Türkiye'den Göç Etme ve Yurtdışında İş İmkanları - Sayfa 58 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Türkiye'den Göç Etme ve Yurtdışında İş İmkanları


Pardon, olaya yanlış yerde dalmışım.

Geçim ve birikim konusu tamamen kişilerin tercihleriyle orantılı bir durum.

İst de o parayla ev araba taksiti ödenebilir ve 2 çocuk bakılır ya da adamlar lüks merakındadırlar, mütevazi bir Anadolu kentinde bile geçinemezler.
Olay bundan ibaret, neticede herkes kendi yaşam standardına göre cevaplar soruyu, anlaşmazlık buradan kaynaklanıyor tamamen.
 
Mesela ANkara özelinde 3+1 normal ev deyince benim aklıma GOP'da, uğur mumcu'da falan bir ev aklıma geliyor 2.5-3 bin tl falan kiralar öyle hatırlıyorum. Aynı soruyu başkasına sorarsın 400-500 liralık sincan fatih'deki evler gelir kiminin aklına 10-20 bin liralık müstakil evler gelir. Tercih meselesi.
 
Bende tam tersi türkiyeye yerleşmeyi hedefliyorum bura ile ilişkimi kesmeden.
Para herşey değil. Misal Ben çok rahat geçiniyorum borcum yok son model arabam altımda evim var kiracım var ama mutsuzum. Sabah kalkıyorum bir kahveye gidiyorum hergün kahve içtiğim mekan bu zamana kadar merhaba buyrun kahveniz dışında bişey dememiştir mesala. Bir restaurant a gidiyoruz bizim damak tadımıza uygun değil. Bir eğlence mekanına gidiyoruz anlamadığımız duygusuz top amerikan müzikleri. Türk yokmu diyeceksiniz var tabi ama Gurbetçilerin %90 ı çok fakirlik çekmiş okumamış para için mecbur bura gelmiş insanlar. Tek amaçları burdan para kaçırıp türkiyede lüks araba ile kat kat apartmanlar ile diğerleri ile sidik yarışına girmek. Fransızlara karşı hepsi ezik yaşıyorlar onlara nasıl yaranırız ne yaparız diye çabalayıp duruyorlar. Hepside istemez kendilerinden birinin kazanmalarını istemeyen kıskanan tipler. Hergün posta kutumuz mektup ile taşıp duruyor herşey gözetim altında burda. Hesabına 5 bin Euro para yatırsan bloke ediyorlar bu para nerden geldi kanıtla diyolar. Bir mekana gidiyorsun adam kendi çocuğunun bile hesabını ödemiyor. Duygu yok robotize olmuş bir sistem. Saat akşam 7-8 oldumu para ile mazot alacak yer bile bulamazsın heryer kapalı millet panjuru çekmiş köşesine çekilmiş vaziyette. İki üç aya bir Urla/İzmir'e gidiyorum veya Hatay'a resmen sıkıntı stress kalmıyor yemin ederim. Urla ya gidiyorum hiç tanımadığım bir mekana giriyorum yarım saat içinde yeni bir insanın masasında bir sohbette buluyorum misal kendimi kafam dağılıyor. Ekonomik güvencemi sağlar sağlamaz gideceğim Türkiye'ye. Geçenlerde bizim mahalleye bir Türk aile geldi karı koca öğretmen türkiyeden. Burda fabrika işine girdi ikiside tamam geçiniyoruz 3 bin Euro para giriyor evimize saygı var düzen var ama mutsuzuz diyorlardı hep, dün gördüm biz temelli dönüyoruz öbür aya dedi. Rezillik içinde bile olsa türkiyede yaşamayı tercih ederiz dediler.
En basitinden şuan saat 23h00. Bir arkadaşı arasam gel bişeyler içelim desem hiç biri çıkmaz(yok yarın inşaata gidecem yok Kebabı yeni kapatıyorum) çıksa bile bir Türkçe müzik çalan kafa dağıtacak bir mekan yok. Tabi ben benim kaldığım bölgeye göre konuşuyorum almanyada filan olanlarda farklı değildir nargile ve dönerci dışında pek bir aktiviteleri yoktur.

