Ben Kitap'taki, evrenin başlangıcı, genişlemesi ve bitişine dair,
ayrıca güneşin hareket etmesi vb..bilgileri dikkate alınmaya değer buluyorum.
'muhammed'in duz dunyasi' adli youtube videosunu postlamistim, izleme zahmetinde bulunmadin mi?
kuran'da, evrenin 'baslangici ve bitisi' ise bilimsel duzlemde degildir, binaenaleyh, kuran'da evren yoktur, yeryuzu ve gokler vardir. yer ve goklerin baslangici ise allah'in yoktan var etmesi (bilimsel olarak mumkun degil) ve sonu da allah'in kagit gibi serdigi duz gokleri 'durmesinden' ibarettir. genislemeye gelince; sozunu ettigin ayet (zariat 47) hubble bulgulari sonrasinda farkli sekillerde tercume edilmeye baslanmistir. ayetin gercek cevirisi "biz onu genisleticiyiz" degil, "biz genis guc sahibiyiz"dir. elbed bu tur zihin oyunlarina (politik safsatalara) boyun egmek niyetindeysen, bir sey diyemem. ek olarak, sozunu ettigin ayeti 48'le beraber okursan anlamini bulursun;
47- gogu gucumuzle biz bina ettik, biz ne bol guclu bina ediciyiz (musiune>'vusat'/genislik, bolluk)
48- yeri de biz dosedik, biz ne guzel doseyiciyiz
bir de o donemin araplarinin kozmolojisini bilsen zaten bu tuzaklara dusmezsin. allah 'gokkubbeyi' yerin uzerine yukseltmistir (cadir gibi) yani gok dedigi havaya baktiginda gordugun mavilik, uzay muzay degil, big bang hic degil, onlarda bu tur felsefeler, dusunceler katiyen yok, muhammed'de de yok. kuran'da da gorebilecegin uzere yildizlar, gunes vb. de sonradan yaratilmis, dunyanin tepesine konmustur, sonra allah durecektir bu gokleri ve perde kalkacaktir, cogu politeist araplarin inanci da zaten bu idi.
Bazı arkadaşlar,
ya olur mu, bunların hepsi Sümerlilerde, Çinlilerde vardı gibi yorumlarda bulunuyor.
Soruyorum, varsa bile, bu bilgiler 1400 sene önce çölün ortasında ulaşılabilir miydi ?
Mekke, bir üniversiteler şehri veya bilim merkezi miydi ?
Internet mi vardı, açıp her bilgiye ulaşılıyordu ?
Ben 25 sene önce oturduğum ilçede, aradığım dergiye ulaşamıyordum.
Internet yokken, yazın hazırlık kampında, GS, adına duymadığım bir takımla yaptığı maçın skoruna ulaşamıyordum.
Gazetelerde, bir satır skoru görücem diye, almadığım gazete kalmazdı.
25 sene öncesinden bahsediyorum.
tabi ki "ulasabilirdi"
muhammed'den asirlar once antik yunan felsefi metinleri afrikada dolaniyordu. muhammed'den neredeyse 3000 yil once hint metinleri mezapotamyadaydi.
Hadi bir şekilde ulaştın diyelim, tüm bu bilgiler kendi diline mi çevrilmişti ki Muhammed anlasın ?
Adamın okuma yazma durumu üzerinde bile spekülasyon dönerken, bunları yorumlasın.
Ya, o dönem, bir insan, yıldızların sonunun olacağı ayetini nasıl bilir, yazar ?
o donem kuzey arabistan cogunlukla hristiyandi. yani ibrahimi teoloji carpik curpuk zaten biliniyor, guneye dogru politeizm boy gosteriyor. bunun disinda yine yahudiler var, ruhcular var (ki muhammed ruhculuk hakkinda hic bir sey bilmez, cunku ruhcular ticarete girismezdi) vb.
muhammed teolojiyi ise cogunlukla varaka bin nefvel'den ogrenmis, fakat varaka bin nefvel'in kaynaklari da limitliydi ve genel olarak kendi fantazilerini aktardi. kuran'a bakarsan, kuran'da anlatilan isa asla tarihsel metinlerde yer alan isa degildir, sadece dunyadan kopuk bir bolgede yasamis bir adamin kurgularidir. yine ayni sekilde kuran emeviler doneminde kitap haline getirilirken meryemin kardesi harun falan olur (hilafi yazim hatasi!) vb. yani az bir arastir, koru korune daliyorsun.
Burdaki, birçok inanmayan arkadaşa göre, Muhammed egosu yüksek biri.
Öyle ya, siyasi oyunları çok iyi bilen, siyasi güç peşinde, bu uğurda çevirmediği dolap yok.
Bir de sözde kadın düşkünü, egosu yüksek ya.
siyasal adam egoya megoya takilmaz, ne gerekiyorsa onu yapar. yukarida muaviye hikayesini okuman kafi.
