2000-01 Sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!! - Sayfa 4 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

2000-01 Sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!


Cevap: Calinan Sampiyonluklar



2002-2003 sezonundan Beşiktaşı çıkart. Beşiktaş o sezon şampiyon olmak için kimleri devreye soktuğunu Sinan Engin etrafına anlatıyordu. Tarihin en lekeli şampiyonluklarından biridir o 100. yıl şampiyonluğu. O yüzden bir yıl sonra başkanından, teknik direktörüne, futbolcusuna kadar tasfiye oldular. 2002-2003 sezonu şampiyonluğumuzu bizden çaldılar. Ayrıca 2003-2004 sezonunda da çok şaibeli Rize maçları vardır bunların. Aslında ilk küme düşürülecek takımlardan biridir Beşiktaş.



2000-2001 sezonu zaten şike ve şaibenin tavan yaptığı ve sonunda Aziz'in teknik direktörüne sen mi şampiyon yaptın Mustafa dediği bir sezon. O şampiyonluk bizim hakkımız.



2009-2010 sezonunda şampiyon olmamaız için özel çaba sarfedildi. 5 puan öne geçmemize rağmen bizi doğradılar. Yoksa o sezon ligin en güçlü kadrosu bizdeydi. fenere bu sezon tam 24 maçta hakem yardımı oldu. Buna rağmen 2. bitirdiler. Bize hakkımız olanlar verilseydi bu sezonda şampiyonduk.
 
Cevap: Calinan Sampiyonluklar



Kaç tane başlık açacağız şaşırdık.O kadar çok şaibenin içinde boğulduk ki.Bence şaibeli sezonlar için imza ya da mail kampanyası başlatalım.Hakkımızı arayalım ve sesimizi duyuralım.Yönetim ayakta uyuyor. :S
 
Cevap: Çalınan Şampiyonluklar



1959/60 Beşiktaş

1960/61 Fenerbahçe

1961/62 Galatasaray

1962/63 Galatasaray

1963/64 Fenerbahçe

1964/65 Fenerbahçe

1965/66 Beşiktaş

1966/67 Beşiktaş

1967/68 Fenerbahçe

1968/69 Galatasaray

1969/70 Fenerbahçe

1970/71 Galatasaray

1971/72 Galatasaray

1972/73 Galatasaray

1973/74 Fenerbahçe

1974/75 Fenerbahçe

1975/76 Trabzonspor

1976/77 Trabzonspor

1977/78 Fenerbahçe

1978/79 Trabzonspor

1979/80 Trabzonspor

1980/81 Trabzonspor

1981/82 Beşiktaş

1982/83 Fenerbahçe

1983/84 Trabzonspor

1984/85 Fenerbahçe

1985/86 Beşiktaş

1986/87 Galatasaray

1987/88 Galatasaray

1988/89 Fenerbahçe

1989/90 Beşiktaş

1990/91 Beşiktaş

1991/92 Beşiktaş

1992/93 Galatasaray

1993/94 Galatasaray

1994/95 Beşiktaş

1995/96 Fenerbahçe ==> Trabzonspor

1996/97 Galatasaray

1997/98 Galatasaray

1998/99 Galatasaray

1999/2000 Galatasaray

2000/01 Fenerbahçe ==> Galatasaray

2001/02 Galatasaray

2002/03 Beşiktaş ==> Galatasaray

2003/04 Fenerbahçe ==> Beşiktaş

2004/05 Fenerbahçe ==> Galatasaray

2005/06 Galatasaray

2006/07 Fenerbahçe ==> Galatasaray

2007/08 Galatasaray

2008/09 Beşiktaş

2009/10 Bursaspor ==> Galatasaray (Ligin 2. yarısının ortasında doğranmaya başladık)

2010/11 Fenerbahçe ==> Trabzonspor / Bursaspor (bursa ile ilgili şike iddası var önünü tıkanması yönünde)

90'lı yılların başındaki 89 90 91 92 beşiktaşın üç sene üst üste şampiyonlukları bile şaibelidir. O zamanlar çok konuşulurdu. Eskiler bilir.
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



Hadi bakalım fenerasyon "sıkıysa" göreve... Delilli ispatlı teşvik adam itirafını da yapmış gazetelerde bile çarşaf çarşaf yayınlanmış dön 10 yıl geriye...



Dönün ama içerdeki aziz abinizi çok kızdırırsınız ona göre.
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



20 yıl geriye dönebilirdiniz. Alın itiraflar bile var ama yemez söz konusu fener. Galatasaray olsaydı düşürürdü şerefsiz fenerli maa.
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



sike yapsak 100ci yilimizda sampiyon olurduk digerleri gibi.

kendi sahamizda 32 haftada genclerbirligine karsi 1:2 yenildik.

asil orda karsi takimin tesvik alip almadigi incelenmeli,

rakip aridan sokulmus gibi kosup kovaliyordu o macta.

birde hakemin vermedigi bir penalti var.