Kısacası Avrupa Türkiyede okumamış meslek sahibi olmamış rahat görmemiş insanlar için çok iyi. Kısa sürede iyi bir hayat koşulu elde edebilirler. Ama sosyal açıdan sıfır bir ülke. Kendimi kimseden üstün görmüyorum sadece burda büyüyen çocuklara acıyorum herşey den bir haber iki ülke arasında kalmış ordada burdada kimliği belirsiz kişiler. Ne adam akıllı buranın tarihini biliyor ne Türkiyenin tek amaçları sıfır bir Mercedes çekip türkiyeye gitmek veya iyi kasa çeken bir kebab açmak. Neyse baya doluyum sabaha kadar yazarım istesem. Biliyorum Türkiyedede hiç birşey güllük gülistanlık değil ama sonuçta senin Ülken.

Envoyé de mon Huawei P30 en utilisant Tapatalk
 
Yok Türkiye'yi Arabistan'dan bile aşağı gördüğün için oldu o olay



Bu kadar net


arabistandan aşağı görmüyorum, toplumsal refah olarak türkiyeden önde olabilirler onda bir argüman iddia etmiyorum. ama birisi bana deseki gel çalış, suudi arabistana bile giderim dedim. hatta afganistan dışında herhangi bir ülke de kabulüm dedim. benim birinci amacım dümya üzerindeki herhangi bir toprak parçası üzerinde iş bulabilmek. bu ermenistan bile olabilir, ermenistana da giderim çalışmaya iş olursa eğer. yalnız bu demek değil ki ermenistan türkiyeden iyi, güçlü ya da ermenistanı seviyorum.

karnın nerde doyarsa oralı oluyorsun, bir de ekmeğini aramak diye bir şey var. işimi türkiyede de herhangi bir yerde de arıyorum. neresi denk geleceğini ben bilemem.

yalnız, son yıllarda yaşananlar ülkeye dair inancımı ya da gençlerin inancını yok ettiği inkar edilemez. hatta bu topraklardan milyonlarca işsiz gencin, hatta işsiz olmayan gençlerinde ümidi kesilmiş durumdadır. sorunun göç etmek isteyen milyonlarda olmadığını kabul etmek yerine, ve neden bunlar bu ülkeden daha önce kaçmak istemezken son 10 yılda bu kadar istiyorlar sorusunu sorup ülkenin parlak gençlerini ülkede tutma çabasına girmediğin takdirde çok yetişmiş beyin kaybetmeye devam edersin.


mesela türkiyenin son yıllarda belki de becerebildiği tek ya da bi kaç şeyden birisi savunma sanayindeki başarısı. peki bu sürdürülebilir olacak mı ya da bunu sürdürmek için ne yapıyoruz. ya da yetiştirdiğin beyinleri tutabiliyor musun. insanlar koskoca türkiye gibi ingiltere fransa italya almanyadan daha büyük yüzölçümlü ve daha potansiyelli olan bir ülkeyi bırakıp konya ovası kadar hollandaya belçikalara gidiyor bunların sualini iyi yapmak lazım. türkiyenin potansiyeli hollanda ve belçikadan hatta italyadan falan fazla olmasına rağmen neden bu potansiyel kullanılmıyor buna kafa patlatmak lazım. şimdi bi tabir var, bilmem ne etmek diye, ha şimdi senin devletin seni bilmem ne ediyorsa, sen de onu bilmem ne edip yoluna başka yerlerde devam ediyorsun. benim yarın aileme bir şey olsa sokakta kalacak pozisyondayım, böyle bir ülkede yaşamak herhangi bir gencin hayali olmadığında da, sorun gençlerde değil ülkede olmalıdır. yani bu gerçek bir şekilde partizan olun ya da olmayın kabul edilmek durumundadır.

