Cevap: Tribün Burada
Biz bu konuda çok tecrübeli bir seyirciydik.Bir süredir bu sıkıntı yüzünden de sıkıntı yok değil.Haklısın.
Aslında hiç bir zaman böyle değildik bence,
sadece eskiden daha "küçük" bir takımdık. Şimdi dünya standartlarında adımızın bir ağırlığı oldu. Yani eskiden baskı yoktu camianın üzerinde, kaybedeceği bu kadar çok şey yoktu. UEFA'yı alamasak, Real Madrid'i yenemesek bunlar aslında "normal" sonuçlar olurdu.
Bu yüzden oraya giden taraftarlar acayip güçlü bir sinerji yaratıyordu,
yapılamayanı yapmasını istiyordu takımının.
Şimdi işler tersine döndü,
yapılanın altında ezilmemesini istiyor taraftar takımının.
Standartları değişti camianın, mesela adam çıkıyor diyor ki "Nerede lan o Madrid'i dağıtan takım?!" sonra basıyor küfrü, sonra İBB maçında takımın aslında çok desteğe ihtiyacı olmaması gerektiğini düşünüyor. Ciddiye almıyor maçı falan. Futbola bakmıyor, çünkü "Milan'a karşı takır takır top oynayan takım İBB'ye 5 çakmalıdır zaten." mantığı var.
Yani futbolunda değiliz artık, kendimizi kanıtlamakda da değiliz. Artık yakaladığımız başarıya yaraşır olmak zorundayız, altında ezilmemek zorundayız. Gerçek anlamda bir dünya takımı olmaya çalışmanın sancıları.
Ama taraftar kesinlikle özeleştiri kabul etmiyor burada, asıl o eski profile dönmemiz gerek. Yani tekrardan o dünya arenasında adı çok duyulmamış Galatasaray'ın sevdalıları olmak gerek.
Kabul etmezse bunu oraya giden taraftar, "Sen tribünde değilsin sanane" derse, olmaz zaten o zaman birşey.
Tartışma da "şu tezahürat mı daha iyi? bu tezahüratı ne zaman söyleyelim?" den ileri gitmez.