galatasarayımız'ın kazandığı 37 lig şampiyonluğu

niye Febeş 29 diyince sıkıntı yokta bz 38 diyince mi istanbul ligi bilmem ne hayret bişey
Yok yanlış anlama kötü birşey yazmadım. Sadece herkes bilgilensin. Şimdi bütün şampiyonlukları hesaba katarsak biz 38 oluyoruz yanlış anlamadıysam. Fener de kurulduğu tarihten itibaren sayarsa o kaç oluyor? Bilgilensin insanlar ki yanlış bir seye mahal vermeyelim bilgili savunalım durumu

SM-G610F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Ufak bir kaç not düşeyim. Eksikler veya yanlışlarımı daha bilgili olanlar düzeltsinler lütfen.

-- Normalde profesyonel ligin başlama yılı 1959.
-- 2002 yılında BJimnastik Kulübü "biz 1958 ve 1957 yıllarında ülkeyi avrupada temsil ettik, dolayısıyla o senenin şampiyonuyuz. Bizim şampiyonluklarımızı verin" diye dava açıyor. Bu davayı da kazanıyorlar.Bu sebepten şampiyonluk sayısı, toplam sezon sayısından 2 fazla.
-- Sıkıntı mahkeme kararıyla başlıyor ve bundan sonra biz 3. yıldızı taktıktan sonra fenerliler yine yediremeyip, Bjk olayına atıfta bulunarak şampiyonluk istemeye başlıyorlar.
-- Konu benim hatırladığım kadarıyla neredeyse 15 senelik bir mevzu.
-- Yalnız belirtmek lazım ki; konunun buralara taşınmasındaki en büyük sebep yine tinercilerin geride kaldıktan sonraki ağlaklığı. O sıralar şampiyonluk sayıları bakımından Galatasaray ve fener öndelerdi.
-- Olay Avrupa'da temsil etmekse, bizim bu konuda hayli iyi noktalarda olduğumuzu duymuştum (59 öncesi) ama tam sayılara hakim değilim.
-- Tam bilgili olanlar paylaşırsa ayrıca sevinirim.

Aslında fenerliler bu konuyu her açtıklarında da jimnastikçilere de sövüyorum bu yüzden onlarla birlikte.

Son olarak fenerliler konu Avrupa olunca anca BAŞINI alırsınız boşuna ağlamayın.
 
En iyi savunma saldırıdır. Öyleyse bizim hukukçular da karşı saldırıya geçsin.
 
taido_88



2 hafta önce - Pts 19 Ağu 2019, 20:07
Küçülmemek lazım

1959 Öncesi oyuncularımız efsanelerimiz gazozuna mı maç yapmıştır diyerekten bu yıllara ait şampiyonlukların da süper lig şampiyonluklarına eklenmesini isteyen bir topluluk vardır. Burada asıl önemli nokta önceki şampiyonlukların hiç biri sayılmıyor değildir. Her takımın kendi başarısı tarihinde sabit bir şekilde durmaktadır. Bu başarılar silinmeden her takımın tarihinde yerini almış vaziyettedir. Takımlarımızın bölgesel liglerde ki başarılarından tutun Türkiye Futbol Federasyonu kurulduktan sonra düzenlenen Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme organizasyonları ve bu tarihlerde devam eden bölgesel liglerde dahil olmak üzere tüm spor takımlarımızın başarıları olduğu gibi tarihte yerini almıştır ve bunu silmeye kimsenin gücünün yetmeyeceği günümüz koşullarıyla aşikardır.
Futbolda diğer sektörlerde olduğu gibi önce kurulmuş sonra gelişim sürecine girmiş en sonunda profesyonel hali almıştır.24 Eylül 1951 Yılı itibari ile Türk futbolunda profesyonelliğe geçilmiştir. Bundan dolayı bu tarihten önceki elde edilen tüm başarılar amatör seviyede kalmıştır ki baktığınızda bu yıllar gerçekten amatör futbol ruhunu ortaya koymaktadır. Zaman içerisinde futbol ülkemizde gelişmiş ve profesyonel halini almıştır. Hal böyle iken amatör zamanlarda kazanılan başarıları profesyonel zamanda kazanılan başarılarla harmanlamak aklın ve mantığın almadığı bir durumdur.
Bölgesel liglerin 1959 sonrası şampiyonluklarına eklenmesi tamamen kabul edilemez bir durumdur ki burada ki tartışma konusu da bu değildir. Diyelim ki 1951 öncesi amatör 1951 sonrası profesyonel ayrımı yapmadık. Burada önemli olan nokta Türkiye Futbol Federasyonu kurulduktan sonra yapılan iki turnuvada kazanılan şampiyonluklar. Birisi Türkiye Futbol Şampiyonası diğer Milli küme.