 
Bende tam tersi türkiyeye yerleşmeyi hedefliyorum bura ile ilişkimi kesmeden.
Para herşey değil. Misal Ben çok rahat geçiniyorum borcum yok son model arabam altımda evim var kiracım var ama mutsuzum. Sabah kalkıyorum bir kahveye gidiyorum hergün kahve içtiğim mekan bu zamana kadar merhaba buyrun kahveniz dışında bişey dememiştir mesala. Bir restaurant a gidiyoruz bizim damak tadımıza uygun değil. Bir eğlence mekanına gidiyoruz anlamadığımız duygusuz top amerikan müzikleri. Türk yokmu diyeceksiniz var tabi ama Gurbetçilerin %90 ı çok fakirlik çekmiş okumamış para için mecbur bura gelmiş insanlar. Tek amaçları burdan para kaçırıp türkiyede lüks araba ile kat kat apartmanlar ile diğerleri ile sidik yarışına girmek. Fransızlara karşı hepsi ezik yaşıyorlar onlara nasıl yaranırız ne yaparız diye çabalayıp duruyorlar. Hepside istemez kendilerinden birinin kazanmalarını istemeyen kıskanan tipler. Hergün posta kutumuz mektup ile taşıp duruyor herşey gözetim altında burda. Hesabına 5 bin Euro para yatırsan bloke ediyorlar bu para nerden geldi kanıtla diyolar. Bir mekana gidiyorsun adam kendi çocuğunun bile hesabını ödemiyor. Duygu yok robotize olmuş bir sistem. Saat akşam 7-8 oldumu para ile mazot alacak yer bile bulamazsın heryer kapalı millet panjuru çekmiş köşesine çekilmiş vaziyette. İki üç aya bir Urla/İzmir'e gidiyorum veya Hatay'a resmen sıkıntı stress kalmıyor yemin ederim. Urla ya gidiyorum hiç tanımadığım bir mekana giriyorum yarım saat içinde yeni bir insanın masasında bir sohbette buluyorum misal kendimi kafam dağılıyor. Ekonomik güvencemi sağlar sağlamaz gideceğim Türkiye'ye. Geçenlerde bizim mahalleye bir Türk aile geldi karı koca öğretmen türkiyeden. Burda fabrika işine girdi ikiside tamam geçiniyoruz 3 bin Euro para giriyor evimize saygı var düzen var ama mutsuzuz diyorlardı hep, dün gördüm biz temelli dönüyoruz öbür aya dedi. Rezillik içinde bile olsa türkiyede yaşamayı tercih ederiz dediler.
En basitinden şuan saat 23h00. Bir arkadaşı arasam gel bişeyler içelim desem hiç biri çıkmaz(yok yarın inşaata gidecem yok Kebabı yeni kapatıyorum) çıksa bile bir Türkçe müzik çalan kafa dağıtacak bir mekan yok. Tabi ben benim kaldığım bölgeye göre konuşuyorum almanyada filan olanlarda farklı değildir nargile ve dönerci dışında pek bir aktiviteleri yoktur.

Kısacası Avrupa Türkiyede okumamış meslek sahibi olmamış rahat görmemiş insanlar için çok iyi. Kısa sürede iyi bir hayat koşulu elde edebilirler. Ama sosyal açıdan sıfır bir ülke. Kendimi kimseden üstün görmüyorum sadece burda büyüyen çocuklara acıyorum herşey den bir haber iki ülke arasında kalmış ordada burdada kimliği belirsiz kişiler. Ne adam akıllı buranın tarihini biliyor ne Türkiyenin tek amaçları sıfır bir Mercedes çekip türkiyeye gitmek veya iyi kasa çeken bir kebab açmak. Neyse baya doluyum sabaha kadar yazarım istesem. Biliyorum Türkiyedede hiç birşey güllük gülistanlık değil ama sonuçta senin Ülken.

Envoyé de mon Huawei P30 en utilisant Tapatalk
Herseyin para olmadıgını anlatan güzel bi msj
 
Bende tam tersi türkiyeye yerleşmeyi hedefliyorum bura ile ilişkimi kesmeden.
Para herşey değil. Misal Ben çok rahat geçiniyorum borcum yok son model arabam altımda evim var kiracım var ama mutsuzum. Sabah kalkıyorum bir kahveye gidiyorum hergün kahve içtiğim mekan bu zamana kadar merhaba buyrun kahveniz dışında bişey dememiştir mesala. Bir restaurant a gidiyoruz bizim damak tadımıza uygun değil. Bir eğlence mekanına gidiyoruz anlamadığımız duygusuz top amerikan müzikleri. Türk yokmu diyeceksiniz var tabi ama Gurbetçilerin %90 ı çok fakirlik çekmiş okumamış para için mecbur bura gelmiş insanlar. Tek amaçları burdan para kaçırıp türkiyede lüks araba ile kat kat apartmanlar ile diğerleri ile sidik yarışına girmek. Fransızlara karşı hepsi ezik yaşıyorlar onlara nasıl yaranırız ne yaparız diye çabalayıp duruyorlar. Hepside istemez kendilerinden birinin kazanmalarını istemeyen kıskanan tipler. Hergün posta kutumuz mektup ile taşıp duruyor herşey gözetim altında burda. Hesabına 5 bin Euro para yatırsan bloke ediyorlar bu para nerden geldi kanıtla diyolar. Bir mekana gidiyorsun adam kendi çocuğunun bile hesabını ödemiyor. Duygu yok robotize olmuş bir sistem. Saat akşam 7-8 oldumu para ile mazot alacak yer bile bulamazsın heryer kapalı millet panjuru çekmiş köşesine çekilmiş vaziyette. İki üç aya bir Urla/İzmir'e gidiyorum veya Hatay'a resmen sıkıntı stress kalmıyor yemin ederim. Urla ya gidiyorum hiç tanımadığım bir mekana giriyorum yarım saat içinde yeni bir insanın masasında bir sohbette buluyorum misal kendimi kafam dağılıyor. Ekonomik güvencemi sağlar sağlamaz gideceğim Türkiye'ye. Geçenlerde bizim mahalleye bir Türk aile geldi karı koca öğretmen türkiyeden. Burda fabrika işine girdi ikiside tamam geçiniyoruz 3 bin Euro para giriyor evimize saygı var düzen var ama mutsuzuz diyorlardı hep, dün gördüm biz temelli dönüyoruz öbür aya dedi. Rezillik içinde bile olsa türkiyede yaşamayı tercih ederiz dediler.
En basitinden şuan saat 23h00. Bir arkadaşı arasam gel bişeyler içelim desem hiç biri çıkmaz(yok yarın inşaata gidecem yok Kebabı yeni kapatıyorum) çıksa bile bir Türkçe müzik çalan kafa dağıtacak bir mekan yok. Tabi ben benim kaldığım bölgeye göre konuşuyorum almanyada filan olanlarda farklı değildir nargile ve dönerci dışında pek bir aktiviteleri yoktur.

