Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?

Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Neyse yahu konunun buraya gelmesini istemezdim. Bazı cümlelerin rahatsız edici sadece onu söyledim. Ama çok da önemli değil. Ben tartışmaya açığımdır ve hiçbirşeyi tabulaştırmamaya çalışırım. Tatsız bitmesini istemem tartışmanın. Herkes istediğine inanabilir.



Neyse, benden kurtuldun ama Doğukan cevap yazıyor sanırım, o kolay kolay bırakmaz:D
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Tartışmayı bireysel bir noktaya taşımamak için bu konuda cevap yazmıyorum..



Üstte yazdığın cevap için teşekkürler. Ben tekrar alıntı yapmıyorum. Çünkü bu kısır döngü halinde devam edecek ve zaten cevap yazmayacağını açıkladığın için yazmak için gerekçek duymuyorum. Yinede elllerine sağlık diyorum :)

Ama katılmıyorum orası farklı tabiki..



Sevgiler:)
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Benimle tartışırken dibine kadar gidiyorsun ama:D



Hacı bu çok kısır döngü haline geldi. (Belki bahane sayılabilir:D) Selen üstte bazı şeyler yazmış, okudum. Yine cevap vereceğim kelimeler, cümleler aynı. Vereceğim cevaplardan daha fazla bilgi donanımına sahip değilim. (Yani, üç aşağı beş yukarı cevaplar aynı olacaktır:) )



Bayan olduğu için esneklik gösteriyorum aga:D Senle farklı durumlar:D Senle hemen hemen her konuda aksi düşünceye sahibiz:D Neyse ki bir irkilmede görüyorum sende..Fikirler babında :D
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Hacı bu çok kısır döngü haline geldi. (Belki bahane sayılabilir:D) Selen üstte bazı şeyler yazmış, okudum. Yine cevap vereceğim kelimeler, cümleler aynı. Vereceğim cevaplardan daha fazla bilgi donanımına sahip değilim. (Yani, üç aşağı beş yukarı cevaplar aynı olacaktır:) )



Bayan olduğu için esneklik gösteriyorum aga:D Senle farklı durumlar:D Senle hemen hemen her konuda aksi düşünceye sahibiz:D Neyse ki bir irkilmede görüyorum sende..Fikirler babında :D

Etki-tepki meselesinden oldu sanırım o:D

Kafa göz girişiyorduk birbirimize ama bayan olunca durum değişti:)
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



bana kara diyen dilber gözlerin kara değil mi / yüzünü sevdiren gelin kaşların kara değil mi



beni kara diye yerme mevlâ’m yaratmış, hor görme / ala göze siyah sürme çekilir, kara değil mi



hind’den, yemen’den çekilir iner bağdad’a dökülür / türlü taama ekilir biber de kara değil mi



iller de konup göçerler lâle sünbülü biçerler / ağalar, beyler içerler kahve de kara değil mi



karac’oğlan der, inşallah görenler desin maşallah / kara donlu beytullah örtüsü kara değil mi





(17. yüzyılda) halk tarafından kullanılan Türkçe



Bundan 1500! sene önceki kullanılan Türkçe



Türük Oguz begleri, budun eşiding. Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türük budun, ilingin törüngin kim artatı udaçı erti ?

17.yy daki Saray içinde kullanılan Türkçe (divan edebiyatı)



Gül-i maksûdu el buldu benim zâr olduğum kaldı

Bu hâristân-ı âlemde dil-efgâr olduğum kaldı

Hevâ-yı pây-ı bûs ile yolunda hâk-sâr oldum

Müyesser olmadı pâ-mâl-i ağyâr olduğum kaldı



Osman Gazinin yazdığı şiir



Gönül kerestesiyle bir Yenişehir ve Pazar yap,



Zulmeyleme rençberlere her ne istersen var yap.



Eski Yenişehri bari, İnegöl’e dek hep varı,



Kırup geçirüp kenarı Bursa’yı yık da tekrar yap.



Kurt olup gir sürüye, arslan ol bakma geriye



Çar edüp haydi çeriye, dil geçidini hisar yap.



Osman - Ertuğrul oğlusun, Oğuz - Kayıhan neslisin



Hakkın bir kemter kulusun, İslambol’u aç gülzar yap.





Ama bir kaç yüz yıl sonra Yavuz Sultan'ın yazdığı şiir



"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek

Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek

Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân

Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek "





Bundan 1500 sene önceki Türkçe mi daha anlaşılır, Yoksa Yavuz'un yazdığı şiir mi ? Osman Gazi'nin yazdığı şiir mi daha anlaşlır yoksa Şeyhülislam Efendinin yazdığı şiir mi ?



Saray içindeki konuşulan dil ile, halk arasında konuşulan dil (karacaoğlan) arasında dağlar kadar fark yok mu ? Belge diyordunuz alınız belge. Osmanlıca dediğiniz dilde yüzde kaç farsça, yüzde kaç Arapça var yüzde kaç Türkçe var ? Bunları soruyorum diye artniyetliysem evet art niyetliyim.





Divan-ı Hümayun katibi Hafız Hamdi Çelebi'nin şiiri Mehmet Ali AYNİZADE'nin, Milliyetçilik kitabında, Sayfa 392-394'de yazılıdır. Ayrıca bu katip efendi Selim ve Murad döneminde görev yapmış. Şiirinin tamamı şöyle:



Devr idelden beri şahım eflâk

Zem olur âlem içinde Etrak

Vermemiş Türk'e hüda hiç idrak

Akl-ı evvel de olursa bibâk

Oktul-üt Türke velevkâne ebâk

Dedi ol kân-ı kerem, Şah-ı celâl

Türk'ü katleyleyiniz kanı helâl



Daim oldu bunları işi dalâl

Cümlesinden bunu ahzeyle misâl

Oktul-üt Türke velevkâne ebâk

Türk eğer ilimde olursa derya

Mufti olup verir ise fetva

Hemnişin olma bunlarla kat'a

Bu kelâm içre muhassal câna



Oktul-üt Türk'e velevkâne ebâk

Türk'ü zannetme ki ola âdem

Türk ile durma oturma bir dem

Şeker alsa eline, ola sem

Ser-i etraki kesip, hiç yeme gam

Oktul-üt Türk'e velevkâne ebak



Ey Kadimi Türk'e hiç olma yakın

Sözleri olur ise dürr-ü semin

Zihnar olma Türk'e yakın

Kes başın kanın dök, çekme gam

Oktul-üt Türk'e velevkâne ebâk

__________________ yani



Allah Türk'e hiç anlayış gücü vermemiştir

O çok akıllı olsa bile pervasızdır.