Peki, soruyorum,
Bu kadar egosu yüksek biri, nasıl oluyorda,
Kitap'ta kendini bir kere bile övmez, hep sıradan biri gösterir.
Bende sizin gibi bir insanım. (Fussilet:41:6)
Ben gizliyi/gaybı bilmiyorum. Melekde değilim. (Enam:6:50)
Ben, sadece bir uyarıcıyım. (Sad:65)
Senin görevin yalnızca bildirmek. (Şura:48)
Ben, denetmen değilim. (Yunus:10:108)
Peygamber, Rab olamaz. (Ali-İmran:3:80)
bu tur basit stratejilerden etkilenir duzeydeysen, zaten isin uzun.
ama yine kisadan izah edeyim; ben simdi desem ki sana, "ben sadece bir uyariciyim, safim, pur-i pakim, ama uyariciyim, vasitayim, benim aracigilim olmadan hicsiniz, bu yuzden dedigimi yapmazsaniz ayvayi yediniz! ve bu tanri bana direkt olarak emir de veriyor; su sana helal, bu sana helal, git onunla evlen, bununla evlenme, git orayi fethet, ama bak, goruyorsun, bunu bunu da yasakliyo bana, ama yani bak bu emirler bana ait degil haa" -simdi, bunlardan sonra ben sana dedigimi yaptirabilecek miyim? bunun cevabini bul.
Peki bu nasıl bir ego ki, 600 sayfa kitap yaz, ama kendini hep sıradan göster, bir kere bile övme.
İnsanın doğasına aykırı, siyasi güç peşindeki kimse, kendini övdükçe över.
Sen kendini sıradanlaştırdıkça, siyasi çevre edinemezsin.
Bunları sorunca, peygamber çok zekiymiş te bilerek öyle yazmış. Bana bu cevap komik gelir.
cevabi yukarida verili. komik momik de gelmesin, cunku zilyon tane insan bu masallarla hayatlarini gecirdi, gecirmeye de devam ediyor.
Kitapta, ne babası var, ne annesi var, ne hayalleri var, vb...........
ya sıradan bir insan, bugün güç edinse ve 600 sayfa kitap yazsa, hemde egosu olan biri,
kitap dedigin, 23 senelik degisken bir politikanin kagida dokumudur, bu dokum emeviler doneminde kitap haline getirilmistir.
hemen ilk yapacağı kendinden bahsetmektir ve bu Kuran'da yok.
Bugün her egosu yüksek kişi, kendinden bahsetmek için fırsat arar.
Kitap'çılar, egosu yüksek kişilerin, hayat hikayeleriyle doludur.
Ama Muhammed yapmamış, nasıl olur, hiç insan ürünü gibi değil.
butun kitaplar 'insan urunu'dur. bunun da kosulu, insanin yaziyi kesfetmis olmasidir.
Birde Kuran'da 19 sayısı üzerine bir sayısal düzen olduğu iddiası var.
Teknik olarak, yanlış denilemiyor.
19 iddiasi, resat halife adli, cebrail ile gorustugunu iddia eden bir 'peygamber'e aittir. fakat bu iddianin gecerlilik kazanmasi icin tevbe suresinin son 2 ayetini kuran'dan atmak icab ettigi gibi, keyfi eklenip-cikarilan besmeleleri devre disi biraktiginiz vakid safsatizm oldugu gibi aciga cikiyor, su
blog'da izah edilmis.
yine kuran'daki ondan 150 kere yazilmis bunlardan 88 kere yazilmis vb argumanina gelince, bunun da tabani ebced, yani alfabe ve numerolojiye dayanir, cogu ibrahimi teolojisi metinleri de zaten bu sekilde yapilandirilmistir.
Bakın bu Kitap'ın bir iddiası var.
Bu Kitap'ın bir benzerinin yapılamayacağı. (İsra:17:88)
Bu Kitap'ın sözlerinin değiştirilemeyeceği yani korunduğu. (Enam:6:115)
birinci iddiaya dair: "su an bu yazdigim cumlenin bir benzeri yazilamaz" diyorum; hadi yaz da goreyim?
ikinci iddiaya dair: 19 mucizesini arguman olarak ortaya atiyorsan, zaten kitabin degistirildigi onkabulundesin
Bu iddiaları, sözel olarak yapamazsınız, çünkü havada kalır.
Kimse benden daha güzel yemek yapamaz diyerek birşey kanıtlayamazsın.
Kime göre neye göre ? Daha somut bir kanıtın olmalı.
Bu ancak sayısal, yoruma kapalı, kesin bir kanıtla ancak çok sağlam bir iddia olur.
Ancak bu şekilde, bu Kitap'ın insan ürünü olmadığı anlaşılır.
ya ne urunu? uzayli mi?