Türkiye Futbol Şampiyonası 1924-1951 yılları arasında , Milli Küme ise 1937-1950 yılları arasında oynanmıştır. Dolayısıyla herhangi bir turnuvanın belirli bir sebepten ötürü oynanmadığı yılları çıkarırsak 1937-1950 yılları arasında aynı anda iki adet şampiyon çıkmıştır. Şimdi bu durumda ne yapalım. Bu yılları istatistiklerden yada tarihimizden çıkaralım mı ? Veya bu yıllarda şampiyon olmuş olan iki takımı da şampiyon olarak mı sayalım ? Kulağa ne kadar amatörce geliyor değil mi ? Profesyonel olarak düşündüğünüzde bir yıl içerisinde bir tek şampiyon olmalı dersiniz. İki tane şampiyon olması ve ben bunları süper lig şampiyonluklarına ekleyecem demek ne kadar da mantık dışı bir olaydır. Ufak bir detayda bir sene içerisinde önce bölgesel liginde lig usulü oynuyorsun orada bir şampiyon belirleniyor aynı yıl içerisinde Türkiye Futbol Şampiyonasında eleme usulü oynuyorsun orada bir şampiyon belirleniyor yine aynı yıl içerisinde Milli küme lig usulü oynanıyor orada bir şampiyon belirleniyor. Birisi de çıkıp demez mi bu şampiyonlukların günümüz Süper lig şampiyonluklarına eklenmesi çok saçma böyle bir durum olamaz. Bunun izahını yapamazsınız.
Farklı bir nokta daha var bu iki turnuva ile alakalı. Türkiye Futbol Şampiyonasına katılım bölgesel liglerde başarılı olan takımlardan yapılıyor ve bundan sonra kupa statülerinde gördüğümüz eleme sistemine göre şampiyonluk belirleniyor. Milli Kümede ise katılım yine aynı şekilde gerçekleşiyor. Bölgesel liglerde başarılı olan takımlar katılabiliyor ve daha profesyonel şekilde lig usulü şampiyon belirleniyor.
Bir diğer farklı nokta da Türkiye Futbol Şampiyonası maddi imkansızlıklar , Milli kümenin başlaması ve 1948 yaz olimpiyatları sebebi ile 12 yıl yapılamamıştır. Milli kümede 1942’de düzenlenmemiş 1948’de yaz olimpiyatları 1949’da Akdeniz kupası sebebiyle yapılamamıştır. Bunlarda kulağa ne kadar amatörce geliyor değil mi?
Bu liglerle alakalı amatörlük tezini güçlendiren diğer argümanları da şu şekilde sıralayalım.
1938 Millî Küme Sezonu Fenerbahçe hafta sonu oynanacak deplasman maçlarının ikincisinin kendi sahasında yapılmasını istemesine rağmen TFF bu isteği geri çevirdi. Fenerbahçe, Kadıköy'de kendi sahasında maça çıkarak rakip beklerken TFF'nin talimatıyla Taksim Stadyumu'na giden rakip takımın karşısına Fenerbahçe çıkmadığı için 3-0'lık skorlarla maçlar hükmen bitmekteydi. 9 Nisan 1938'de ise Üçok'la oynayacağı maç için İzmir deplasmanına gidecek olan Fenerbahçe'ye o dönem her takıma ödenen yol paraları tam olarak ödenmeyince Fenerbahçe, Millî Küme'den diskalifiye edildi ve o sezon Millî Küme'deki diğer takımlarla maç yapması da yasaklandı.
1939 Millî Küme Sezonu Galatasaray ve Ankara Demirspor'un aynı puanla tamamlamasının ardından, şampiyon olan takımı belirlemek üzere iki takım arasında iki final maçı oynanmasına karar verildi. İstanbul'da oynanan ilk maç, sahada çıkan olaylar üzerine 78. dakikada hakem tarafından tatil edildi. Bir süre sonra Beden Terbiyesi Genel Direktörü Cemil Taner, İstanbul'a gönderdiği tebliğ ile 7 Mayıs 1938 tarih ve 405 sayılı yönetmelik hükmü ile puan ve averaj sisteminin önceden belirlendiğini, buna göre yarıda kalan maçın özel maç kabul edildiğini ve geçerli averaj sistemine (attığı gol/yediği gol) göre averajı daha iyi olan Galatasaray’ın şampiyonluğunun tescil edildiğini bildirdi.