Türk'ü öldür, baban olsa da

O iyilik madeni, Yüce Peygamber

'Türk'ü öldürünüz, kanı helaldir' demiştir



'Bunların işi sürekli sapıklık olmuştur'

Cümlesinden bunu örnek olarak al

Türk'ü öldür, baban olsa da

Türk derin bilgi sahibi de olsa

Fetvaya yetkili müfti bile olsa

Ey aziz dost bu söz içinde özetlendiği gibi

Asla onlara yaklaşma



Türk'ü öldür, baban olsa da

Türk'ün adam olacağını zannetme

Bir an olsun Türk ile oturma

Türk eline şeker olsa onu zehir say

Türklerin başını hiç üzüntü duymadan kes

Türk'ü öldür, baban olsa da



Ey Kadimi Türk'e hiç olma yakın

Sözleri çok kıymetli inci bile olsa

Sakın Türklere yaklaşma

Üzülmeden başını kes, kanını dök

Türk'ü öldür, baban olsa da



Bakın bu işi divanı hümayun yazarı yapıyor.



Bu arada sarayda Etrakı biidrak deniliyordu . Aynı akılsız Türk. Dadaloğlunun da cevabı. Hatta bunun türküsünü de bilrisiniz

“Aşağıdan iskân evi geliyor

Bezirgânlar koç yiğide gülüyor

Kitabın dediği günler oluyor

Bre Osmanlılar, size aman mı?”



“Belimizde kılıcımız kirmani

Taşı deler mızrağımın temreni

Hakkımızda devlet etmiş fermanı

Ferman padişahın dağlar bizimdir!”

DADALOĞLU

Şimdi de size Anadolu'da sık söylenen bir maniyi gösteriyim



şalvarı şaltak osmanlı

eyeri kaltak osmanlı

ekmede biçmede yok

yemede ortak osmanlı

Herşeyi boş verin... Osmanlı ile Timur arasındaki Ankaradaki savaşta Türk Beylikleri neden Timur'un tarafını tutuuğunu açıklayın bana?





Osmanbey Türk oğlu Türk'tü, Orhan Bey Türk oğlu Türk'tü,1. Murat Türk oğlu Türk'tü,Yıldırım Türkten olma bizanslıdan doğma idi ve sonrası (:

1- I.murat'in annesi bizanslı horofira yani nilüfer hatun.

2- yıldırım bayezid'in annesi bulgar marya yani gülçiçek hatun.

3- çelebi mehmet'in annesi bulgar olga hatun.

4- II.murat'ın annesi veronika.

5- fatih sultan'ın annesi sırp despina yani hüma hatun.

6- II.bayezid'in annesi kornelya.

7- yavuz selim'in annesi; ayşe takma adlı pontuslu bir rum.

8 -kanuninin annesi; polonya yahudisi helga yani hafza sultan.

9- II.selim 'in annesi yahudi kızı roksalan yani hürrem sultan.

10-III.murat 'ın annesi yahudi raşel yani nurbanu sultan.

11-III.mehmet'in annesi venedikli bafo yani safiye sultan.

12-I.ahmet'in annesi yunan helen yani handan sultan.

13-genç osman'ın annesi sırp evdoksiya yani mahfiruz sultan.

14-IV.murat'ın annesi sırp anastasya yani mahpeyker sultan.

15-IV. mehmet'in annesi rus nadya yani turhan sultan.

16-II.süleyman'ın annesi sırp katrin yani dilaşüb hatun.

17-II.ahmet'in annesi polonya yahudisi eva yani hatice sultan.

18-II.mustafa'nın annesi rum evemia yani emetullah sultan.

19-III.ahmet'in annesi de aynı yani ii.mustafa ile aynı anneden.

20-I.mahmut'un annesi aleksandra yani saliha sultan.

21-II.osman'ın annesi sırp mari yani şehsüvar sultan.

22-III.mustafa'nın annesi fransız janet yani mihrişah sultan.

23-I.abdülhamit 'in annesi fransız ida yani şermi sultan.

24-III.selim'in annesi cenevizli agnes yani mihrişah sultan.

25-IV.mustafa'nın annesi bulgar sonya yani sineperver sultan.

26-II.mahmut'un annesi fransız rivery yani nakşidil sultan.

27-I.abdülmecit'in annesi rus yahudisi suzi yani bezm-i alem valide sultan.

28-abdülaziz'in annesi roman besime yani pertevniyal sultan.

29-V.murat'in annesi fransız vilma yani şevkefza sultan.

30-II.abdülhamit 'in annesi ermeni virjin yani tirimüjgan sultan.

31-mehmet reşat'ın annesi arnavut sofi yani gülcemal sultan.

32-mehmet vahdettin'in annesi çerkes henriet yani gülistan sultan



Padişahları bu ırktan (karışık)



Osmanlı'da sarayda garip bir dil konuşuluyor, yukarı da ispatladığım üzere



Osmanlı'da Türk nüfusu %20 idi



Türkler Ankara Savas'ında Timur'un tarafını tuttu



Türk Beylikleri her gördükleri fırsatta isyan çıkardı



Türkler halkkında sarayda yazılanlar yukarıda.



