Emin Empak
Aslan Üye
- 21 Kasım 2008
- 8.364
- 70
- 323
Başlık normalde Selçuk İnan'ı bizler istemiyoruz, kaptan maptan dinlemiyoruz olacaktı ama fazla uzamasın dedim.
Malum tezahürat yaklaşık 10 sene önce Fatih Akyel için Ali Sami Yen kapalısında yapılmıştı. O günden beri bu formanın herkese nasip olmayacağını bilen bilmeyen pek çok oyuncu gelip gitti takıma.
Son yıllarda taraftarın sevgilisi konumunda olan ve sürekli el üstünde tutulan Selçuk'un bugün ve bundan önceki 1,5 yıldır ortaya koyduğu oyun Galatasaray için kabul edilemez bile değildir. Selçuk'un şu an takımdaki tek işlevi 11'in tamamlanmasıdır. Terim'in ilk senesindeki performansından dolayı hak ettiği kredi tükeneli aylar olmasına rağmen hala Selçuk'u desteklemek Galatasaray'ın ayağına sıkmaktan başka bir şey değildir. Ne yabancı sınırı ne de psikolojik baskı bu rezilliğin sona erdirilmesinin önünde bir bahane olmamalıdır. Galatasaray; Burak ve Selçuk'u değil 25 milyon taraftarını mutlu etmekten sorumludur.
2012-2013 sezonunun son 6 haftasına kadar yokları oynayan, geçen seneyi tamamen boş geçiren Selçuk formaya, hocasına ve taraftarına saygısızlık yaptığı gibi eleştirileri de asla kabul etmeyip aynı çizgisini sürdürmektedir.
Sistem değişikliğinin oyununu etkilediği gerçeği olsa bile oyun zekası yüksek ve yaratıcı bir oyuncu olarak bildiğimiz S. İnan'ın orta sahadaki pas çizelgesini inceleyelim:
Hala eleştirdiğimiz Barış, Ayhan ve Mustafa Sarplı orta sahanın mentalitesi de aşağı yukarı buydu. Oyunu rakip sahaya yıkmamızı önleyen ve akıcılığı sıfıra indiren bir el freni işlevi gördü Selçuk. Top ayağına geldiği zaman kafasını kaldırıp Burak'ı arıyor, eğer oraya veremiyorsa hemen yanındaki kişiye yuvarlıyor topu. Top rakipteyken de savunma işini beceremediği gibi alan kapatmak yerine hamle yapmaya çalışıyor. Çoğunda da adamı kaçırıyor yahut faul yapıyor. Bugün de goldeki savunması çok komik. Maçta gerçekten çok koşuyor, fakat dikkatle izlerseniz tamamen panik halinde ve sonunda bir şey elde edilemeyen koşular oluyor. Oyununu düşürdüğü seviyeyi fiziğiyle kapatma şansı da yok zira sıradan bir Türk vatandaşı kadar fizikli durumda kendisi.
Velhasıl, top ayağına geldiği zaman Burak'ı aramak, boş bölgeye sürüp faul almak veya yan pas yapmaktan başka bir opsiyonu olmayan kişi Galatasaray 11'inde yer alamaz. Kaptan da olsa, efsane de olsa yer alamaz. 3 hocanın da ısrarla forma vermesi oyununa dair hiçbir şey ispatlamaz. Bu takımın kurtuluşu cesur hamlelerle olur. Gerekirse derbi öncesi Lincoln ve Şükür'ü kadro dışı bırakan Feldkamp gibi bir gecede takımın kangrenlerini kesmelidir Prandelli. Yoksa kendisinin sonu da vatandaşı gibi olacak gibi görünüyor.
Uzun lafın kısası, herkese nasip olmayacak bu kutsal forma, davranışları ve oyunuyla hiçbir ışık vermeyen Selçuk'un hakkı değildir ve en yakın zamanda kendisinden alınmalıdır. Taraftara tepki göstermeye ise kimsenin hakkı yoktur. Aylardır futbol adına hiçbir şey vermeyip yenilenen sözleşmeyle milyonlar alan birisinin dişinden tırnağından arttırıp Galatasaray'la mutlu olmaya çalışan birinden tepki görmesi dünyanın en doğal olayıdır.
