calisiyorlar teknik heyet ve futbolcu arkadaslarin, ama nereye kadar? Yillardir yaninda uyandigin karin, cocuklarin yok. Sabah yalniz uyaniyor, aksam yalniz yatiyorsun. Sokakta yururken duydugun dil yabanci. Insanlarin kulturu yabanci. Sokaklar yabanci.
Sonra yavas yavas cikiyorsun belki de bu depresyondan. Takim toparlaniyor, devre arasi tatili geliyor. Aileni, cocuklarini ziyaret ediyorsun. Karinla tekrardan konusmaya basliyorsun. Belki de bir seyleri bastan kurma firsatin var. Neden olmasin? Brezilyali dostlarin var takimda, seni eskiden beri taniyan. Teselli ediyorlar, motive ediyorlar seni.
Transferin gundeme geliyor ama iptal oluyor. Sen takimda kalip mucadele etmeye hazirsin. Ikinci devre basliyor, yine cikip elinden geleni yapiyorsun. Hakemin hatali bir penalti kararindan dolayi catlak sesler cikiyor biraz ama her sey yoluna girecek gibi gorunuyor. Bir seyleri tamir etmek icin bir firsat sunuyor hayat.
Sonra yine transferin son gunu, tum planlarini alt ust edercesine hayat bir darbe daha vuruyor. Gondermek istiyor takimin seni. Cok da cazip olmayan teklifler var, daha uzak, daha yabanci, daha yalniz ulkelerde. Karin ve cocuklarindan uzak kaldigin yetmeyecekmis gibi simdi hem adapte olmaya basladigin yerden kopariliyor, hem arkadaslarindan uzak kaliyorsun. Her gece "Neden Sao Paulo'da kalmadim ki?" diye giriyorsun yataga. Her gece kabusuna giriyor secimlerin.
Taraftar sana baski yapiyor, git defol pis copluk diye. Linc ediliyorsun. Yerine bir futbolcu getiriliyor, lisansin iptal ediliyor ve kadro disi kaliyorsun. Ne yapsan olmuyor. Belki hatalar yapmissin ama telafisi olmayan seyler mi var ortada? Telafisi yoksa her seye son mu vermelisin?