İzlediğimiz dış politikaya bakarsak küçülme gibi bir hedef yok. Bu mevcut ekonomide nasıl yaparız bilemem. Zaten özellikle özelikle Yunan ve İtalya basınında Neo Osmanlı tabiri ile tekrardan yayılmacı bir politika istediğinizin analizi yapılıyor.
Disardaki sorunlari ic sorunlara alet eden bir hüükümet, ve hükümetin her ak dedigine otomatikmen kara diyen bir muhalefet anlayisi varken birsey beklemeye gerek yok. Türkiye 10 yildir cok büyük bir kaosun ve ic karisikligin icinde. Kisa ve orta vadede bu buhrandan cikabilecek bir durum da görmüyorum.
Akep basa geldiginde dünya karisik ve Irak savasi arefesindeydi, bizim iliskilerimiz avrupa ve amerika ile kibris savasindan beri oldukca bozuk. Akep hükümeti de yaklasik bir 10 sene avrupa ve amerikanin israilin suyundan gitti, iliskileri düzeltmek istedi, ta ki o iliskiler daha da bozulana kadar.
Hükümet bugün yarin degisecek, sonra yeni gelenler yine iliskileri düzeltmek icin tavizler vermek zorunda kalacak, bunlar yeterli olmadigi takdirde, yine ayri eskalasyonlara gidecek.
Günümüz hükümetinin de bu olaylari toparlayabilecek gücü yok. Hersey bir yana, tüm sinir disi varliginin olmasi güclü ekonomiye dayaniyor, ancak o ekonomi yok. Kafes dövüsü, artik kollari zor kaldiracak kadar yorgunuz, ama 5 roundluk müsabakinin daha ilk roundunun yarisi bile bitmedi.
Terrör koridorunu bölmüsüz diye sevinen arkdaslar var. Görev basina geldiginde o etrafini sarmis karanlik bulutlari hafif bir sis olarak görmüs Mustafa Denizli bile bukadar kör olmamisti.