"Rijkaard" Takıma Gol Atma Sanatını Öğret!
Rijkaard takıma gol atma sanatını öğret
Bütün futbol adamları 'önce gol yemeyeyim' diyor...
Bize de yeni yetişirken yıllar önce şöyle derlerdi;
'En iyi müdafaa hücumdur!'
İkisi de doğru ama nerede bunu uygulayacak hoca ve takımlar...
Alayı 'gol yemezsem nasıl olsa bir gol atar maçı kazanırım'a yatıyorlar.
Al sana Galatasaray...
Almanya'da iki hazırlık maçı yaptı ikisinde de tek golle galip geldi.
Goller de trışka!
Rakipler de trışka!...
Hani sıkı rakipler olsa gam yemem...
Biri Mısır, öteki Fas...
Yani ikisi de fosss!
Mısır takımı biraz, ama sakın onu Milli Mısır ile karıştırmayın... O başka...
Gördük işte!
Galatasaray'ın attığı iki gol de organize ataktan değil!
Daha mevsim başı sen de saçmalama Tanburacı demeyin...
İnsan Galatasaray'ı seyretti mi biraz da futbol görsün istiyor...
Gollerin biri Yaser'in düşürülmesiyle penaltıdan biri Emre Çolak'ın uzaktan salladığı şans golü...
Fas takımının kalecisi de aynı Volkan Demirel... Uyuyordu herhalde!
Kafa nasıl vurulur?
Rijkaard'dan isteğim var;
Galatasaray'a, pozisyon üstünlüğü nasıl kazanılır onu öğret!
Bir takım nasıl gol pozisyonuna girer onu öğret!
Vuruş tekniği,
Kafaya çıktığında topa nasıl kafa atılır.
Havada topla buluştuğunda gözünü kapamadan nasıl kafa atılır onları öğret!
Galatasaray, Wydad ATC maçında iki gol kaçırdı aman Allahım...
Bunlar kafa vururken gözlerini kapatıyorlar.
Uzaktan gol atan Emre Çolak kale dibinden topu kafalayamadı!
Keza Yaser bom boş ama bom boş durumda Uğur'un yaptığı nefis ortada öyle bir kafa attı ki evlere şenlik.
Maç içinde kaç kere böyle fırsat gelir...
Bunların atamazsan nasıl galip gelir bu takım?
Bunların bir üst sınıf ağabeyleri de byle...
Ayhan da öyle...
Servet de öyle...
Maçı gol kazandırır
Rijkaard orta saha adamıydı. Gol nasıl hazırlanır en iyi o bilir. Gullit gibi de kolay gol atan bir takım arkadaşı vardı. Van Basten'i de tanırdı o...
Ne yapıp edip Galatasaray'a gol atmayı öğretecek.
Gol yememek için ne kadar savunma tedbiri uygulatıyorsa,
Maç süresince top bende kalsın diyerek kandırmaca futbolu da oynatmayacak!
Evet, top Galatasaray'da kalıyor ama kanatlardan da durmadan defansa geri pas yağıyor.
Böyle futbolda top sende kalır ama gol kısırlığı yaşarsın.
Hazırlık maçları önemli değil ama bunu bugün öğrenmezsen sıkı maçlarda hiç pozisyon yaratamazsın!
Galatasaray'da savunmadan başlayan, kanatlarda şekillenen, sürpriz adamların sert ve düzgün vuruşlarıyla sonuçlanan hiçbir atak yok!,
Ha babam de babam fizik mücadele ile itişme...
Top kontrolü de çok zayıf!
Böyle futbol sonuca gitmez.
Rijkaard'ın tez elden gol çalışması yapması şart!
Keita ve Baroş, Arda ve Kewell'la mutlaka daha iyi olacak ama geçen sene de bu gol sıkıntısı vardı.
Galatasaray kolay pozisyon bulamıyor.
Rijkaard ya öğretecek ya çıkıp kendi atacak.
Keita'ya Cumhurbaşkanı olacak zat Fanatik bir Galatasaraylı...
Galatasaray'dan bir kardeşim Yalçın Meçoğlu geçen gün Paris'te başından geçeni mailledi...
Aynen aktarıyorum;
'Bugün öğleden sonra büyük bir otelin lobisinde bir randevum vardı. Erkenden gittim.
Oturdum, bekliyorum...
Beş metre ilerimden korkunç güzel, boy pos manken gibi sarışın bir genç hanım geçti.
Önümden geçene kadar gözlerimle sonrasında bütün vücudumla dönerek baktım.