Kısacası Avrupa Türkiyede okumamış meslek sahibi olmamış rahat görmemiş insanlar için çok iyi. Kısa sürede iyi bir hayat koşulu elde edebilirler. Ama sosyal açıdan sıfır bir ülke. Kendimi kimseden üstün görmüyorum sadece burda büyüyen çocuklara acıyorum herşey den bir haber iki ülke arasında kalmış ordada burdada kimliği belirsiz kişiler. Ne adam akıllı buranın tarihini biliyor ne Türkiyenin tek amaçları sıfır bir Mercedes çekip türkiyeye gitmek veya iyi kasa çeken bir kebab açmak. Neyse baya doluyum sabaha kadar yazarım istesem. Biliyorum Türkiyedede hiç birşey güllük gülistanlık değil ama sonuçta senin Ülken.

Envoyé de mon Huawei P30 en utilisant Tapatalk

Helal olsun
 
İşte bende de tam olarak aynı şeyler oldu, bana göre değil topuklarımı vura vura döndüm. Yolda biriyle kendi anadilinde konuşmak bile çok büyük bir nimet bunu kaybettiğinde anlıyorsun, gidip yaşayana lafım yok olamaz da kişisel tercihdir ama bana göre değil, 1-2 ay uzak kalınca g.tüm başım ayrı oynuyor Türkiye'ye dönmek için bahane üretiyorum, dönünce duvarları yeri falan öpesim geliyor. Aidiyet başka bir duygu.

Başlık beni de şişirdi daha da yazmam artık.
 
arabistandan aşağı görmüyorum, toplumsal refah olarak türkiyeden önde olabilirler onda bir argüman iddia etmiyorum. ama birisi bana deseki gel çalış, suudi arabistana bile giderim dedim. hatta afganistan dışında herhangi bir ülke de kabulüm dedim. benim birinci amacım dümya üzerindeki herhangi bir toprak parçası üzerinde iş bulabilmek. bu ermenistan bile olabilir, ermenistana da giderim çalışmaya iş olursa eğer. yalnız bu demek değil ki ermenistan türkiyeden iyi, güçlü ya da ermenistanı seviyorum.

karnın nerde doyarsa oralı oluyorsun, bir de ekmeğini aramak diye bir şey var. işimi türkiyede de herhangi bir yerde de arıyorum. neresi denk geleceğini ben bilemem.

yalnız, son yıllarda yaşananlar ülkeye dair inancımı ya da gençlerin inancını yok ettiği inkar edilemez. hatta bu topraklardan milyonlarca işsiz gencin, hatta işsiz olmayan gençlerinde ümidi kesilmiş durumdadır. sorunun göç etmek isteyen milyonlarda olmadığını kabul etmek yerine, ve neden bunlar bu ülkeden daha önce kaçmak istemezken son 10 yılda bu kadar istiyorlar sorusunu sorup ülkenin parlak gençlerini ülkede tutma çabasına girmediğin takdirde çok yetişmiş beyin kaybetmeye devam edersin.


