Türkiye'den Göç Etme ve Yurtdışında İş İmkanları

1 sayfa önce 1000 satır yazıp amerika amerika diyen sen değilmiydin reis şimdi izmir gibi yok diyosun bilmem ne.

İzmir demişken 27 senelik İzmirliyim ama şu İzmir'i övme edebiyatına bir türlü dahil olamıyorum. Rakı, balık, boyoz, midye, kumru, bomba. 10 sene önce yapabilirdim belki ama Suriyeliler geldikten sonra hiç kasamayacağım.
 
İzmir demişken 27 senelik İzmirliyim ama şu İzmir'i övme edebiyatına bir türlü dahil olamıyorum. Rakı, balık, boyoz, midye, kumru, bomba. 10 sene önce yapabilirdim belki ama Suriyeliler geldikten sonra hiç kasamayacağım.
2015 yılında geldim hiç memnun kalmadım
bir çok yeri çarpık kentleşme. Sahil kenarları güzeldi ama oralarda hep mülteci mi yoksa hindistandan gelenler tarafından mı kuşatılmış bilmiyorum. Farklı bir dil kullanan kavruk tenli gençler vardı. Sahil kenarında sürekli dilenen kavruk tenli insanlar ve birbiriyle dövüşen yine kavruk tenli insanlar.

Türkiye, modern Afganistandır, aksini kabul etmem
 
2015 yılında geldim hiç memnun kalmadım
bir çok yeri çarpık kentleşme. Sahil kenarları güzeldi ama oralarda hep mülteci mi yoksa hindistandan gelenler tarafından mı kuşatılmış bilmiyorum. Farklı bir dil kullanan kavruk tenli gençler vardı. Sahil kenarında sürekli dilenen kavruk tenli insanlar ve birbiriyle dövüşen yine kavruk tenli insanlar.

Türkiye, modern Afganistandır, aksini kabul etmem

İzmir'in en güzel tarafı özgürlükçü bir şehir olması.
 
Hayatımda ilk defa yurt dışına çıktım 2 ay önce 1 hafta İtalya, İsviçre, Fransa ve Almanya turu yaptım. İzlenimlerim şu şekilde:

İtalya: İçlerinde en beğendiğim ülke. Akdeniz sıcaklığı var. İnsanları bize benziyor. Rahat insanlar, fazla kural yok. Sıcakkanlı insanlar, yemekleri içkileri güzel ancak Türkiye'ye göre halen çok pahalı.

Almanya: İçlerinde en ucuz olanı ve en çok Türk bulunanı. Freiburg'da çok Türk işletmesi var. İstanbul çaycısında çay içtik.

İsviçre: İçlerinde en pahalı olanı ancak refah seviyesi en yüksek olan ülke. Ekonomisi en iyi olan ülke. Asgari ücret ve ortalama ücretler çok yüksek. Yaşam da dolayısıyla pahalı oluyor. Kendi ülkende paran olmasa bir domates ekmek kuru soğan yaşarsın ama İsviçre'de vatandaşı değilsen ve paran yoksa açlıktan ölürsün.

Fransa: İnsanlarının en soğuk olduğu ülke. Otelde resepsiyonda duranlar neden geldiniz der gibi bakıyorlardı. Sokaktaki Fransızlar da yine öyle. Ya Türk olduğumuzu biliyorlardı ve sevmediler ya da başka bir nedenleri vardı ama Fransız insanları hakkında hiç iyi elektrik aldım. Sokakta ölüp kalsan kimse ne oldu diye bakmaz. Hiç kimse duygularıyla hareket etmiyor.
Marsilya'da gündüz gözüyle parkta uyuşturucu çekiyorlardı.

Ha şimdi şu soruya gelelim. Bu dediğim ülkelerin herhangi birinde yaşar mıyım? Bir ihtimal belki İtalya ama hiç biri bizim İzmir'in bir tırnağı etmez. Ege'deki tüm yerler ayrı birer cennet köşesi. Avrupa'da gezip dolaşılır, yeyip içilir lakin yaşamak için Türkiye kendi evin, kendini sevdiklerinle mutlu hissettiğin yer.

Random Marseille days.. :)
 
Sabahtan beri belli aralıklarla konudaki mesajları okuyorum. Bazı mesajlar saçma, bazıları ise yerinde ve doğru tespitler.

Yakşalık 7-8 yıldır Marseille'de yaşayan biri olarak sorularınız varsa yanıtlayabilirim.
 
İzmir'in en güzel tarafı özgürlükçü bir şehir olması.
bu kadar özgürlükçü olması kendi demografisine zarar vermiş.
bence 3-4 milyon civarındaki suriyelilerin ülke içine akın etmesinin önüne geçilmesi gerekirdi.

