Seviyoruz...
Hemde sevdik mi ölümüne seviyoruz....
Çoğu renkdaşım bu sevginin var oluşunu çok güzel anektotlarla vurgulamış..
Bizler şanlı tarihimiz boyunca kimleri sevmedik ki,
Seydiç'ler, Hosiç'ler, Simoviç'ler, Mondi'ler, Hagi'ler.............
Hatta Lincoln'ler ...? ve hatta Lindeoth'lar ..?
Kişisel başarıları nedeiyle kurtarıcı olarak, ama gerçek ama sahte, seyirciye gülen yüzleri ile de yüreğimize bastık onları... Karneleri ise basit takımlar karşısındaki süper diye nitelendirdiğimiz başarıları oldu...
Bir Simoviç, bir Hagi ise yaşlarının üzerindeki performansları ile gösterdikleri başarı ile gönüllerimizde taht kurdu.. Neden kurdular diye düşündüğümüzde sadece basit takımlara karşı değil uluslararası oynanan karşılaşmalardaki verileriyle bu sevgimize mazhar oldular..
Evet Kewell diyoruz...
Onu da çok sevdik..
Basit takımlara karşı neyse, büyük takımlara karşı da oydu çünki..
Önemli sakatlıklaruna rağmen iyi denilebilecek bir performans gösterdi...
Ama.... aynanın bir de öteki yüzünden baktığımızda, söz konusu Galatasarayımız'ın başarısı ve menfaatleri ise bence de Kewell'ın Galatasarayımız'dan gönderilmesi uygundur..
Tıpkı zamanı geldiğinde Asırlık Çınarımız Galatasaryımız'dan kopan yapraklarımız olan ;Hagiler, Simoviçler, Seydiçler ..... gibi.
Sevgiyle kalın..