mesela türkiyenin son yıllarda belki de becerebildiği tek ya da bi kaç şeyden birisi savunma sanayindeki başarısı. peki bu sürdürülebilir olacak mı ya da bunu sürdürmek için ne yapıyoruz. ya da yetiştirdiğin beyinleri tutabiliyor musun. insanlar koskoca türkiye gibi ingiltere fransa italya almanyadan daha büyük yüzölçümlü ve daha potansiyelli olan bir ülkeyi bırakıp konya ovası kadar hollandaya belçikalara gidiyor bunların sualini iyi yapmak lazım. türkiyenin potansiyeli hollanda ve belçikadan hatta italyadan falan fazla olmasına rağmen neden bu potansiyel kullanılmıyor buna kafa patlatmak lazım. şimdi bi tabir var, bilmem ne etmek diye, ha şimdi senin devletin seni bilmem ne ediyorsa, sen de onu bilmem ne edip yoluna başka yerlerde devam ediyorsun. benim yarın aileme bir şey olsa sokakta kalacak pozisyondayım, böyle bir ülkede yaşamak herhangi bir gencin hayali olmadığında da, sorun gençlerde değil ülkede olmalıdır. yani bu gerçek bir şekilde partizan olun ya da olmayın kabul edilmek durumundadır.


Değinmek istediğin bazı noktalarda haklısın ama bu psikolojideysen eğer mutlu olman baştan zor zaten

Olayın ülkesel boyutu farklı şey ama bana göre çoğu kişi kendi sorunlarını ülkenin sorunlarıyla birebir örtüştürüyor
 
İşte bende de tam olarak aynı şeyler oldu, bana göre değil topuklarımı vura vura döndüm. Yolda biriyle kendi anadilinde konuşmak bile çok büyük bir nimet bunu kaybettiğinde anlıyorsun, gidip yaşayana lafım yok olamaz da kişisel tercihdir ama bana göre değil, 1-2 ay uzak kalınca g.tüm başım ayrı oynuyor Türkiye'ye dönmek için bahane üretiyorum, dönünce duvarları yeri falan öpesim geliyor. Aidiyet başka bir duygu.

Başlık beni de şişirdi daha da yazmam artık.

abi zaten yurtdışında aidiyet hissetmezsin ki. yazın köye gidiyorsun o bile başka bir hissiyat. kültürü mizahı her şeyi senin parçan gibi.

sorun zaten dışarıya karşı bir aidiyet hissedebilmek değil. 25 yaşında abdye gitmekle, abddye büyümek arasında çok fark var. 25 yaşına kadar yaşadığın ülke senin ülken olur. hatta abdde doğup 25 yaşına kadar yaşayan bir türk, türkiyeye göçtüğünde kendi ülkesi gibi gelmeyecektir.

ben bunlara katılıyorum ve inkar etmiyorum. zaten göç etmeyi kafaya koyan birisi artık tüm bunları umursamıyor demektir. intihar etme mevzusu gibi. ne kadar hayattan nefret etsen de hayatta kalma refleksi tehlike anında devreye giriyor. ama tüm bunlardan vazgeçebildiğin noktada intihar meydana geliyor. işte tüm geçmişinden ve aidiyetinden vazgeçmek de benim yorumuma göre bir çeşit intihar
 
Değinmek istediğin bazı noktalarda haklısın ama bu psikolojideysen eğer mutlu olman baştan zor zaten

Olayın ülkesel boyutu farklı şey ama bana göre çoğu kişi kendi sorunlarını ülkenin sorunlarıyla birebir örtüştürüyor

ben üniversitede de kıt kanaat okudum. kirayı bile bazen arkadaşım verdi benim adıma, sonradan da ben ona ödedim. maddi yönden bi sıkıntım yok. memleketimizde evimiz de var. ailemden bana bi ev kesin kalacak. babam emekli olduğu halde çalışan birinden fazla para alıyor. sorun zaten maddiyat değil.

birinci sorun istihdam, ikincisi geçim ve gelecek kaygısı.

türkiyede bu üç noktada da kendime cevap alamıyorum. iyi tamam evim olsun evin olduktan sonra asgari ücretle de geçinirsin. ama neden öyle olsun ki. benim kendi işim olsun ben zaten kendi evimi alırdım. yani bazı kaygılarımın ve sorularımın cevaplarını alamıyorum, bir şeyler olmuyor. üniversitede daha rezil bi yaşantı içindeyken bile daha mutluydum. o zaman öğrenciydim, işsizlik ve gelecek kaygısı diye bir şey yoktu pek fazla.
 
Üst Alt