Ben ispatlarımı sundum, siz de çürütün bakalım.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



"Bunlar, İşlerine geldiği zaman "Hepimiz Ermeniyiz" der , işlerine geldiği zaman "Bunun anası Ermeni" der...:)"



İsteyen istediğini alır :)
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Neden Mustafizm değidir diye merak etmişimdir hep :S
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



"Bunlar, İşlerine geldiği zaman "Hepimiz Ermeniyiz" der , işlerine geldiği zaman "Bunun anası Ermeni" der...:)"



İsteyen istediğini alır :)



Onu yapan da var. Yeri geldiğinde insanlık adına Ermeni olmaktır Atatürkçülük.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Günümüzde kendini sıkı Atatürkçü olarak lanse edenlerin gerçekte ne kadar Atatürkçü oldukları sorgulanmalı. Aslında bu ideolojiye en büyük zararı bu kesim veriyor. Ama kendileri bunun farkında değiller.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



bana kara diyen dilber gözlerin kara değil mi / yüzünü sevdiren gelin kaşların kara değil mi



beni kara diye yerme mevlâ’m yaratmış, hor görme / ala göze siyah sürme çekilir, kara değil mi



hind’den, yemen’den çekilir iner bağdad’a dökülür / türlü taama ekilir biber de kara değil mi



iller de konup göçerler lâle sünbülü biçerler / ağalar, beyler içerler kahve de kara değil mi



karac’oğlan der, inşallah görenler desin maşallah / kara donlu beytullah örtüsü kara değil mi





(17. yüzyılda) halk tarafından kullanılan Türkçe



Bundan 1500! sene önceki kullanılan Türkçe



Türük Oguz begleri, budun eşiding. Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türük budun, ilingin törüngin kim artatı udaçı erti ?

17.yy daki Saray içinde kullanılan Türkçe (divan edebiyatı)



Gül-i maksûdu el buldu benim zâr olduğum kaldı

Bu hâristân-ı âlemde dil-efgâr olduğum kaldı

Hevâ-yı pây-ı bûs ile yolunda hâk-sâr oldum

Müyesser olmadı pâ-mâl-i ağyâr olduğum kaldı



Osman Gazinin yazdığı şiir



Gönül kerestesiyle bir Yenişehir ve Pazar yap,



Zulmeyleme rençberlere her ne istersen var yap.



Eski Yenişehri bari, İnegöl’e dek hep varı,



Kırup geçirüp kenarı Bursa’yı yık da tekrar yap.



Kurt olup gir sürüye, arslan ol bakma geriye



Çar edüp haydi çeriye, dil geçidini hisar yap.



Osman - Ertuğrul oğlusun, Oğuz - Kayıhan neslisin



Hakkın bir kemter kulusun, İslambol’u aç gülzar yap.





Ama bir kaç yüz yıl sonra Yavuz Sultan'ın yazdığı şiir



"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek

Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek

Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân

Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek "





Bundan 1500 sene önceki Türkçe mi daha anlaşılır, Yoksa Yavuz'un yazdığı şiir mi ? Osman Gazi'nin yazdığı şiir mi daha anlaşlır yoksa Şeyhülislam Efendinin yazdığı şiir mi ?



Saray içindeki konuşulan dil ile, halk arasında konuşulan dil (karacaoğlan) arasında dağlar kadar fark yok mu ? Belge diyordunuz alınız belge. Osmanlıca dediğiniz dilde yüzde kaç farsça, yüzde kaç Arapça var yüzde kaç Türkçe var ? Bunları soruyorum diye artniyetliysem evet art niyetliyim.



:) :)



Yok yok siz ciddisiniz :) Belge diye bunları mı koyuyorsunuz ? :) Bunlar şiir parçacıkları yahu.Ayrıca Divan edebiyatını saray içinde konuşulan dil ilan ettiniz ya cidden tebrik ederim :)



Edebiyatla kullanılan dili ayırt edelim önce.Edebiyat eserleri günlük hayatta kullanılan dili yansıtmaz ki.Hele divan edebiyatı söz konusuysa hiç yansıtmaz :) Örnek olarak Selçukluları verebiliriz mesela.İlim dili Arapça, edebiyat dili Farsça'ydı ama devlet ricali Türk oğlu Türk'tü.



Bu da olmazsa alın size Avni mahlaslı Fatih Sultan Mehmed Han'ın bir şiiri :



Kimsesiz Hiç Kimse Yok



Hiç kimse yok kimsesiz

Herkesin var bir kimsesi

Ben bugün kimsesiz kaldım

Ey kimsesizler kimsesi



Kimse aradığım yollarda

Kimsesizlik kimsem oldu

Dinsin artık hicranın cana

Kimse aradığım yollar

Kimsesiz kimselerle doldu



Avnî (Fatih Sultan Mehmet )



Bu da tatmin etmediyse kurulduğu yer ve halkı itibariyle daha Türki bir devlet olan Safevi'lerin Şah İsmail'inin -ki dili çok yalındır normalde- bir beyitini vereyim.



Hicrinde üç zid ü nun geçti

Sin'din dahi bir füzun geçti








Divan-ı Hümayun katibi Hafız Hamdi Çelebi'nin şiiri Mehmet Ali AYNİZADE'nin, Milliyetçilik kitabında, Sayfa 392-394'de yazılıdır. Ayrıca bu katip efendi Selim ve Murad döneminde görev yapmış. Şiirinin tamamı şöyle:



Devr idelden beri şahım eflâk

Zem olur âlem içinde Etrak

Vermemiş Türk'e hüda hiç idrak

Akl-ı evvel de olursa bibâk

Oktul-üt Türke velevkâne ebâk

Dedi ol kân-ı kerem, Şah-ı celâl

Türk'ü katleyleyiniz kanı helâl



Daim oldu bunları işi dalâl

Cümlesinden bunu ahzeyle misâl

Oktul-üt Türke velevkâne ebâk

Türk eğer ilimde olursa derya

Mufti olup verir ise fetva

Hemnişin olma bunlarla kat'a

Bu kelâm içre muhassal câna



Oktul-üt Türk'e velevkâne ebâk

Türk'ü zannetme ki ola âdem

Türk ile durma oturma bir dem

Şeker alsa eline, ola sem

Ser-i etraki kesip, hiç yeme gam

Oktul-üt Türk'e velevkâne ebak



Ey Kadimi Türk'e hiç olma yakın

Sözleri olur ise dürr-ü semin

Zihnar olma Türk'e yakın

Kes başın kanın dök, çekme gam

Oktul-üt Türk'e velevkâne ebâk

__________________ yani



Allah Türk'e hiç anlayış gücü vermemiştir

O çok akıllı olsa bile pervasızdır.

