Bu konuda, Bakara (2:148-150) ayetlerini, üzerinde düşünerek okumanı tavsiye ederim.
Bakara (2:150)
Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescidi Haram'a çevir !
Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki,
insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın.
....
Yüzünüzü Mescidi Haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım.
Ve bu sayede, güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır.
Bu ayette, insanın yüzünü Mescidi Haram'a döndürmesini, kıbleye dönmek genel kabul ediliyor.
Ama başında namazda yazmıyor ki !
Bakın, namazda dönün demiyor,
nerede olursanız olun, hangi işle uğraşıyorsanız, amacınız neyse, Mescidi Haram'a dönün diyor.
Burdaki dönme ise, fiziksel vücüdunu çevirmek değildir.
Bunu da ayetin devamından anlıyoruz.
Dön ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın diyor.
Yani, diğer insanların (sen buna amerika de, ingiltere de, fransa de, ne dersen de),
elinde senin aleyhinde bir delil olmasın.
(dezavantajlı duruma düşme, seni ezmesinler, güçlü olman için diyor)
Namazda kıbleye dönünce, bugüne kadar ortadoğu güçlü mü oldu ?
Hayır ! Olmadı....
Dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayım diyor.
(Yani, kafalarınızı niyetlerinizi, Mescidi Haram mantığına dönün ki, sizi bilgilendireyim, güçlendireyim diyor.
Ayetin devamında, ancak bilgilenerek güzele ulaşırsınız diyor.)
Zaten, Kuran'da, yine "bence" mucizevi şekilde diyeceğim ki,
kıbleye dönme konusunun, 1400 sene sonra sapacağını görüyor ki,
aşağıdaki ayetlerle bizi uyarıyor.
Bakara (2:115)
Doğuda batıda Allah'ındır. Nereye dönerseniz dönün, orada Allah'ın yüzü vardır.
Bakara (2:177)
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz, hayırda erginlik/dürüstlük değildir.
Hatta, kıbleye dönmenin fiziksel değil, bir anlayışa/fikre çevirmek olduğunu,
Yunus suresinde, "evlerinizi kıble edinin" anlayışıyla, zaten üstüne basa basa söylenir.
Yunus (10:87)
....
Evlerinizi kıble yapın ve namazı/duayı yerine getirin.
....
Bu uyarıları görmedikçe, Kuran üzerinde düşünerek okunmadıkça,
anlamadan Arapça seslendirildikçe, üzerimizde asla kılavuzluk görevini işlevini gösteremez.
Bunun suçu sorumluluğu ise Kuran'da değildir. Bizdedir.
Kuran, açıkca uyarısını yapmıştır.