Malum tezahürat yaklaşık 10 sene önce Fatih Akyel için Ali Sami Yen kapalısında yapılmıştı. O günden beri bu formanın herkese nasip olmayacağını bilen bilmeyen pek çok oyuncu gelip gitti takıma.
Son yıllarda taraftarın sevgilisi konumunda olan ve sürekli el üstünde tutulan Selçuk'un bugün ve bundan önceki 1,5 yıldır ortaya koyduğu oyun Galatasaray için kabul edilemez bile değildir. Selçuk'un şu an takımdaki tek işlevi 11'in tamamlanmasıdır. Terim'in ilk senesindeki performansından dolayı hak ettiği kredi tükeneli aylar olmasına rağmen hala Selçuk'u desteklemek Galatasaray'ın ayağına sıkmaktan başka bir şey değildir. Ne yabancı sınırı ne de psikolojik baskı bu rezilliğin sona erdirilmesinin önünde bir bahane olmamalıdır. Galatasaray; Burak ve Selçuk'u değil 25 milyon taraftarını mutlu etmekten sorumludur.
2012-2013 sezonunun son 6 haftasına kadar yokları oynayan, geçen seneyi tamamen boş geçiren Selçuk formaya, hocasına ve taraftarına saygısızlık yaptığı gibi eleştirileri de asla kabul etmeyip aynı çizgisini sürdürmektedir.
Sistem değişikliğinin oyununu etkilediği gerçeği olsa bile oyun zekası yüksek ve yaratıcı bir oyuncu olarak bildiğimiz S. İnan'ın orta sahadaki pas çizelgesini inceleyelim:

Hala eleştirdiğimiz Barış, Ayhan ve Mustafa Sarplı orta sahanın mentalitesi de aşağı yukarı buydu. Oyunu rakip sahaya yıkmamızı önleyen ve akıcılığı sıfıra indiren bir el freni işlevi gördü Selçuk. Top ayağına geldiği zaman kafasını kaldırıp Burak'ı arıyor, eğer oraya veremiyorsa hemen yanındaki kişiye yuvarlıyor topu. Top rakipteyken de savunma işini beceremediği gibi alan kapatmak yerine hamle yapmaya çalışıyor. Çoğunda da adamı kaçırıyor yahut faul yapıyor. Bugün de goldeki savunması çok komik. Maçta gerçekten çok koşuyor, fakat dikkatle izlerseniz tamamen panik halinde ve sonunda bir şey elde edilemeyen koşular oluyor. Oyununu düşürdüğü seviyeyi fiziğiyle kapatma şansı da yok zira sıradan bir Türk vatandaşı kadar fizikli durumda kendisi.

Velhasıl, top ayağına geldiği zaman Burak'ı aramak, boş bölgeye sürüp faul almak veya yan pas yapmaktan başka bir opsiyonu olmayan kişi Galatasaray 11'inde yer alamaz. Kaptan da olsa, efsane de olsa yer alamaz. 3 hocanın da ısrarla forma vermesi oyununa dair hiçbir şey ispatlamaz. Bu takımın kurtuluşu cesur hamlelerle olur. Gerekirse derbi öncesi Lincoln ve Şükür'ü kadro dışı bırakan Feldkamp gibi bir gecede takımın kangrenlerini kesmelidir Prandelli. Yoksa kendisinin sonu da vatandaşı gibi olacak gibi görünüyor.
Uzun lafın kısası, herkese nasip olmayacak bu kutsal forma, davranışları ve oyunuyla hiçbir ışık vermeyen Selçuk'un hakkı değildir ve en yakın zamanda kendisinden alınmalıdır. Taraftara tepki göstermeye ise kimsenin hakkı yoktur. Aylardır futbol adına hiçbir şey vermeyip yenilenen sözleşmeyle milyonlar alan birisinin dişinden tırnağından arttırıp Galatasaray'la mutlu olmaya çalışan birinden tepki görmesi dünyanın en doğal olayıdır.