Türk'ü öldür, baban olsa da

O iyilik madeni, Yüce Peygamber

'Türk'ü öldürünüz, kanı helaldir' demiştir



'Bunların işi sürekli sapıklık olmuştur'

Cümlesinden bunu örnek olarak al

Türk'ü öldür, baban olsa da

Türk derin bilgi sahibi de olsa

Fetvaya yetkili müfti bile olsa

Ey aziz dost bu söz içinde özetlendiği gibi

Asla onlara yaklaşma



Türk'ü öldür, baban olsa da

Türk'ün adam olacağını zannetme

Bir an olsun Türk ile oturma

Türk eline şeker olsa onu zehir say

Türklerin başını hiç üzüntü duymadan kes

Türk'ü öldür, baban olsa da



Ey Kadimi Türk'e hiç olma yakın

Sözleri çok kıymetli inci bile olsa

Sakın Türklere yaklaşma

Üzülmeden başını kes, kanını dök

Türk'ü öldür, baban olsa da



Bakın bu işi divanı hümayun yazarı yapıyor.



Bu arada sarayda Etrakı biidrak deniliyordu . Aynı akılsız Türk. Dadaloğlunun da cevabı. Hatta bunun türküsünü de bilrisiniz

“Aşağıdan iskân evi geliyor

Bezirgânlar koç yiğide gülüyor

Kitabın dediği günler oluyor

Bre Osmanlılar, size aman mı?”



“Belimizde kılıcımız kirmani

Taşı deler mızrağımın temreni

Hakkımızda devlet etmiş fermanı

Ferman padişahın dağlar bizimdir!”

DADALOĞLU

Şimdi de size Anadolu'da sık söylenen bir maniyi gösteriyim



şalvarı şaltak osmanlı

eyeri kaltak osmanlı

ekmede biçmede yok

yemede ortak osmanlı

Herşeyi boş verin... Osmanlı ile Timur arasındaki Ankaradaki savaşta Türk Beylikleri neden Timur'un tarafını tutuuğunu açıklayın bana?



Daha öncede yazdım.İdraksız Türk deyimi Osmanlı-Safevi çatışmasında devlete ihanet eden Türk boyları için söylenmiştir.Yukardaki şiirin sahibi -eğer gerçekten böyle bir şiir varsa- büyük ihtimalle ruh hastası.Sadece Türklere hakaret ettiği için değil şiir komple saçmalık.Böyle bir saçmalığın üzerinden içersinde onlarca milleti barındıran, 70 Türkiye büyüklüğündeki 700 senelik devleti Türk düşmanı ilan etmek akıl karı mıdır ? Mantık sizi tatmin etmediyse bende size bir iki tane örnek yazayım:



''Osmanlı tarihçisi ve Şeyhülislamı Hoca Sadedin, Tacü’t Tevarih adlı eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken “Türk yiğitleri”, “Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri” gibi ifadelerle Osmanlı askerlerini över. 17. yüzyıl tarihçilerinden Solakzade Mehmet Hemdeni de eserlerinde “Konstantiniyeyi feth eden Türk’ün oğlu” gibi deyimler kullanır. 16. yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali ise Kühn-ül Ahbar adlı eserinde “seçkin millet, güzel ümmet, Türk milleti” nitelemesi yapar.







Osmanlı zamanındaki saray tarihçileri Osmanlı Hanedanı'nı Oğuz Han’a ve Orta Asya’ya bağlarlar. Bu eserlerde; Osmanlılar, Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı Tarihi, Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Örneğin; Şehzade Cem Sultan oğluna “Oğuz Han”, 2. Beyazıd oğluna “Korkut” adını vermiştir.

Osmanlı bir millet ismi değildir. Selçuklu, Karahanlı, Gazneli gibi bir hanedan adıdır. Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi bir hanedanın adıdır.

2. Murat döneminde Timurlular gibi kendilerinin de Türk olduğunu göstermek için, paralara ve toplara Kayı Boyu'nun tamgası (damga) vuruldu.

2. Murat döneminde Türkçe’nin ön plana çıkarıldığı ve Yazıcızade Ali’nin İbn Bibi’den çevirdiği ve ilaveler yaptığı “Selçukname” isimli eserde Oğuzlar ve Türklük anlatılır. Timur gibi Türklüklerini göstermek amacıyla 2. Murat dönemi ve Fatih dönemi Türk kimliğinin ön plana çıkarıldığı zamanlardır. 2. Murat döneminde dini, edebi, ahlaki, tıbbi, siyasetnameler, sözlük ve ansiklopedik eserler Türkçe’ye çevrilmiştir.''



Türk Beyliklerinin Timur'u tutmasının Türklükle ne alakası var ? Kusura bakmayın ama bu apaçık bir çarpıtma. Beylikler kendisini yıkan devlet yerine yeniden kurulmasına olanak verecek Timur'u tutacak tabi.Ankara Savaşı'nın sonunda yeniden kuruldukları bunu göstermiyor mu? Ayrıca Dulkadiroğulları gibi bazı beylikler işine geldiğinde Memlük ve Osmanlı'dan yana da tavır almıştır.Ve hatta bazıları Osmanlı'ya kendileri teslim olmuş ve itaat etmiştir.









Osmanbey Türk oğlu Türk'tü, Orhan Bey Türk oğlu Türk'tü,1. Murat Türk oğlu Türk'tü,Yıldırım Türkten olma bizanslıdan doğma idi ve sonrası (:

1- I.murat'in annesi bizanslı horofira yani nilüfer hatun.