En azından ülke içine girecektilerse bile bunlar kayıt altına alınıp ikametleri belli olmalıydı. Adam kafa kesiyor caddede fakat ne hikmetse polis adamı bulamıyor. Kaydı yok, kimlik yok ismi yok cismi yok. Hiç olmadı tekrardan suriyeye kaçıp işlediği cinayet yanına kar kalabilir.

devlet son 20 yılın özellikle son 5-10 yılında dünyaya, "bir devlet nasıl yönetilmez"i gösterdi. Bir devlet nasıl yönetilmezi üniversitelerde tez olarak okutabilirler, türkiyenin şu 5-6 yılını iyi incelemek lazım, terörist başı apoyu ya da ermenistandan en azılı türk düşmanını getir, bile isteye kötü yönetmeye çalışsa dahi bu kadar berbat yönetemezdi
 
öyle olmuyor dedi bir çok kişi, eğer böyle bir şey mümkünse para biriktirip giderim ben. mutlaka bir sponsor bulurum oralarda

Neden olmuyormus? Ben evlendim kaldim. Sen de birini bulabilirsen evlen kal. Sponsorluk kismi icinse facebookta danisabilecegin gruplar var. Avukatlar yardimci oluyor. Cok teknik detaylarini bilmedigim icin yanlis bilgi vermek istemiyorum. Eger geldigjnde bulunursan belki yurda donmek gerekebilir herhalde odur.
 
Neden olmuyormus? Ben evlendim kaldim. Sen de birini bulabilirsen evlen kal. Sponsorluk kismi icinse facebookta danisabilecegin gruplar var. Avukatlar yardimci oluyor. Cok teknik detaylarini bilmedigim icin yanlis bilgi vermek istemiyorum. Eger geldigjnde bulunursan belki yurda donmek gerekebilir herhalde odur.
Hangi ülkeden bahsediyorsun hocam?
 
Madem zamanında benim olduğum gibi istekli bir arkadaşımız var, o halde hayat hikayemi yazayım..

1992 yılında Manisa'da dünyaya geldim. Tahsilimi Bilgisayar Programcılığı üzerine yaptım. 2012 Temmuz'da okuldan mezun oldum. İş, güç bulamadım tabiki. 2013 Şubat ayında nasıl olduğunu belirtmem bir şekilde Tiran'a geçtim. Aslen Üsküp göçmeni olduğumuz için kökenimiz Arnavutlara dayanıyor. Baya tanıdığımız var sıkıntılı sektörlerde. Orada belli bir süre kaldım. Sıkıntılı bir şekilde yaşadım diyebilirim. Akrabamızın lokantasında çalıştım. Pek göz önünde olmadan tabi. Ondan sonra bir şekilde uzun bir yolculuk sonunda Marseille'e geçtim. Yola çıktığımda Temmuz sonuydu, Marseille'e ayak bastığımda Ağustos sonuydu. Marseille'e gidene kadar 5-6 şehir ziyaret ettim maalesef. İlk zamanlar kendi mesleğimi icra edemedim elbette. Ufak tefek uygunsuz işlerim oldu. Ama sonra Özellikle 2015'den sonra üniversiteye falan gidip İşletme bölümünü bitirdim. Sonra hayatım yavaş yavaş yoluna girmeye başladı. HR sektöründe bir şirkete girdim. Bir şekilde anlaşmalı vatandaşlık ayarladık. Öyle ya da böyle son 2 yıldır, yılın 6 ayını Türkiye'de 6 ayını ise Marseille'de geçiriyorum. 1,5 ay önce de evlendim. Her şey yolunda gidiyor çok şükür. Ama ciddi anlamda süründüm. Uğraşmadan bir şey elde edemiyorsunuz dostlar.

Size tavsiyem, hayalinizin peşinde koşun. Çabalayın, uğraşın asla vazgeçmeyin. Bir şekilde yoluna giriyor ..
 
Madem zamanında benim olduğum gibi istekli bir arkadaşımız var, o halde hayat hikayemi yazayım..

1992 yılında Manisa'da dünyaya geldim. Tahsilimi Bilgisayar Programcılığı üzerine yaptım. 2012 Temmuz'da okuldan mezun oldum. İş, güç bulamadım tabiki. 2013 Şubat ayında nasıl olduğunu belirtmem bir şekilde Tiran'a geçtim. Aslen Üsküp göçmeni olduğumuz için kökenimiz Arnavutlara dayanıyor. Baya tanıdığımız var sıkıntılı sektörlerde. Orada belli bir süre kaldım. Sıkıntılı bir şekilde yaşadım diyebilirim. Akrabamızın lokantasında çalıştım. Pek göz önünde olmadan tabi. Ondan sonra bir şekilde uzun bir yolculuk sonunda Marseille'e geçtim. Yola çıktığımda Temmuz sonuydu, Marseille'e ayak bastığımda Ağustos sonuydu. Marseille'e gidene kadar 5-6 şehir ziyaret ettim maalesef. İlk zamanlar kendi mesleğimi icra edemedim elbette. Ufak tefek uygunsuz işlerim oldu. Ama sonra Özellikle 2015'den sonra üniversiteye falan gidip İşletme bölümünü bitirdim. Sonra hayatım yavaş yavaş yoluna girmeye başladı. HR sektöründe bir şirkete girdim. Bir şekilde anlaşmalı vatandaşlık ayarladık. Öyle ya da böyle son 2 yıldır, yılın 6 ayını Türkiye'de 6 ayını ise Marseille'de geçiriyorum. 1,5 ay önce de evlendim. Her şey yolunda gidiyor çok şükür. Ama ciddi anlamda süründüm. Uğraşmadan bir şey elde edemiyorsunuz dostlar.

Size tavsiyem, hayalinizin peşinde koşun. Çabalayın, uğraşın asla vazgeçmeyin. Bir şekilde yoluna giriyor ..
Bu ne
 
sa. Gay evlilikler cogu Iskandinav ulkelerde serbest. Benden soylemesi.
by
 
Geri
Üst Alt