Benim fikrim yabanci siniri konusunda nettir, tamami ile serbest olmasi faydali olacaktir diye düsünüyorum. Buraya kadar gördügüm en verimli yabanci sistemi bu, ama tamami ile kaldirmalari daha faydali olacaktir. Bu herseyden önce etik de bir olaydir, haksiz rekabet olmus oluyor bu her türlü. Pasaportun yüzünden oynamamak cag disi bir uyguluma... Ve her takimin illaki genc oyuncu yetistirmek gibi bir gayesi sart degil. Her kulüp istedigi kulüp politikasi uygulama özgürlügüne sahip olmalidir. Misal...
Misal:
Yekta kardesimiz cikar "Ben külüp politikasi olarak sadece kendi alt yapimdan yetistirdigim Türk oyunculari oynatacagim" diyebilir...
Ama ayni sekilde Gökhan kardesimizde "Ben Ülke sporu, Mülke sporu tanimam, yemisim oyuncu yetistirmeyi, iyi olan oynacak deyip" genel olarak international futbolculara yönelme hakkina da sahip olmasi lazim.
Ülke sporu icin sporcu yetistirmek bana göre kutsal bir görevdir.Ama belki Ali ve Veli´ye göre degil, o yüzden dayatmalara hayatin her bölümünde karsiyim.
Ama Türkiye´de olaylar farkli, simdi sadece Türkiye´de spor yapmis insanlarin fikirlerini bu konuda pek önemsemem, ama Basketbol´da mesela yabanci sinirinin kaldirilmasina karsi cikan sportcularimiz vardi. Bunlar NBA´de parlamis, ufku acilmis Hidayet gibi, Memo Okur gibi adamlar. Ufuk Sarica NBA TOP 2015 TOP10 Pick olarak anilan Egemen Güven´i oyntacagina, gidip NBA D-League seviyesindeki adamlari oynatiyor. Ivkovic ise tam tersi olarak, mustwin hedefi olan bir takimda 17-19 yasindaki altin nesilimizi olusturan evlatlarimiza bolca süre veriyor...
Bazi teknik adamlarin vizyon ve mentalite sorunu maalesef var. Böyle olaylardan da son derece rahatsizlik duyuyorum.