2- yıldırım bayezid'in annesi bulgar marya yani gülçiçek hatun.

3- çelebi mehmet'in annesi bulgar olga hatun.

4- II.murat'ın annesi veronika.

5- fatih sultan'ın annesi sırp despina yani hüma hatun.

6- II.bayezid'in annesi kornelya.

7- yavuz selim'in annesi; ayşe takma adlı pontuslu bir rum.

8 -kanuninin annesi; polonya yahudisi helga yani hafza sultan.

9- II.selim 'in annesi yahudi kızı roksalan yani hürrem sultan.

10-III.murat 'ın annesi yahudi raşel yani nurbanu sultan.

11-III.mehmet'in annesi venedikli bafo yani safiye sultan.

12-I.ahmet'in annesi yunan helen yani handan sultan.

13-genç osman'ın annesi sırp evdoksiya yani mahfiruz sultan.

14-IV.murat'ın annesi sırp anastasya yani mahpeyker sultan.

15-IV. mehmet'in annesi rus nadya yani turhan sultan.

16-II.süleyman'ın annesi sırp katrin yani dilaşüb hatun.

17-II.ahmet'in annesi polonya yahudisi eva yani hatice sultan.

18-II.mustafa'nın annesi rum evemia yani emetullah sultan.

19-III.ahmet'in annesi de aynı yani ii.mustafa ile aynı anneden.

20-I.mahmut'un annesi aleksandra yani saliha sultan.

21-II.osman'ın annesi sırp mari yani şehsüvar sultan.

22-III.mustafa'nın annesi fransız janet yani mihrişah sultan.

23-I.abdülhamit 'in annesi fransız ida yani şermi sultan.

24-III.selim'in annesi cenevizli agnes yani mihrişah sultan.

25-IV.mustafa'nın annesi bulgar sonya yani sineperver sultan.

26-II.mahmut'un annesi fransız rivery yani nakşidil sultan.

27-I.abdülmecit'in annesi rus yahudisi suzi yani bezm-i alem valide sultan.

28-abdülaziz'in annesi roman besime yani pertevniyal sultan.

29-V.murat'in annesi fransız vilma yani şevkefza sultan.

30-II.abdülhamit 'in annesi ermeni virjin yani tirimüjgan sultan.

31-mehmet reşat'ın annesi arnavut sofi yani gülcemal sultan.

32-mehmet vahdettin'in annesi çerkes henriet yani gülistan sultan



Padişahları bu ırktan (karışık)



Osmanlı'da sarayda garip bir dil konuşuluyor, yukarı da ispatladığım üzere



Osmanlı'da Türk nüfusu %20 idi



Türkler Ankara Savas'ında Timur'un tarafını tuttu



Türk Beylikleri her gördükleri fırsatta isyan çıkardı



Türkler halkkında sarayda yazılanlar yukarıda.



Ben ispatlarımı sundum, siz de çürütün bakalım.



İspat bunlar mı ? :)



Öncelikle Türklerde soy anneden değil babadan geçer :) Bizi yahudilerle karıştıdınız galiba :)



Ayrıca Türk olmak Türk anne babadan doğmak değildir.Türklük dil, kültür ve amaç birliği demiyor mu Atatürk ? :)



E bu validelerimiz tıpkı diğer devşirmelerin Enderunlarda gördüğü gibi eğitim görmüyor muydu ? E o zaman neyin tartışması bu ?



İşimize gelince kafatası, işimize gelince Atatürk milliyetçiği yapıyorsak bir yanlışlık var demektir :)
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Güzel yazmışsın hocam

şu da çok önemliymiş, bilmiyordum. Osmanlıların nereden geldiğini bilmediğini, Türklük düşüncesinin çok sonraların ortaya çıktığını iddia edenlere gelebilir;

Örneğin; Şehzade Cem Sultan oğluna “Oğuz Han”, 2. Beyazıd oğluna “Korkut” adını vermiştir.

Bunlar da önemli;

2. Murat döneminde Timurlular gibi kendilerinin de Türk olduğunu göstermek için, paralara ve toplara Kayı Boyu'nun tamgası (damga) vuruldu.

2. Murat döneminde Türkçe’nin ön plana çıkarıldığı ve Yazıcızade Ali’nin İbn Bibi’den çevirdiği ve ilaveler yaptığı “Selçukname” isimli eserde Oğuzlar ve Türklük anlatılır. Timur gibi Türklüklerini göstermek amacıyla 2. Murat dönemi ve Fatih dönemi Türk kimliğinin ön plana çıkarıldığı zamanlardır. 2. Murat döneminde dini, edebi, ahlaki, tıbbi, siyasetnameler, sözlük ve ansiklopedik eserler Türkçe’ye çevrilmiştir.''

Osmanlı zamanındaki saray tarihçileri Osmanlı Hanedanı'nı Oğuz Han’a ve Orta Asya’ya bağlarlar. Bu eserlerde; Osmanlılar, Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı Tarihi, Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınır.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Bomba var bir tane bırakıp kaçsam mı acaba:D
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



:) :)



Yok yok siz ciddisiniz :) Belge diye bunları mı koyuyorsunuz ? :) Bunlar şiir parçacıkları yahu.Ayrıca Divan edebiyatını saray içinde konuşulan dil ilan ettiniz ya cidden tebrik ederim :)



Edebiyatla kullanılan dili ayırt edelim önce.Edebiyat eserleri günlük hayatta kullanılan dili yansıtmaz ki.Hele divan edebiyatı söz konusuysa hiç yansıtmaz :) Örnek olarak Selçukluları verebiliriz mesela.İlim dili Arapça, edebiyat dili Farsça'ydı ama devlet ricali Türk oğlu Türk'tü.



