11-12 sezon başlangıcında, takımın kanserleri Servet ve Sabri idi.
Eboue sol kanat, Sabri orta saha göbek, stoperde Servet-Ujfa oynuyordu.
İlk maç o zamanki adıyla İBB'ye 2-0 yenilmiş, Manisaspor kalecisi Twitter'dan Muslera ile alay etmişti. (Sonra sezonun son maçı o Muslera Manisa deplasmanında skoru 0-4 yapan penaltıyı gole çevirdiğinde kalede kendisiyle dalga geçen o kaleci vardı).
TT Arena'da Gaziantepspor'a 2-4 yenildigimiz maç ise (Popov'un içimizden geçtiği maç) dönüm noktası olmuş, takım bu kanserlerden kurtulmuş, bu iki oyuncu bir daha GS forması yüzü görememişti.
Servet yerine Ujfa-Semih tandemi oturtmuş, Eboue orijinal mevkisine geçmiş, orta saha Melo Selçuk ikilisine emanet edilmişti. Emre Çolak ve Engin Baytar da takıma dahil olup, ideal kadro sağlanmıştı.
Ondan sonra takım şaha kalkmış, 10 maç üst üste galip gelerek seriye bağlayıp lider olmuştuk.
En zorlandığımız deplasmanlardan dahi rahat rahat galibiyetler ile dönüp, (Sivas 0-4, Trabzon 1-3, 2-4 vs vs) Kadıköy'de 2 kere şampiyonluk ilan edip, kupayı da Kadıköy'de kaldırmıştık.
Bazen bir mağlubiyet o gün sizi üzer ama uzun vadede katkısı inanılmaz olur.
Ben Denizli mağlubiyetine bu gözle baktım, belki de bu maçta da puan kaybı gelecek belli olmaz. Takıma bir 3-4 hafta koşulsuz destek olmamız gerekiyor. En ufak bir puan kaybında ortalığı yangın yerine çevirip özellikle Fatih Terim'e salyalar sacmamak gerekiyor.
Ben iki iyi hücumcu bekliyorum daha bu takıma (Falcao+süratli bir tabelaci)
Bu iki takviye geldiğinde ve takım oturduğunda çok rahat şampiyon olacağımızı düşünüyorum.