Aklımda böyle bir konu açma fikri vardı @Şevket Atakan kardeşimin anısıyla açmak için daha fazla beklememe kararı verdim.
anısını alıntılayıp paylaşım için konuyu sizlere bırakıyorum
sizde kendi anı ve hikayelerinizi paylaşırsanız sevinirim
anısını alıntılayıp paylaşım için konuyu sizlere bırakıyorum
Ben nasıl bir yerde askerlik yaptıysam , askere kadar ne sigara nede alkol kullandım. Acemilik bitip , usta birliğine kapağı attığım akşam önüme sarılı kocaman tahmini 17-18 cm sarılı sigarayı koydu üst devreler. Al iç dedi , aldım içtim öyle bir öksürdüm ki sanki ciğerlerimi t.şaklarıma düşürmüştüm.
Meğer bana verdikleri sarılı esrarmış. Tabi ilk dumanda etkiyi alınca ben arka arkaya 3-4 duman daha aldım. Sonra gözler kısıldı , salak bir gülme hali aldı. Askerde sigara değil de daha çok es.ar içmişizdir. 300 güne yakın usta birliği yaptıysam bunun 250 gününde her akşam es.ar içtik. Manisanın bir ilçe karakolunda jandarma olarak görev yapıyorduk. Devamlı dağ bayır es.ar yetiştiricilerine baskın yapıyorduk. Yani es.arımız hiç bitmiyordu. Baskına giden askerler her cebini sonuna kadar doldurur öyle gelirdi. Akşam üst devreler çiçekleri bir yerde toplar , tek bir merkezde saklarlardı. Oradan çıkarır akşam herkes karakolun arkasındaki bankta oturur muhabbet ederdik.
Böyle böyle 300 gün geçti , hatta bir keresinde karakola yazılı emir geldi. Karakolda bir saksıda marijuana yetiştirilecek. Baskına giden askerler ne aradığını öğrensin maksadıylsa böyle bir emir gelmişti. ( dip not: ben askerlik yaparken fetonun orduda en güclü zamanlarıydı. Benim tanıdığım komutanların %70 i fetöden ihraç oldu)
Ulan bizim karakolda es.ar mı yetiştirilir ? Zaten 30 kişiyiz 26sı bağımlı olmuş. Yeni gelen alt devreleride zehirleme işi bana kalmıştı. Onlara usulca yaklaşıp '' gel lan torun al 2 duman'' diyerek onlarıda bizim girdabın içine almıştık.
Hemen saksı olayına dönersek , evet biz o çiçeği büyüttük. kücücük saksıdan 3 ayda gayet uzun boylu bir bitkiye dönüştürmüştük. Bu süreçte 4 defa saksısını ben değiştirmiştim. Her gün düzenli yeri değişir güneşe göre , yaprakların rengine göre şekerli su ile takviye yapılır. Hatta bazen güvercin b.kuyla vitaminlerdim.
Denetleme günü geldi. İl jandarma komutanlığından albaylar yarbaylar sırasıyla karakola giriş yaptı. İçtima alındı. Denetleme için yapılan spor aktiviteleri bitti. Albay yetiştirdiğimiz çiçeği görmek istedi , bizim yüzbaşıya emir verdi . Ben sancağı tutan adam olduğumdan saksıyı getirme işini bana emrettiler. Hemen arka bahçeye gidip saksıyı kucakladım ama bi sıkıntı vardı ....
O gürbüz ağaçtaki bütün sömekler ve çiçekler koparılmış , bildiğiniz 6-7 cm çapında 1.40 1.50 boylarında sadece koca bir sap kalmıştı.
Ulan birisi bizim çiçeğin denetlemeden sonra imha edileceğini öğrendiğinde bütün üstündeki değerli şeyleri almıştı. E şimdi bunu gidip albayın önüne koymak sıkıntıydı. Ama o saksı içtima alanına gitmek zorundaydı.
Sanki o çiçekle hiç ilgilenmemiş , hatta o karakolda görevli değilmiş gibi surat ifademi takınıp gidip saksıyı yüzbaşının sağ tarafına bıraktım.
Hemen yanında Albay var. Albay yüzbaşımıza kaş göz işaretiyle ''bu ne'' der gibi bakıyor , yüzbaşıda aynı ifadeyi suratına takınıp bana aktarıyordu.
Hayır sanki ben sökmüşüm bütün sömekleri gibi fatih terimin ''what i can do sometimes'' mimikleriyle komutana '' ebemi s.ksnler benim haberim yok'' bakışını attım.
Sonuç olarak Albay , yüzbaşıya kıdem durdurma veya yavaşlatma gibi bir ceza kitledi. Yüzbaşı bizi 4 hafta süründürdü. Buradaki süründürme mecaz değildir. Karakolda yemekhaneye bile ördek adımlarıyla gittik. Askerler ve uzman çavuşlar artık dik durup yürümeyi unutuyorduk ki benim askerliğim bitti kurtuldum.
Çiçeği çırılçıplak bırakan da adıyamanlı bir iki alt devreydi. Ben terhis olduktan sonra bizim alt devreler çok ezmişler çocuğu. Hatta dudağı kasılıp kalmış kalıcı yamuk ağızla facebookta fotoğraflarını falan gördüm.
Ben mi ? Bir kaç kere amsterdama gidip bokunu çıkarana kadar içtim. Sigarayıda diğerinide bıraktım. Sadece sarma tabakam var. Günde 3-4 tane keyif için yemekten sonra sarar yakarım. Oda yerli tütün olduğu için fazla zarar verdiğini düşünmüyorum. Zaten normal sigaranın 3/1 boyutunda sarmalar yapıyorum.
Şöyle bir örnek vereyim zararlarıyla ilgili ;
Askerliğe yeni başladığımda 7 km techizatlı koşuyu en önde bitiren askerlerdendim. Son denetlemede (techizatsız koşu , spor kıyafetlerle) 2. km de dilim dışarda , elim belimde kendimi sağa atıp ölü taklidi yapıyordum.
Ez cümle , uzak durun. Özellikle genç arkadaşlar uzak durmalı. Hatta futbol oynayan , amatörde olsa halı saha yapan arkadaşlar çok ciddi performansı düşürüyor.
Hiç başlamamak , bırakmaya çalışmaktan daha kolay.
RTE'nin bir tek sigarayla ilgili duruşunu seviyorum. Onda da şöyle bir eksiklik var. Sigarayı içmeyin diyor , fahiş vergi koyuyor tamam bunda hem fikiriz..
AMMMMMAAA ; Uluslararası sigara şirketleriyle neden yıllık satış adetli anlaşmalar yapılıyor. Örnek vermek gerekirse japan tobaccoya diyorlarki bu sene bizim ülkemizde sizin 100 milyon paket sigaranız satılacak. Buna göre bize şu kadar ödenek göndermelisiniz.. GİBİ..
American Japan British hepsinden yıllık satış adedi için taahhüt verilir.
OYUN BÖYÜK YEĞEN.. BÖYÜK RESMİ GÖRÜYON MU YEĞENİM ?
sizde kendi anı ve hikayelerinizi paylaşırsanız sevinirim