Bu da olmazsa alın size Avni mahlaslı Fatih Sultan Mehmed Han'ın bir şiiri :



Kimsesiz Hiç Kimse Yok



Hiç kimse yok kimsesiz

Herkesin var bir kimsesi

Ben bugün kimsesiz kaldım

Ey kimsesizler kimsesi



Kimse aradığım yollarda

Kimsesizlik kimsem oldu

Dinsin artık hicranın cana

Kimse aradığım yollar

Kimsesiz kimselerle doldu



Avnî (Fatih Sultan Mehmet )



Bu da tatmin etmediyse kurulduğu yer ve halkı itibariyle daha Türki bir devlet olan Safevi'lerin Şah İsmail'inin -ki dili çok yalındır normalde- bir beyitini vereyim.



Hicrinde üç zid ü nun geçti

Sin'din dahi bir füzun geçti







şiir parcacıkları ???



Anlamdığım şu, video falan mı koymam lazımdı ispat için ? Tarihi belgeler zaten ya devlet arşivinden, ya şiirlerden ya paralardan ya da destanlardan yola çıkılarak ispatlanır.



Ayrıca küçük bir not;

1- Eski Osmanlıca (Eski Anadolu Türkçesi): 11.yy.’dan, 15.yy. sonuna kadar

2- Klasik Osmanlıca: 16.yy.’dan, 19.yy.’ın ikinci yarısına kadar,

3- Yeni Osmanlıca: 19.yy.’ın ikinci yarısından 20.yy.’a kadar.



Kullanılmış. Anlamışsındır umarım



Şeyhülislam Esad Efendi'nin 1725-32 yılları arasında yazılan Lehcet-ül Lugat isimli sözlüğünün önsözü



"Amed-i medid ve ahd-i ba'iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu'ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti'daddan yek-bar-ı imkân intişar-ı nüşare-i asar-ı hayr-ül me'ad as'ab-ı min-hart-ül katad olup ancak piş-nigâh-ı ihvan ve hullanda hem-ayar-ı nühas-ı hassas olan hey'et-i danişveriyi zaharif-i tafazzul ile temviye ve tezyin edip bezm-gâh-ı sühan-gûyanda iksar-ı sersere ile ser-halka-i ihvab-ı hava-ayin olmuş idim."

Artık buna da belge değil demessiniz umarım. Hatta buna da inanmazsan ^ Mehmed Esad Efendi, Lehcetü'l-Lügat, haz. Ahmet Kırkkılıç, TDK Yay. Ankara 1999, s. 5. bakabilirsin.



İstersen Osmanlı yemek kitabından da bir parça koyabilirim bakalım ne anlıyorsun.



Hatta tanzimat fermanını yazıyım buraya :D Çok Türkçe...

Benim vezîrim;