Bir veya birçok parça içinden değiştirilseydi, bu sistem çöker ve bugüne ulaşmazdı.
Bu sistem bugün bulunduysa, o zaman bu Kitap değişmemiştir.
degismis olsun veya degismemis olsun, herhangi bir ehemmiyeti yok. icinde ne varsa, insanlara bu hikayeler anlatiliyor, ve bu dogrultuda cahil nesiller yetisiyor.
Üzerinde 19 var. İnananların inançlarının artması ve kuşkuya düşmemesi için bir kanıt. (Müddessir:74:30)
Sayılandırılmış Kitap'tır. (Mutaffifin:83:9)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebced_hesabı
Excel yok, Hesap makinesi yok. Neyi kaç kere söyledin bilmiyorsun.
2-3 sayfada değil ki, hani oturda bir yerde kontrol et. 600 sayfa, 6236 ayet.
Bir de, hem mesaj, hem sayısal dizgi aynı aynda yapmak imkansız.
yahu gec bu isleri

ama cok merakliysan muhammed'den binlerce yil onceki matematiksel denklemleri arastirmanda faide olabilir. kaldi ki kuranin yaziminda (emeviler doneminde) ibrani kriptografisinden cokca faydalanilmistir, semavi din = 'yahudi dini' demektir. arap alfabesi zaten nebate arami dialektinin guneydogu dejenerasyonundan turemedir.
https://en.wikipedia.org/wiki/Semitic_languages
https://en.wikipedia.org/wiki/Nabataean_language
Matematik konusunda, ciddi üzerinde kafa yormak lazım.
Hani, bu adam birde ha ölüm korkusu, ha şu savaştı, ha göçtü, ne ara uğraşabilir.
Hiç mantıklı ve normal şeyler değil.
Allah'ın imzası diyorum.
dee, sen dedin diye oyle olmuyor ki
Bu Kitap'ta, ben görürüm veya görmem,
başka sayısal düzenlerde çıkabilir, şaşırmam.
Ha, bu konu üzerine, bazı şarlatanlarda çıkmıyor değil.
Ben, şunu buldum, bunu buldum diye, bunlara itibar etmiyorum.
dunyayi eline tikistirilmis bir masal kitabindan ogrenmek var, bir de direkt dunyanin kendisinden ogrenmek var. secim kisiye ait.
Netice itibariyle, ben, bu Kitap'ın insan ürünü değil,
bilemediğimiz bir güç tarafından (ben Allah diyorum) indirilmiştir diye düşünüyorum.
her turlu kitap insan urunudur.
"insan, kafasindaki tanri ile konusursa, buna dua derler,
insanin kafasindaki tanri, insan ile konusursa, buna sizofreni derler"
-f.mulder
İnanmayanlara saygı duyuyorum, ama gelin bu Kitap'ı dikkate alın diyorum.
Hiç okumadıysanız bile, sadece fikir olması açısından, bir kere okuyun derim.
kitap, (herhangi bir kitap) donemsel, kulturel, lokal, limitli ve gecici bir yapilandirmadir. hayat ise, bir kitabin icine sigdiramayacagin kadar limitsiz nicelikte olup, surekli evrilmektedir.
evreni bir tanrinin yarattigini, ve bu tanrinin yarattigi turlerden insan ile iletisime gecmek icin 1500 yil evvel colde yasayan bedevinin tekini sectigini dusunmek, zaten akla, vicdana, adalete ihanet degil mi? elbette oyle.
oncelikle evren, biri tarafindan yaratilmis mi, bunu idrak etmek gerekir, bunun da yolu felsefedir. cunku senin tanri dedigin, zaten illuzyon egonun yansimasindan otesi degil. kuran'a bakarsan, allah zaten bir nevi insandir, kizan, ofkelenen, sinirlenen, seven, nefret eden vb. asli gercek ise, bu tur insan deluzyonlarindan, hayallerinden bagimsiz.
her seyi gec; bir hikayeye inansan ne olacak, inanmasan ne olacak? sen kendin icin ne biliyorsun? muhim olan bu degil mi? bilmedigine de bilmiyorum de, ki kesif icin olanak dogsun. "taam taaam allah yaratmis peygamber yollamis cennet cehennem hebele hobolo" hayat oyle degil iste. oyle olsaydi ne filozof yetisirdi, ne bilimci yetisirdi, ne sanatci yetisirdi, ne de insanlik herhangi bir gelisim gosterebilirdi. ama oyle degil ki, kesif ve ilerleme var, neticede evrim denen olgu vucuda geliyor. yaratici tanriyla, gunumuzde papa'nin dahi musteri kaybi tehlikesi nedeniyle kabul etmek zorunda kaldigi 'evrim', zaten ortusmez.