Ünal Aysal | Başkan (2011-2014) - Sayfa 87 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Okan hocayla devam edeceklerse bunlar da gelmesin.Aysal-Pioli birlikteliği güzel olurdu
Okan şampiyonluğu verirse onu hiçbir güç tutamaz zaten takımın başında. Ama iki kere şampiyon olmuş hocayı da göndermek nereden baksan büyük risk. Aysal da zamanında Mancini yi getirdi olmadı, prandelli yi getirdi, hiç olmadı. Yabancı hocalar bir risk. Lige uyum sağlayamıyorlar. Okan’ı beğendiğimden değil. Ama zannediyorum her iki yönetim de Okan ile devam edecektir, mecburen ederler. Tabi, şampiyonluğu kaptırmamak kaydıyla.
 
Bizimkisi de bir umut yoksa biliyoruz geçmişte yaşananları, belki arka planda kontrolü dışında bir şeyler olmuştur kim bilir

F.T. olayında yüzde yüz haklı olduğunu not düşmek gerekir yine de
Esas sorun, ufak ayrıntılar dahil her şeyin kendi kontrolünde olmasını istemesi ve bu amaca yönelik bir ortam tesis etmeye çalışmasıydı. Hiç kimse her şeye yetemez.

Son kurduğu yönetim Kurulunun tamamının kafa sallayıcı çapsız tiplerden oluşması boşuna yahut tesadüf değildi.

Beni ekranlarda görmeyeceksiniz dedi, Kurumsallaşma dedi, işler profesyoneller üzerinden yürüyecek dedi; en son konuşmak için güvenlik kamerası arıyordu. Büyük hataları kendi getirdiği profesyonellerin üzerine attı, adamlar belgelerle aksini ispatladı, tısss.

Terim' i yolladığında gerçekten bir planının olduğunu zannetmiştim. TD arayışındaki komik spontane yalpalamalar tam aksini işaret etti...Yaptığı transferler piç gibi ortada kaldı;

Tugay; ''Yapılan transferler için Mancini ve bana danışılmadı''

Bülent Tulun; ''Transferlerde benim hiçbir dahlim yok. Bana sorulsa o adamlardan hiçbirini aldırmazdım''

Yanisi, ilk geldiğinde futboldan hiç anlamadığını söyleyen adam, birkaç yılda futbol endüstrisini çözdüğünü zannedip birtakım çakal menajerlere kulübü soydurdu.

Terim' i daha başkan olurken, koalisyon yönetiminin dayatmasıyla 'kerhen' kabullendiği bilinen bir şey. İlk fırsatta da o dayatmayı yapan malum kişileri bertaraf edince işin nereye gideceği az çok belli olmuştu.

Terim' in ne denli birlikte çalışmanın zor, egosantrik ve kindar biri olduğu da herkesin malumudur. ''Şiddetli geçimsizlik' e son derece açık bir yoldaşlıktı bu tesis edilen. O yüzden iki taraftan birini daha az suçlu veya masum göstermek çok da doğru olmayacaktır kanısındayım...
 
Esas sorun, ufak ayrıntılar dahil her şeyin kendi kontrolünde olmasını istemesi ve bu amaca yönelik bir ortam tesis etmeye çalışmasıydı. Hiç kimse her şeye yetemez.

Son kurduğu yönetim Kurulunun tamamının kafa sallayıcı çapsız tiplerden oluşması boşuna yahut tesadüf değildi.

Beni ekranlarda görmeyeceksiniz dedi, Kurumsallaşma dedi, işler profesyoneller üzerinden yürüyecek dedi; en son konuşmak için güvenlik kamerası arıyordu. Büyük hataları kendi getirdiği profesyonellerin üzerine attı, adamlar belgelerle aksini ispatladı, tısss.

Terim' i yolladığında gerçekten bir planının olduğunu zannetmiştim. TD arayışındaki komik spontane yalpalamalar tam aksini işaret etti...Yaptığı transferler piç gibi ortada kaldı;

Tugay; ''Yapılan transferler için Mancini ve bana danışılmadı''

Bülent Tulun; ''Transferlerde benim hiçbir dahlim yok. Bana sorulsa o adamlardan hiçbirini aldırmazdım''

Yanisi, ilk geldiğinde futboldan hiç anlamadığını söyleyen adam, birkaç yılda futbol endüstrisini çözdüğünü zannedip birtakım çakal menajerlere kulübü soydurdu.

Terim' i daha başkan olurken, koalisyon yönetiminin dayatmasıyla 'kerhen' kabullendiği bilinen bir şey. İlk fırsatta da o dayatmayı yapan malum kişileri bertaraf edince işin nereye gideceği az çok belli olmuştu.

Terim' in ne denli birlikte çalışmanın zor, egosantrik ve kindar biri olduğu da herkesin malumudur. ''Şiddetli geçimsizlik' e son derece açık bir yoldaşlıktı bu tesis edilen. O yüzden iki taraftan birini daha az suçlu veya masum göstermek çok da doğru olmayacaktır kanısındayım...
Yine Aysal'ın Gs sevgisi denilmiş başkanlığı bıraktığı açıklamada dışardan GS'ye desteğe devam edeceğim GS Global projesini yürüteceğim, baskete sponsor olacağım demişti kendisi burada belki de hepimiz o zaman inanmıştık sermaye artışı falan engellendiği için başkanlığından kendisine engel çıkartıyorlar dedik ama sonra kendisi verdiği hiç bir sözü yerine getirmedi. Her seçimde PR yapıldı neredeyse.
 