Cümleye ma’lûm olduğu üzere Devlet-i Aliyyemiz’in bidâyet-i zuhûrundan beri ahkâm-ı celîle-i Kur’âniyye ve kavânîn-i şer’iyyeye kemâliyle riâyet olunduğundan saltanat-ı seniyyemizin kuvvet ve miknet ve bi’lcümle tebe’asının refâh u ma’mûriyyeti rütbe-i gâyete vâsıl olmuş iken yüz elli sene vardır ki, gavâ’il-i müte’âkıbe ve esbâb-ı mütenevviaya mebnî ne şer-i şerîfe ve ne kavânîn-i münîfeye inkıyâd ü imtisâl olunmamak hasebiyle evvelki kuvvet ve ma’mûriyyet bilakis za’f u fakra mübeddel olmuş ve halbuki kavânîn-i şer’iyye tahtında idâre olunmayan memâlikin pâyedâr olamayacağı vâzıhâttan bulunmuş olup cülûs-ı hümâyûnumuz rûz-ı fîrûzumdan beri efkâr-ı hürriyet-âsâr-ı mülûkânemiz dahi mücerred i’mâr-ı memâlik ve enha ve terfîh-i ahâlî ve fukarâ kazıyye-i nâfi’asına münhasır ve Memâlik-i Devlet-i Aliyyemiz’in mevki-i coğrafîsine ve arâzî-i münbitesine ve halkın kâbiliyet ü isti’dâdlarına nazaran esbâb-ı lâzımesine teşebbüs olunduğu halde beş on sene zarfında bi-tevfîkihî te’âlâ sûret-i matlûbe hâsıl olacağı zâhir olmakla avn ve inâyet-i Hazret-i Bârî’ye itimâd ve imdâd-ı rûhâniyet-i cenâb-ı Peygamberî’ye tevessül ve istinâd birle bundan böyle Devlet-i Aliye ve Memâlik-i Mahrûsemiz’in hüsn-i idâresi zımnında bazı kavânîn-i cedîde vaz’ ve te’sîsi lâzım ü mühim görünerek işbu kavânîn-i mukteziyyenin mevâdd-ı esâsiyyesi dahi emniyet-i can ve mahfûziyyet-i ırz u nâmûs u mal ve tayîn-i vergi ve asâkir-i mukteziyyenin sûret-i celb ve müddet-i istihdâmı kazıyyelerinden ibâret olup şöyle ki, dünyada can ve ırz u nâmûsdan e’azz bir şey olmadığından bir adam onları tehlikede gördükte hilkat-i zâtiye ve cibillet-i fıtriyesinde hıyânete meyl olmasa bile muhâfaza-i can ve nâmusu içün elbette bazı sûretlere teşebbüs edeceği ve bu dahi devlet ve memlekete muzır olageldiği müsellem olduğu misillü bilakis can u nâmûsundan emîn olduğu halde dahi sıdk u istikâmetten ayrılmayacağı ve işi gücü hemân devlet ve milletine hüsn-i hizmetten ibâret olacağı dahi bedîhî ve zâhirdir ve emniyet-i mâl kazıyyesinin fıkdânı halinde ise herkes ne devlet ve ne milletine ısınamayub ve ne i’mâr-ı mülke bakamayup dâima endişe ve ıztırabdan hâlî olamadığı misillü aksi takdîrinde yâni emvâl ü emlâkinden emniyet-i kâmilesi olduğu halde dahi hemân kendi işiyle ve tevsî-i dâire-i taayyüşüyle uğraşup ve kendisinde gün-be-gün devlet ve millet gayreti ve vatan muhabbeti artıp ona göre hüsn-i harekete çalışacağı şübheden âzâdedir ve tayîn-i vergi maddesi dahi çünkü bir devlet muhâfaza-i memâlikiyçün elbette asker ü leşkere ve sâir masârif-i mukteziyyeye muhtac olarak bu ise akça ile idâre olunacağı ve akça dahi tebeanın vergisiyle hâsıl olacağına binâen bunun bir hüsn-i sûretine bakılmak ehemm olup gerçi mukaddemlerde vâridât zannolunmuş olan yed-i vâhid beliyyesinden lehü’l-hamd Memâlik-i Mahrûsemiz ahâlisi bundan evvelce kurtulmuş ise de âlât-ı tahrîbiyyeden olup hiçbir vakitte semere-i nâfiası görülemeyen iltizâmât usûl-i muzırrası el-yevm cârî olarak bu ise bir memleketin mesâlih-i siyâsiye ve umûr-ı mâliyesini bir adamın yed-i ihtiyârına ve belki pençe-i cebr u kahrına teslîm demek olarak ol dahi eger zâten bir iyice adam değilse hemân kendi çıkarına bakıp cemî-i harekât ü sekenâtı gadr u zulmden ibâret olmasıyla bad ez-în ahâlî-i memâlikten her ferdin emlâk ve kudretine göre vergi-i münâsib tâyin olunarak kimseden ziyâde şey alınmaması ve Devlet-i Aliyye’mizin bahran ve beren masârif-i askeriye ve sâiresi dahi kavânîn-i îcâbiyye ile tahdîd ü teybîn olunup ona göre icrâ olunması lâzımedendir ve asker maddesi dahi ber-minvâl-i muharrer mevâdd-ı mühimmeden olarak egerçi muhâfaza-i vatan için asker vermek ahâlinin farîza-i zimmeti ise de şimdiye kadar cârî olduğu vechile bir memleketin aded-i nüfûs-ı mevcûdesine bakılmayarak kiminden rütbe-i tahammülünden ziyâde ve kiminden noksan asker istenilmek hem nizâmsızlığı hem de zirâat ü ticâret mevâdd-ı nâfiasının ihlâlini mûcib olduğu misillü askerliğe gelenlerin ilâ-nihâyeti’l-ömr istihdamları dahi fütûru ve kat-ı tenâsühü müstelzim olmakta olmasıyla her memleketten lüzûmu takdîrinde taleb olunacak neferât-ı askeriye içün bazı usûl-i hasene ve dört yahud beş sene müddet istihdâm zımnında dahi bir tarîk-i münâvebe vaz u te’sîs olunması îcâb-ı haldendir. Ve’l-hâsıl bu kavânîn-i nizâmiye hâsıl olmadıkça tahsîl-i kuvvet ve ma’mûriyyet ve âsâyiş ü istirâhat mümkün olmayup cümlesinin esası dahi mevâdd-ı meşrûhadan ibâret olduğundan fî-mâ-bad ashâb-ı cünhanın davâları kavânîn-i şer’iyye iktizâsınca alenen ber-vech-i tedkik görülüp hükm olunmadıkça kimse hakkında hafi vü celî idâm ü temsîm mu’âmelesi icrâsı câiz olmamak ve hiç kimse tarafından diğerinin ırz u nâmûsuna tasallut vukû’bulmamak ve herkes emvâl ü emlâkine kemâl-i serbestîyle mâlik ve mutasarrıf olarak ona bir tarafdan müdahale olunmamak ve farazâ birinin töhmet ve kabâhati vukû’unda onun veresesi ol töhmet ve kabahatten berî’üz-zimme olacaklarından onun malını müsâdere ile veresesi hukûk-ı irsiyyelerinden mahrum kılınmamak ve tebe’a-i saltanat-ı seniyyemizden olan ehl-i İslâm ve milel-i sâire bu müsâ’adât-ı şâhânemize bilâ-istisnâ mazhar olmak üzre cân ve ırz ve nâmus ve mâl maddelerinden hükm-i şerî iktizâsınca kâffe-i memâlik-i mahrûsemiz ahâlisine taraf-ı şâhânemizden emniyet-i kâmile verilmiş ve diğer hususlara dahi ittifak-ı ârâ ile karar verilmesi lâzım gelmiş olmağla Meclis-i Ahkâm-ı Adliye a’zâsı daha lüzûmu meretebe teksir olunarak ve vükelâ ve ricâl-i Devlet-i Aliyyemiz dahi bazı tâyin olunacak eyyâmda orada ictimâ ederek ve cümlesi efkâr u mütâla’âtını hiç çekinmeyüp serbestçe söyleyerek işbu emniyet-i cân ve mâla, ta’yîn-i vergi hususlarına dâir kavânîn-i mukteziye bir taraftan kararlaştırılıp ve Tanzîmât-ı askeriye maddesi dahi Bâb-ı Seraskerî dâr-ı şûrâsında söyleşilüp her bir kânun karargîr oldukça ilâ-mâşâallâhu te’âlâ düstûru’l-amel tutulmak üzre bâlâsı hatt-ı hümâyûnumuz ile tasdik ve tevşîh olunmak için taraf-ı hümâyûnumuza arzolunsun ve işbu kavânîn-i şer’iyye mücerred dîn ü devlet ve mülk ü milleti ihyâ için vaz’ olunacak olduğundan cânib-i hümâyûnumuzdan hilâfına hareket vukû bulmayacağına ahd ü mîsâk olunup Hırka-i Şerîfe Odası’nda cemî-i ulemâ ve vükelâ hazır oldukları halde kasem-i billâh dahi olunarak ulemâ ve vükelâ dahi tahlîf olunacağından ona göre ulemâ ve vüzerâdan ve’l-hâsıl her kim olur ise olsun kavânîn-i şer’iyyeye muhâlif hareket edenlerin kabahat-ı sâbitelerine göre te’dîbât-ı lâyıkalarının hiç rütbeye ve hatır ve gönüle bakılmayarak icrâsı zımnında mahsûsan cezâ kânunnâmesi dahi tanzîm ettirilsin ve cümle memûrînin el-hâletü hâzihî mikdar-ı vâfî ma’aşları olarak şâyed henüz olmayanları var ise onlar dahi tanzim olunacağından şer’an menfûr olup harâbiyyet-i mülkün sebeb-i a’zâmı olan rüşvet mâdde-i kerîhesinin fî-mâ-ba’d adem-i vukû’ı maddesinin dahi bir kânun-ı kavî ile tekîdine bakılsın ve keyfiyyât-ı meşrûha usûl-i atîkayı bütün bütün tağyîr ü tecdîd demek olacağından işbu irâde-i şâhânemiz Dersa’âdet ve bilcümle Memâlik-i Mahrûse’miz ahâlisine i’lân ve işâ’a olunacağı misillü düvel-i mütehâbbe dahi bu usûlün inşâallâhu te’âlâ ile’l-ebed bakâsına şâhid olmak üzre Dersa’âdetimiz’de mukîm bi’l-cümle süferâya dahi resmen bildirilsin. Hemân Rabbimiz teâlâ hazretleri cümlemizi muvaffak buyursun ve bu kavânîn-i müessesemin hilâfına hareket edenler Allâhu te’âlâ hazretlerinin la’netine mazhar olsunlar ve ile’l-ebed felâh bulmasınlar. (Âmîn)