1940 Türkiye Futbol Şampiyonası yeni bir formatta oynanan turnuvada Millî Küme şampiyonu ile Millî Küme'ye katılmayan şehirlerin takımları arasında düzenlenen gruplarda şampiyon olan takım bir final karşılaşmasında Türkiye şampiyonunu belirledi.
1941 Türkiye Futbol Şampiyonası turnuva yeni format ile düzenlendi. İstanbul Şampiyonu Beşiktaş, Ankara Şampiyonu Gençlerbirliği, İzmir Şampiyonu Altay ve 1940 Türkiye Futbol Şampiyonu Eskişehir Demirspor doğrudan katılırken, Kayseri Sümerspor, Trabzon İdman Gücü ile Gölcük İdman Yurdu kendi gruplarında birinci olarak şampiyonada yer almaya hak kazandı
1942 Türkiye Futbol Şampiyonası turnuvada format bir kez daha değişti. Mayıs ayında Eskişehir, Mersin, Samsun ve Denizli grupları birincileri arasında düzenlenen turnuva sonucu Trabzon Lisesi Türkiye Gruplar şampiyonu olarak Ankara'da düzenlenen şampiyonaya katılma hakkını kazandı. İstanbul Şampiyonu Beşiktaş, Ankara Şampiyonu Harp Okulu İdman Yurdu ile İzmir Şampiyonu Göztepe doğrudan katıldılar. Bu dört takım Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda lig usulü karşılaştı.
1944 Türkiye Futbol Şampiyonası Gruplar şampiyonluğunu kazanan Mersin İdman Yurdu Final Grubu'na katılma hakkı elde etti. Üç büyük ligin birincileri Fenerbahçe, Harp Okulu ve Göztepe'nin doğrudan katıldığı grup, tek devrelik bir lig halinde oynandı
1944 Milli Küme Sezonu İstanbul Futbol Ligi'ni ilk 4, Ankara Futbol Ligi'ni ilk 3, İzmir Futbol Ligi'ni ilk 2 sırada tamamlayan takımların katılımıyla, toplam 8 takım mücadele etti. Ancak İstanbul Futbol Ligi üçüncüsü Galatasaray, ligde hükmen mağlubiyeti ile sonuçlanan maçları nedeni ile Maarif Mükâfâtı'na alınmadı ve yerine İstanbulspor katıldı.
Türkiye Futbol Şampiyonası eleme usulü oynandığında çekilen kuralarda rakip kalmayan takım direk üst tura adını yazıdıryordu. Son 3 takım kaldığında 1 takım maç yapmadan direkt finale çıkmış sayılıyordu.
Yapılan bu iki turnuvada da çeşitli sebeplerden dolayı maçtan çekilen bir çok takım olmuştur , hak kazanmasına rağmen bu turnuvalara katılmayan bir çok takım olmuştur.
Diyelim ki bu şampiyonlukları günümüz şampiyonluklarına ekleyelim dedik. O zaman diğer bölgesel ligler gazozuna mı yapıldı polemiği başlayacak. Sonuçta çoğu bölgesel lig 1959 yılına kadar neredeyse aralıksız devam etti. İki turnuvaya nazaran daha istikrarlı şekildeydiler. Türkiyede ki bir çok bölgesel şampiyon biz bu iki turnuvaya statü gereği katılamıyorduk bizim günahımız ne ? demezler mi.
Tüm bu argümanlar ışığında sağlıklı bir kafayla bir karara varılması gerekiyor. Türkiye savaş yıllarını mağlup bitirmiş ve toparlanma sürecinde Avrupa ülkelerine göre çok zaman kaybetmiştir ki bu futbola da yansımıştır. Ancak gelişmesi ve tüm ülkeye yayılması 1959 yılını bulmuştur, En mantıklı düşüncede Milli lig ve Türkiye Futbol Şampiyonası günümüzdeki süper ligin amatör ayağı olarak temeli olarak görülmesinden geçiyor. 1959 yılına kadar ki olan başarılar amatör başarı adı altında sonrası ise profesyonel başarı adı altında ayrılması Türk futbolu adına sağlıklı olan bir karardır. Zamanında Ankara Demirspor şampiyonluklarının sayılması için başvurmuş ve sonuç olarak ret kararı çıkmıştır. Günümüzde de böyle bir başvuruda ret kararı çıkması normal olandır. Sonuç olarak önceki şampiyonluklar ismi altında düzenlenen turnuvalarda geçerlidir. Günümüz futboluna eklenmesi söz konusu değildir.


