İÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kaşıkcı TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarını ve bundan sonra olacakları sıcağı sıcağına yorumladı
Ankara (Haberanı Özel)- Tahkim Kurulu şike konusunda PFDK tarafından verilen kararların üst denetim incelemesini sonuçlandırdı ve kararlarını açıkladı.
Çoğu karar onandı.
Değişen cezalar şunlar:
a) Serdar Kubilge’nin 2 yıllık hak mahrumiyeti cezası eylemin FDT m. 37 kapsamında sportmenlik dışı hareket olması nedeni ile 3 maç olarak değiştirildi.
b) Ümit Karan’ın 2 yıl hak mahrumiyeti olan cezası, 2 yıl müsabakalardan men olarak değiştirilerek onandı.
c) İbrahim Akın’ın 3 yıl hak mahrumiyeti cezası, 2 yıla indirildi ama erteleme talebi reddedildi. İndirim nedeni eylemin teşebbüs derecesinde kalmış olması.
Trabzonspor ve Bursaspor’un itirazları usuli gerekçeler ile reddedildi.
TFF Tahkim Kurulu FDT’nin 91. maddesi uyarınca bu kulüplerin itiraz hakkının bulunmadığına karar vererek itirazı esastan incelemedi.
İÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kaşıkcı TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarını ve bundan sonra olacakları sıcağı sıcağına yorumladı.
Konuya ilişkin olarak görüşlerine başvurduğumuz İÜ Hukuk Fakültesi Üyesi Doç. Dr. Mahmut KAŞIKÇI’nın açıklamaları şöyle:
"Karar içler acısı bir sürecin şimdilik trajikomik sonu"
" Bu kararlar ulusal düzeyde (TFF soruşturması) içler acısı ve hukuk skandalı olan bir sürecin, trajikomik sonudur. KAnımca daha sona gelinmedi.UEFA ve FİFA sürecini beklemeli.
Kararların büyük çoğunluğu ve çelişkileri giderilmeye çalışılmış. İbrahim Akın'ın eyleminin teşebbüse dönüştürülmesinin nedeni de diğer kararlar ile olan çelişkisinin giderilmesi.
Bir kararda müsabaka temsilcilerinin raporlarını sahaya yansımanın ölçüsü olarak alıp ilgili raporlarında tespit ve açıklık bulunmaması nedeni ile ihlal tamamlanmamış denirken; Akın kararında temsilci raporlarında açıklık olmamasına rağmen ihlal tamamlanmış denilmişti.
Tahkim amaca uygun olarak bu çelişkiyi giderdi. Hatalı ve amaçlı bir hukuksal yorumun, kendi içindeki çelişkisinin giderilmesinden ve söylemler ile amaçlanan sonuçlara uygun davranılmasından başka bir eylem değil bu.
Serdar Kulbilge isimli futbolcunun eyleminin ise, FDT m. 58. maddesindeki “” müsabaka sonucunu etkilemek, teşvik primi vermek ya da bunlara teşebbüs etmek” ihlalerinin maddi unsurunu oluşturmadığı kabul edilmiş. Bu nedenle de eylemi genel bir ihlal türü olan sportmenlik dışı hareket kavramı içinde ele alınarak 2 yıllık cezası 3 maça indirilmiş.Geçen sene sportmenlik dışı hareketlere 1 yıla kadar ceza verilebiliyor idi. 2011 Yılının Ağustos ayında yapılan değişiklik ile futbolcular açısından sportmenlik dışı davranışın cezasının üst sınırı 3 maça indirildi. Dolayısı ile yorum hatalı ama nitelendirme böyle olunca daha fazla ceza verilemezdi.
Diğerleri ise açık. Önceden belli olan hatalı ve amaçlı hukuksal söylemlerin işbirliği içinde karara dönüştürülmesinden başka bir eylem değil.
Fazlasını söylemek istemiyorum”
Trabzonspor ve Bursaspor’un itirazların reddi konusu:
Kaşıkçı Trabzon ve Bursaspor'un itirazlarının reddedilmesi ile ilgili olarak da şu yorumu yaptı:
“İtirazlar Futbol Disiplin Talimatı’nın 91. Maddesi uyarınca reddedilmiş.
Sözü geçen maddede il disiplin kurullarının AFDK ve PFDK’nın kararlarına karşı “cezalandırılan kişi veya bağlı olduğu kulübün; karar kulüp hakkında verilmiş ise kulüp başkanı veya görevlendireceği kulüp yetkilisinin itiraz edebileceği” hükmü yer almakta.
Bu dikkate alındığında salt madde metnine bağlı kalındığında, ihlalden zarar gördüğünü iddia eden Trabzonspor ve Bursaspor kulüpleri, maddede sayılan kişilerden olmadığı için, bir ihlalden zarar görmeleri olasılığında dahi itiraz haklarının bulunmadığı açık.
Özetle somut olaydan bağımsız bir yorum yapıldığında bu yorum maddenin yazımına uygun ama hakkaniyete aykırı.
Benim kanaatim TFF Kurullarının kararlarının AİHS Sözleşmesini onayladğımız dikkate alındığında Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca yargı yoluna götürülebilmesi mümkündür.Bu bir kanaat değil hukuksal gerçektir. Anayasa'nın 59. maddesindeki engelleyici düzenlemenin 90. madde AİHS ve Mülkiyet Hakkına İlişkin EK Protokol uyarınca hükmü yoktur."
yorumlarını yaptı.
Ulusal takımı turnuvalardan men etmeye kadar varabilen cezalar uygulanabilir.
"Bu federasyon. Türk Futbolunu darağacına çıkamış ve boynuna ilmeği sokmuştur.”
Kaşıkcı UEFA'nın tutumu ile ilgili soru üzerine de;
" UEFA VE FİFA düzenlemelerini ve oyunu koruma kararlılığı içinde olduklarını çok açıkladım ve yazdım. Burada uzun uzadıya açıklamaya gerek yok.
Özetle özelikle FİFA bu tür oyunun dürüstlüğüne karşı ihlal iddialarının ciddi bir şekilde yargılanmasını, bu iddiaların hukuksal açıdan olması gerektiği gibi ele alınmasını istiyor ve bu yapılmadığı zaman kişilere ömür boyu mahrumiyete ve kulüplere de alt kümeye düşürmeye kadar verebilen cezaları doğrudan kendisi verebiliyor. FİFA Disiplin Talimatı’nın 70. Maddesi bu konuda çok açık.
Görüşüme göre bu tür hukukdışı ve komik kararları, hukuksal bir karar olarak kabul etmeyecekler ve kendi kurallarını uygulayacaklar.
FİFA Disiplin Talimatı’nın 70. maddesine göre FİFA, UEFA VE TFF’ye dahi ceza verebilir ve bu bağlamda temenni etmiyorum ama ulusal takıma kadar gidebilecek cezalar uygulanabilir.
Zira sözü edilen maddede şike ve benzeri oyunun dürüstlüğüne karşı ihlallerde, gerekli ve ciddi yargılama yapılmaması halinde FİFA açık olarak ulusal liglere ilişkin ceza verebilme hakkını da saklı tutmuştur.Yani sadece uluslararası müsabakala katılmama değil küme düşürme ve kişiler açısından da ömür boyu hak mahrumiyeti cezası uygulanabilir..
Hiç temenni etmemekle birlikte kanaatimce de en azından soruşturmada sözü geçen kulüplerden bazıları hakkında bu cezalar uygulanacaktır.
Bu federasyon. Türk Futbolunu darağacına çıkamış ve boynuna ilmeği sokmuştur.”
dedi.