GALATASARAYi agizlarina bile almasilar serefsizler.



o seneyi de bir incelesinler bakalim !
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



F.Bahçe’nin 2000-2001 yılında kazandığı şampiyonlukta teşvik primi verdiği ortaya çıktı.



Fenerbahçe'nin 2000-2001 sezonu kazandığı şampiyonlukta teşvik primi ortaya çıktı. O sezon Ankaragücü'nün teknik direktörlüğünü yapan Yanal herşeyi birbir itiraf etti.



Tarih: 15 Kasım 2004... Yer: Milli Takım'ın kamp yaptığı Polat Renaissance Oteli'nin lobisi... Milli Takım, 2 gün sonra Servet'in Shevchenko kabusu yaşadığı Ukrayna maçına çıkacak.



Vatan Spor Servisi Müdürü İbrahim Seten kampı ziyaret ediyor. Seten, Ersun Yanal, zaman zaman menajer Can Çobanoğlu ve mentör Turgay Biçer'in de katıldığı sohbet saat 22.00 sularında başlıyor, bittiğinde saatler 2.00'yi gösteriyor. O sıralarda Beşiktaş-İstanbulspor maçında teşvik primi gönderildiği söylentileri var. Seten bu konudaki bilgileri Yanal'a anlatıyor. Yanal, "Bak birader" deyip söze giriyor. "Benim başımdan öyle bir şey geçti ki, senin anlattıkların solda sıfır. Türkiye'de bu iş bitmiş. Sana bunları anlatırım ama bana söz ver, eğer bir gün Türkiye'de bu işlerin temizlenmesiyle ilgili bir kamuoyu oluşursa bunu kullan. Yoksa bizi kimseye kurban etme."



Ve bizzat yaşadığı teşvik skandalını başlıyor anlatmaya:



"2000-2001 sezonu... F.Bahçe ile G.Saray kıran kırana bir şampiyonluk yarışı içinde. G.Saray, üst üste 5. şampiyonluğa koşuyor. F.Bahçe ise Mustafa Denizli ile onlara yetişmeye çalışıyor... G.Saray puan kaybetmezse de F.Bahçe'nin şansı hiç yok... Son haftalara girildikçe, bizim gibi (teknik direktörü olduğu AGücü'nü kastediyor) takımlarla iki kulübün oynadığı maçlar önem kazandı...



13 Mayıs'ta, yani ligin bitmesine 3 maç kala G.Saray ile Ali Sami Yen'de karşılaşacağız. Hafta boyunca bana F.Bahçe Kulübü'nden bizim futbolculara teşvik primi gönderileceği yolunda duyumlar ulaştı... Takımı toplayıp sert bir konuşma yaptım:



'Teşvik primi alanı bu takımda yaşatmam. Helal olmayan bir parayı almak, insanın ailesini satmasıyla eş anlam taşır. G.Saray'ı yenmek için F.Bahçeliler'in sizinle bağlantı kurmaya çalıştığı dedikodusu ayyuka çıktı. Sakın bu yollara girmeyin, primi alanı affetmem. Hepiniz ayağınızı denk alın.'



Johnson-Kennedy bağlantısı



Tabii bu konuşma oldu ama ben hepsini sonradan öğreniyorum, 2 takım futbolcuları kendi aralarında işi pişirmişler. Mesela o sırada F.Bahçe'de oynayan Johnson, A.Gücü'nün yabancılarından Kennedy ve Augustine'le konuşmuş, onlar para konusunda anlaşmışlar. Bu ikisi takımdaki diğer yabancılar kaleci Da Silva ve stoper Rogerio'yu da ayarlamışlar. Yani zaten 4 oyuncu teşvik primine kendiliğinden 'okey' vermiş. Cafer'le ayrı bağlantı kurulmuş, Hakan Keleş'le ayrı... Takım, kendi kendine F.Bahçeliler'den teşvik alma konusunda uzlaşma sağlamış.



Ben maçtan önce soyunma odasında yaptığım konuşmada herkesi son defa uyardım. Neyse sahaya çıktık, olağanüstü oynadık. Hakem Bülent Uzun da bize yardımcı oldu, diyebilirim. (İşte burası çok önemli) 10. dakikada Faruk ilk golü attı, 1-0 öne geçtik. G.Saray ilk yarıda Okan Buruk kırmızı kartla atılınca 10 kişi kaldı ve paniğe kapıldı. Rogerio, 61. dakikada durumu 2-0 yaptı. Hasan 63'te skoru 2-1'e getirdi ama yetmedi, biz maçı kazandık, F.Bahçe Erzurum'u 2-1 yenip büyük avantaj sağladı.