Wowturkey deki yazı burada dursun.
 
59 öncesi tüm turnuvalar yerel,bölgesel zaten.fbnin milli küme dediği şey istanbul izmir ve ankara şehirlerinin takımları arasında oynanan bir lig.bu lig nasıl tüm türkiyenin şampiyonu gibi sayılabilir?fb adı milli diye herhalde türkiye şampiyonluğu zannediyor.ha sayılcaksa o zaman tüm yerel ligler sayılır bu durumda bizim 37 onların 34 olur
 
mevzu su onlar ne derlerse desinler ne yaparlarsa yapsınlar hep altımızda ezilecekler ezikler :D
olsun onlar biz ne kadar desek 1 fazlası var diyebilirler.adamların birçoğunda sanki ne olursa olsun gsnin altında kalmayalım mantığı var.kadıköyde yenilmemeleri mutluluk kaynağı mesela 1 maç sadece.gs kompleksi deniyor buna
 
Yaw yine bu bjklilerin b. k yemesi.. Kardeşim 1959 baz alınıyorsa daha ne halt yemeye bunların 2 şampiyonluğunu sayıyorsunuz bu karar verilirken ileride daha eski şampiyonlukların sayılmak isteneceği düşünülerek reddedilmeliydi..
 
Ayrıca bu 29 saçmalığını resmiyete dökme başvurusunu yapmamalarının sebebi bu bizim 38 mevzuu muhtemelen, gerzek taraftarın gazını alıyor sadece yalı çocuğu, bunu gözlerine sokmak lazım

ONEPLUS A5000 cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Hayır insanların buna alışmasını bekliyorlar. Olur da bu 28 şampiyonluk kabul edilirse diyeceklerki biz yıllarca hakettiğimizden az para aldık çünkü bunu saydırmak demek geçmişten gelen havuz haklarına ulaşmalarını gerektirir, ikinci nokta ise şampiyonluk pastasından en büyük payı alacaklar ve gelirleri artacak.

Bu mevzunun sebebi de Beşiktaş çünkü bu çalışmaya Beşiktaş sonrası başlamıştı Aziz Yıldırım.
 
Geri
Üst Alt