ftyi gönderip denizliyi getirmeye çalışan biri
dursundan farkı olduğunu sanıyorsanız güldürmekten fazlasını yapmazsınız İMHO.........
Dursun Özbek en azından transferleri kendisi beceremediği için o Nazifoğlu ve kendi kardeşi döneminde başkalarına bırakmaya başladı yani anladı futboldan anlamadığını. Gitmeden önce Cenk Ergün'e bıraktı ekonomik olarak transferleri doğru değildi belki ama o kurulan kadro kendi maliyetini çıkardı. Gomiş, Ndiaye, Rodrigues gibi oyuncular satıldı, yine o kadro 2 yıl şampiyon oldu. Aysal'da ise tam tersi ilk dönemi gayet iyiyken futbolu ben bilirim dedi ve ondan sonrası tufan zaten ki bu arada Aysal'ın ilk dönem transferleri de ucuz değildi yani onda da ekonomik bir başarı yoktu transferlerinde. Keşke herkesin gönül rahatlığı ile tamam budur diyeceği biri aday olsaydı gerçi Elmas'ta da taraftar bunu dedi ama onun da sonu malum.
 
Aysal borsa operasyonu ile kulübün varlıklarına dokunmadan güçlü bir takım kurmayı başardı. O güne kadar şikecilerin ekonomik üstünlüğü ile baş etmekte zorlanıyorduk. 2011 Aysal dönemini önemli bir kırılma noktasıdır. Ama sonrasında yaptığı yanlışlarla sıkıntılı duruma girdik. Orası da bir gerçek.
 
Yine Aysal'ın Gs sevgisi denilmiş başkanlığı bıraktığı açıklamada dışardan GS'ye desteğe devam edeceğim GS Global projesini yürüteceğim, baskete sponsor olacağım demişti kendisi burada belki de hepimiz o zaman inanmıştık sermaye artışı falan engellendiği için başkanlığından kendisine engel çıkartıyorlar dedik ama sonra kendisi verdiği hiç bir sözü yerine getirmedi. Her seçimde PR yapıldı neredeyse.
Sermaye artışına mevzuata uygun olmadığı için izin vermedi SPK. Borsaya kote hiçbir şirket aklına estikçe bedelli sermaye artışı yapamaz; çok sıkı kurallara tabidir. O zaman konunun uzmanları inceledi ve tamamı bunun mümkün olmadığını gerekçeleriyle birlikte izah ettiler zaten. ''Yok kongre pranga vuruyor, yok hükümet GS nin önünü kesiyor'' hedef saptırmaya yönelik palavradan başka bir şey değildi yani. Onu geçelim.

Kongrenin ''Gayrımenkul Fonu'' projesini onaylamaması da kendisine güven duyulmadığı gerekçesiyle son ve esas bahanesi oldu hazretin. O proje çok da matah bir şey değildi. Onaylansa dahi söz konusu gayrımenkullerin piyasada değerlendirilmesi, en iyi ihtimalle birkaç yıl sürecek, mevcut yönetimin görev süresi çoktan bitmiş olacaktı.

Bunlardan zerre bilgisi olmayan birçok kişi, sermaye artışı ve fonun kurulmasıyla birlikte kulübe para yağacağını, bütün borçların ödenip yeni Drogba-Sneijder ler alınacağını filan zannediyordu, halen de aynı noktada olanlar var. Anlatsan, dinlemeye düşünmeye müsait değiller. Yapacak bir şey yok; uydurma Dünyalarında her şeyi herkesten iyi bilerek yaşamaya devam edecekler...
 
Sermaye artışına mevzuata uygun olmadığı için izin vermedi SPK. Borsaya kote hiçbir şirket aklına estikçe bedelli sermaye artışı yapamaz; çok sıkı kurallara tabidir. O zaman konunun uzmanları inceledi ve tamamı bunun mümkün olmadığını gerekçeleriyle birlikte izah ettiler zaten. ''Yok kongre pranga vuruyor, yok hükümet GS nin önünü kesiyor'' hedef saptırmaya yönelik palavradan başka bir şey değildi yani. Onu geçelim.

Kongrenin ''Gayrımenkul Fonu'' projesini onaylamaması da kendisine güven duyulmadığı gerekçesiyle son ve esas bahanesi oldu hazretin. O proje çok da matah bir şey değildi. Onaylansa dahi söz konusu gayrımenkullerin piyasada değerlendirilmesi, en iyi ihtimalle birkaç yıl sürecek, mevcut yönetimin görev süresi çoktan bitmiş olacaktı.

Bunlardan zerre bilgisi olmayan birçok kişi, sermaye artışı ve fonun kurulmasıyla birlikte kulübe para yağacağını, bütün borçların ödenip yeni Drogba-Sneijder ler alınacağını filan zannediyordu, halen de aynı noktada olanlar var. Anlatsan, dinlemeye düşünmeye müsait değiller. Yapacak bir şey yok; uydurma Dünyalarında her şeyi herkesten iyi bilerek yaşamaya devam edecekler...
O zamanlar daha bilgisiz olduğumuzdan bazı şeylere inanmıştık yoksa o Gayrimenkul fonu dediği proje aslında bir Gayrimenkul şirketi kurmak ve onun hisselerinin belli yüzdesini satmakmış. Yani O şirketin %30 hissesini satarken aslında o GYO'ya koyacağı Mecidiyeköy, Riva, Florya, Beyoğlu'ndaki bina falan hepsinin %30 karını aslında satmış oluyordun bir nevi daha sonra böyle bir proje olduğunu ve bu yüzden kabul edilmediğini anlatmışlardı diye hatırlıyorum.
 
Üst Alt