Ne güvenilir taksiymiş ama



Esas bomba maçtan sonra patladı. Malzemecimiz 'Hocam, bir taksi şoförü bunu size vermemi söyledi F.Bahçeti yönetici.. (İsmi bizde saklı) yollamış' diyerek soyunma odasına bir çanta getirdi. Çantayı açınca beynimden vurulmuşa döndüm. F.Bahçeli yöneticilerden birinin bize yolladığı çantanın içinden dolarlar fışkırıyordu. Soyunma odasında birden hareketlenme oldu, nerdeyse bıraksam herkes çantanın üstüne atlayıp paraları orada paylaşacak. Hepsine çok ağır hakaretler ederek çantayı kapattırdım.



Malzemeciye emanet ettim ve 'Hayatımda böyle işlerin içinde olmadım. Sizin sayenizde geldiğimiz noktaya bakın. Bizim şerefimizin satılık olmaması gerekirdi. Ama madem bu para geldi, en azından bunun dağıtımının nasıl olacağını ben belirleyeceğim. Herkes duşunu alsın ve benden haber beklesin' deyip kapıyı vurup çıktım.



Neyse, Ankara'ya döndük. Çantadaki para sayıldı, içinde 300 bin Amerikan doları vardı. 3 gün sabahlara kadar uyumadan ne yapacağımı düşündüm. Aklımdan parayı alıp federasyona gitmek ve herşeyi anlatmak da geçti. Ama cesaret edemedim.



Al parayı, at imzayı!



Sonra 300 bin doları nasıl dağıtacağımın yöntemini buldum. Beyaz bir dosya kağıdı aldım. Madem böyle bir şerefsizliğin içindeydik, gelen paradan gariban çaycının bile faydalanmasını sağlayacak bir metot geliştirdim. Sayfanın başına 'Teşvik primi alanlar' diye yazdım ve her futbolcunun adını alt alta sıraladım. Ben ve antrenörlerim bu paraya hiç dokunmadık ama malzemeciye, masöre, çaycıya, tesislerdeki bekçiye varıncaya kadar herkesi bu işten nasiplendirmeliydim. Futbolcuları teker teker evime çağırdım ve paylarını dağıttım. Adam başı 15 bin dolar civarında bir para düşüyordu. Parasını her alan, kendi adının yanındaki boşluğa imzasını attı. Mesela Cafer 'Ben o şerejsizin evine gidip para almam. Hakkımı yollasın' demiş, onunkini de takım arkadaşlarından biri götürdü. Ama yine ona da imzayı attırdım. Bu parayı son dolarına kadar dağıttım, sonra da beyaz dosya kağıdını evimde sakladım.



Bu 'beyaz dosya kağıdına imza attırma işi'ni niye yaptım biliyor musun? Teşvik primine madem benim dahlim olmadan karıştılar, ben de onları yakacak bir belgeyi elimde sigorta olarak tuttum."



İşte Telegol'ün geçen yıl Cafer Aydın'ı konuşturarak başlattığı teşvik primi skandalının gerçek perde arkası bu...



300 bin dolarlık teşvik primini yollayan F.Bahçeli bir yönetici...



Alan ve aldıkları paranın karşılığında boş bir kağıda imza atan A.Güçlü futbolcular...



Ve bu belgeyi o günden beri saklayan teknik direktör Ersun Yanal...




O sezonla ilgili daha pek çok hikaye var ama hepsi sırayla...



Nefesinizi tutun ve bekleyin...



Şansal Büyüka (LİG TV Yönetim Kurulu Üyesi)



İtalya'daki cezalar Türkiye'de verilemez



İtalya'da verilen futbol dünyasının belki de en ağır cezalarının Türkiye'de uygulanma şansını şu şartlarda göremiyorum. Hiçbir dönemi hedef almadan, genel anlamda söylüyorum. Türkiye'de gelmiş geçmiş futbol federasyonu üyelerinin üzerinde takım formaları var. Hukuk kurulları, disiplin kurulları, tahkim kurulları üyelerinin üzerinde takım formaları var. Maalesef bu formaları üzerilerinden çıkartamıyorlar, maalesef kararlara kuralllar, yönetmelikler değil, forma renkleri egemen oluyor. Bölgecilik ön plana çıktığı için ilgili idari amirler, gereken girişimi yapmak yerine görev yaptıklatı bölgenin takımını korumayı tercih ediyorlar. Bütün bunlar bizim temiz futbol adına gerçekçi ve radikal kararlar almamızı engelliyor. Yıllarca uğraşıp henüz tribünlerdeki küfürü kesemeyen bir ülkeden bu konularda karar almasını beklemek hayalcilik olur.