Bu da mı belge değil şimdi. Tanzimat fermanı Türkçe diyebiliyor musun ?





:) :)





Daha öncede yazdım.İdraksız Türk deyimi Osmanlı-Safevi çatışmasında devlete ihanet eden Türk boyları için söylenmiştir.Yukardaki şiirin sahibi -eğer gerçekten böyle bir şiir varsa- büyük ihtimalle ruh hastası.Sadece Türklere hakaret ettiği için değil şiir komple saçmalık.Böyle bir saçmalığın üzerinden içersinde onlarca milleti barındıran, 70 Türkiye büyüklüğündeki 700 senelik devleti Türk düşmanı ilan etmek akıl karı mıdır ? Mantık sizi tatmin etmediyse bende size bir iki tane örnek yazayım:



Peki nasıl oluyorda Türkler genelleniyor. Şimdi başbakan çıksa, akılsız Türkler dese ??? Hatta kanunlara böyle bir kelime grubu konulsa??? Kendisini Türk hisseden biri bunu kullanır mı ?

Ruh hastası dediğiniz kişi, padişah tarafından korunan bir şair. Dikkat edin saray yazarı, şairi. Yıl 1499



Türk Beyliklerinin Timur'u tutmasının Türklükle ne alakası var ? Kusura bakmayın ama bu apaçık bir çarpıtma. Beylikler kendisini yıkan devlet yerine yeniden kurulmasına olanak verecek Timur'u tutacak tabi.Ankara Savaşı'nın sonunda yeniden kuruldukları bunu göstermiyor mu? Ayrıca Dulkadiroğulları gibi bazı beylikler işine geldiğinde Memlük ve Osmanlı'dan yana da tavır almıştır.Ve hatta bazıları Osmanlı'ya kendileri teslim olmuş ve itaat etmiştir.



Beylik dediğiniz, Türk beyliği. Sence kendi ırkından olmayan bir hükümdara destek vermesinin sebebi, sadece beylik hakkının geri verilmesi olduğunu düşünüyorsanız, lise kitaplarını yakınız, belli ki etkilenmişsiniz çok.



İspat bunlar mı ?



Öncelikle Türklerde soy anneden değil babadan geçer Bizi yahudilerle karıştıdınız galiba



Ayrıca Türk olmak Türk anne babadan doğmak değildir.Türklük dil, kültür ve amaç birliği demiyor mu Atatürk ?



E bu validelerimiz tıpkı diğer devşirmelerin Enderunlarda gördüğü gibi eğitim görmüyor muydu ? E o zaman neyin tartışması bu ?



İşimize gelince kafatası, işimize gelince Atatürk milliyetçiği yapıyorsak bir yanlışlık var demektir



Bir Türk bizanslı ile evlendi, çocuğu bulgarla, onuın çocuğu da bulgarla onun çocuğu yine yabancıyla onun çocuğu sırpla onun çocuğu yabancıyla onun çocuğu rumla onun çocuğu yahudiyle onun çocuğu yinr yahudiyle onun çocuğu da yahudiyle onun çocuğu venedikliyle onun çocuğu yunanla, onun sırpla onun çocuğu da sırpla onun çocuğu rusla onun çocuğu sırpla onun çocuğu yahudiyle onun çocuğu rumla onun çocuğu da rumla onun çocuğu yabancıyla onun çocuğu sırpla onun çocuğu fransızla onun çocuğu yine fransızla onun çocuğu cenevizliyle onun çocuğu bulgarla onun çocuğu fransızla onun çocuğu fransızla onun çocuğu yahudiyle onun çocuğu romanla onun çocuğu fransızla onun çocuğu ermeniyle onun çocuğu arnavutla onun çocuğu çerkesle evlenmiş..Bu son çocuk Türkmüdür (:

Veya dna'sında kayı boyuna ait ne kalmıştır.





Şimdi dna'larında Türklük kocaman bir SIFIR



Türklere hakaret eden saray yazarları var



Akılsız Türk diye kanunnamelerde kalıp var



On binlerce Türk öldürülmüş. (hepsi mi isyan etmiş) İsyanın cezası da bayağı bi ilginçmiş



Nüfusunun %20 si Türk



Saray eşrafında nedense Türk'ten çok Ermeni var.



Konuştukları dile tanzimat fermanından bakabilirsiniz.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Bir Ataturkculuk var, bir de de Ataturkculugu kullananlar var.
 
Geri
Üst Alt