Beş dakika sonra geri döndü, arka koltukta oturan takım elbiseli kravatlı şık bir zenci bey bana dönerek; 'güzel kadın değil mi' dedi.
Evet dedim ve muhabbet başladı.
Kalktı yanıma geldi.
Söz bir ara ülkelere geldi... Adam 'ben Fildişi Sahillerindenim' dedi.
Ben de Türküm deyince hemen; 'Galatasaray' dedi ve muhabbet daha da derinleşti.
Bana 1999-2000 yılının Galatasaray kadrosunu bir solukta sayıverdi. Hagi'nin takıma ne gibi katkıları olduğunu, Taffarel'in çok kıymetli olduğunu vs... herkesten bahsetti.
Ben şaşkın şaşkın, yaw sen bunları nerden biliyorsun falan derken zenci şakımaya başladı...
'Ben' dedi... 'Galatasaray fanatiğiyim. Abdul Kader Keita benim ailemdendir, ona iyi oyna haaa dedim' dedi...
Muhabbetin sonuna doğru, bana adresini verdi;
https://www.u.....-ivory.com/ yazdı.
'Bak bu adrese' dedi, 'kasım ayında Fildişi'nde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayım, büyük bir ihtimalle de seçileceğim. Türkiye'ye resmi ziyarete geldiğimde sen de gel beraber Galatasaray maçına gidelim' dedi ve ayrıldık...
Eve geldim, internete girdim, evet ta kendisi, benim arkadaş!
Galatasaraylı Keita'nın akrabası Bay.
Eee fazla söze ne hacet!...
Yakında Galatasaray fanatiği bir cumhurbaşkanı daha olacak dünyada...
Güiza, Lincoln, Delgado!
Biz bu kadar mı basiretsiz insanlar topluluğu olduk. Koca koca kulüplerimizi yönetenler bu kadar mı cahil!
Her gelen yabancı, kulüplerimizi enayi yerine koyuyor, menecerleri de kasalarımızı soyup soğana çeviriyor... Sonra kampa katılmıyorlar. Dışkılarında boncuk mu bulacağız bu dürzülerin!...
Elin yontulmamış bu baldırı çıplakları geldiğinde 'hurma ağacı dibinde deve boku bulmuş gibi' seviniyoruz.
Alayını daha topraklarımıza ilk bastıkları anda, hava alanlarında omuzlara alıyoruz.
Sonra bunlar bu topraklarda bize kafa tutuyorlar!
Bırakın kafa tutmayı resmen posta koyuyorlar. Hani fırsatını bulsalar dayak da atacaklar!
Yetti be!...
Hiç mi bu talih değişmeyecek...
Hiç mi akıllanmayacağız bu futbolcu kırıntıları karşısında...
Kanıma dokunuyor yahu!
Kulüp başkanlarımız kendilerini eleştiren gazetecileri işlerinden bile attırırken bu palikarya futbolcular karşısında niye el pençe divan duruyorlar?
Medyaya takındıkları tavrın onda birini takınsalar ya bu isyankarlara... Güiza Fener'e kafa tutuyor... Ortada yok!
Lincoln zaten dokunulmaz sümbül! Ortada hiç yok!
Delgado bal yapmayan nazlı arıcık, ameliyat oldu... O da yok!
Yazıklar olsun hepsine...
Hepinize...
Hepimize...
Terim tükenir Metin Tükenmez
Sevgili kardeşim spor hocası, akademide öğretim üyesi, teknik direktör ve de gazeteci-yazar (şimdi Cumhuriyet'te yazıyor) Metin Tükenmez yine mükemmel bir kitap yazmış...
Bir solukta yarıladım...
Hemen izlenimlerimi yazıyorum ki bittiğinde ikinci baskıyı da yapayım.
Kitabın konusu Fatih Terim...
Kitabın adı; Terim İmparator mu Çavuş mu? Bu addan sonra önceleri Tükenmez, Fatih Terim'le alay ediyor dersiniz ama hiç de öyle değil... Metin Tükenmez mükemmel bir 'Hoca analizi' yapmış.
Kitap adeta bir kişilik testi.
Hem nalına hem mıhına...
Ama bütün çıplaklığıyla... Terim'i de çok yakından hem de bütün sevapları ve defolarıyla birlikte tanıyan biri olarak mükemmel bir kitap diyor ve ekliyorum; 'Bir gün Terim kesin tükenir ama bilgiyle donanımlı 'Metin'ler hiç Tükenmez' Her sporseverin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Osman Tanburacı