Onun için Türkiye'de hızla, hiç zaman yitirmeden özgürce karar alabilecek, uzmanlaşmış Spor Mahkemeleri'ne ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yıllarca sürmeden, 2-3 celsede karara bağlanacak olaylar Türkiye'de ciddi bir caydırıcılığı da yanında getirir. Spor Mahkemeleri kurulmaz, mevcut düzen devam ederse, yeni teşvikleri, yeni şikeleri, yeni danışıklı dövüşleri konuşmaya devam edem.



'Çürük elmaları' temizlediler!



Hükümet destekli Levent Bıçakçı federasyonu göreve gelir gelmez, ilk iş olarak "Temiz futbol" için çalışmalara başladı. Federasyonun her kuruluyla ayrı ayrı toplantı yapan başkan Levent Bıçakçı ve başkanvekili Hasan Doğan, son sıraya Merkez Hakem Kurulu üyelerini bıraktılar. Bu toplantıya MHK Başkanı Sabri Çelik ve eski MHK başkanı Ahmet Güvener özel olarak hazırlandılar. Hasan Doğan toplantıda genel konuları geride bıraktıktan sonra ağzındaki baklayı çıkartıp soruyu patlattı: "Beyler aranızda çürük elmalar var mı? Eğer varsa isimlerini söyleyin, hemen onlarla yollarımızı ayıralım." Sabri Çelik ve Ahmet Güvener zaten bu soruya hazırlıklı oldukları için isimleri tek tek saydılar... Mutlu Çelik, Bülent Uzun ve Çetin Sarıgül... Kara listede olan hakemlerdi. Gerçekten de bu hakemlerin geçmişlerine bakıldığında hep 'karanlık maçlar' ortaya çıkıyordu.



MHK, federasyon destekli olarak bu temizliği yaptıktan sonra, diğer hakemleri de takibe aldı. Hepsinin banka hesapları, mal varlıkları, telefonları takip altındaydı. Bir gece genç ve gelecek vadeden hakemlerden Oktay Demiray saat 01.30'da Mutlu Çelik'i arayınca kara listeye çok yaklaştı.



Telefon takibi...



Yapılan telefon takibi sonucu Demiray'ın, Çelik ile görüştüğü tespit edilirken bu durum büyük rahatsızlık yarattı. Çünkü Çelik 'güvenilmezler' listesinde bir numaraydı. Demiray da kara listeye yakın bir noktaya geldi. Kendisi uzun bir süre özel takibe alındı. Fakat sonunda Çelik ile 'iş' ilişkisine girmediği kararına varılarak yeniden maçlara atanmaya başlandı.



Vatan



;)
 
Cevap: 13 mayıs 2001 Galatasaray-Ankaragücü Maçının Hesabı Sorulsun



Bunu nasıl soruştumaya dahil etmiyorsun TFF? :mad:



İtiraftan büyük kanıt mı var?
 
Cevap: 13 mayıs 2001 Galatasaray-Ankaragücü Maçının Hesabı Sorulsun



Bunu nasıl soruştumaya dahil etmiyorsun TFF? :mad:



İtiraftan büyük kanıt mı var?



Az Önce Telegolde Oktay Derelioglunun Itirafini seyrettim...



Adam resmen Zamaninda yalanladigi Cihan Oskay olayini dogruladi... Bu Ne demektir..?



1. Fenerbahce Trabzonspor´a Tesvik verdi....

2. Samsunspor Fenerbahce macinda Sike yapildi...

3. Ankaragücüne Tesvik verildi..........





TFF Is basina..!! Al bakalim Fenerin 2 Sampiyonlugunu.. 2001 ve 2011 i....
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



o seneki şampiyonluğumuzu versinler 6 sene üst üste şampiyon olacaktık. şikeci takımın federasyon başkanı duyuyormusun
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



Adminlere sesleniyorum.TFF'na ve hakkımızı araması içinde Galatasaray yönetimine mail gönderelim.İmza kampanyası da başlatabiliriz.Lütfen gereği yapılsın.
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



ne tff ne savcılık gitmiyo bu olayın üstüne neden acaba ?

bizimde savcılığa şikayet eden bi adamımız yok :SS:
 
Cevap: 2000-01 sezonu Çalınan Şampiyonluğumuz !!!



Acilen bu itiraflar medyaya taşınmalı. K.çı b.klu lubeler bize sallamasyonlarda çamur atmaya çalışıyorken biz kesin kanıt olan itiraflarla daha fazlasını yapmalıyız.Acilen mail kampanyaları düzenlemeliyiz çünkü ciddi bir durum.Angutlar olsa fifaya mail yağmuru tutmuştu.
 
Üst Alt