evliya - Sayfa 3 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Buradaki argüman insanlar suçsuz demeye çalışmıyor. Daha genel bi perspektiften mantıksal çıkarım yapıyoruz. Eylemler ve olaylardan kimin sorumlu olduğunu tespit etmeye çalışıyoruz. Tabii ki insan kendi tercihini yapar ve sorumludur. Ben diyorum ki bu kötü ve iyi eylemlerin hepsi için geçerli. Sen ise iyileri allah sayesinde diyip (her şeyi, bütün faktörleri o yarattı ya) kötülükleri insana yüklemeye çalışıyorsun.

2 seçenek var. Ya tanrı her şeyi her yönüyle yarattığı için sorumlu tutulacak ve her şey kurgu olacak. Buna da imtihan diyecek ve kendi kurguladığı insanları sonsuza kadar yakacak veya ödüllendirecek. Ya da insanlar kendi iradeleriyle iyiyi kötüyü seçecekler ve tek sorumlu olacaklar. Başarılı olan da kendi sayesinde olacak, kötülük yapan da kendi yapmış olacak. Bu da sonsuz güçte bir yaratıcıyla çelişiyor doğal olarak. En azından ben böyle düşünüyorum. Sato'nun anlatmaya çalıştığı da bu anladığım kadarıyla.
Zaten insan seçtiği iyi ve kötü için tek sorumlu. Ama bu iyiliği ben tek başıma yaptım diyemez çünkü o iyiliği yapmak için binlerce şey lazım ve bunlar Allah tarafından yaratıldı ve insanın hissesi belki sadece binde bir. Fakat şerde Allah yaratıyor senin nasıl kullanacağın onun şer olup olmayacağına neden oluyor. Belki küçük bir günah işliyorsun ama sonucu çok büyük bir şer. Sadece şer olmakla kalmıyor iyilik için yaratılanlarıda şer-e çeviriyor. Daha önce örnek vermiştim. Ateşin binlerce yararı varken gidip elini sokup sonrada ateş külliyen şer demek ne kadar akıl karı. Ayrıca evet dünya imtihan yeri. Yoksa HZ. Ebubekir ile Ebu Cehil nasıl ayrılacak. Aynı ortamda ve hemen hemen aynı şartlarda yaşamış iki insan.
 
Buradaki argüman insanlar suçsuz demeye çalışmıyor. Daha genel bi perspektiften mantıksal çıkarım yapıyoruz. Eylemler ve olaylardan kimin sorumlu olduğunu tespit etmeye çalışıyoruz. Tabii ki insan kendi tercihini yapar ve sorumludur. Ben diyorum ki bu kötü ve iyi eylemlerin hepsi için geçerli. Sen ise iyileri allah sayesinde diyip (her şeyi, bütün faktörleri o yarattı ya) kötülükleri insana yüklemeye çalışıyorsun.

2 seçenek var. Ya tanrı her şeyi her yönüyle yarattığı için sorumlu tutulacak ve her şey kurgu olacak. Buna da imtihan diyecek ve kendi kurguladığı insanları sonsuza kadar yakacak veya ödüllendirecek. Ya da insanlar kendi iradeleriyle iyiyi kötüyü seçecekler ve tek sorumlu olacaklar. Başarılı olan da kendi sayesinde olacak, kötülük yapan da kendi yapmış olacak. Bu da sonsuz güçte bir yaratıcıyla çelişiyor doğal olarak. En azından ben böyle düşünüyorum. Sato'nun anlatmaya çalıştığı da bu anladığım kadarıyla.
Yav ne alakası var bu en az bilinen mevzulardan herşey levhi mahfuzda yazılı ama allah senin ne karar vereceğine karışmaz bu bir çelişki gibi geliyor ama çok basit bir anaolojiyle izah edeyim...

Şimdi bir kulun imtihan karşısında yapabileceği her tercihe göre gerçekleşecek olan herşey allah tarafından yaratılmıştır biz sadece tercihte bulunuyoruz bu yaratılmış imtihanlar arasından... Yani bir labirent düşün farklı girişler var aksiyonun labirenti geçmek ama hangi kapısından gireceğine sen karar veriyorsun ama labirenti inşa eden senin tercihini ancak yapıncaya kadar bilemiyor sen tercihin, yapıncayssa labirentten çıkıp çıkamayacağını biliyor zira labirenti inşa eden o...

Şu durumda yanlış kapıdan girince suç labirenti yapanın mı oluyor? Sana labirentten çıkma klavuzu da vermiş üstelik kelamullah bu teşbihte oluyor... Ve sen de labirentle karşı karşıya olduğunu ve bunu bilerek girdiğini ikrar etmişsin labirenti inşa edene bu da kalübela oluyor... Labirente girecek olan kul, onu inşa eden de Allahüteala... Labirent yollarının haritası da levhi mahfuz...

Aslında bu kadar sarih bu külli-cüzi irade neden hem inananlar hem de inkar edenler tarafından bu kadar enigmatik kaldı asırlardır anlamak güç :)
 
eşyayı inkar etmiyorum ki , aksine eşyanın inkar edilemezliğini allah dediğin kavramın altında tanıyorum... çözümleme içerisinde allah kavramı "sorumlu varlık insan" kavramı ile birlikte var olamamaktadır, zira görüldüğü gibi "cüzi irade" dediğin de eşyanın bir niteliği sadece (yaratan allah ise). bu durumda da ya allah insan tarafından kurgulanmıştır (kendi "sorumlu" oluşuna bir değer kazandırmak için) ya da bizatihi sorumluluğun kendisi bir kurgudur..
Aynı cevabı sana vermeyeyim üstat ama hakana yazdım islam tarihinde fıkhi olarak bu minvalde cevaplandırılır lakin maturidi inancına ters olduğu için bizim tarikatlar, cemaatler hatta diyanet bu şekilde aktarmaz eşari anlayışına yakın bir izahat olduğu için;

Yav ne alakası var bu en az bilinen mevzulardan herşey levhi mahfuzda yazılı ama allah senin ne karar vereceğine karışmaz bu bir çelişki gibi geliyor ama çok basit bir anaolojiyle izah edeyim...

Şimdi bir kulun imtihan karşısında yapabileceği her tercihe göre gerçekleşecek olan herşey allah tarafından yaratılmıştır biz sadece tercihte bulunuyoruz bu yaratılmış imtihanlar arasından... Yani bir labirent düşün farklı girişler var aksiyonun labirenti geçmek ama hangi kapısından gireceğine sen karar veriyorsun ama labirenti inşa eden senin tercihini ancak yapıncaya kadar bilemiyor sen tercihin, yapıncayssa labirentten çıkıp çıkamayacağını biliyor zira labirenti inşa eden o...

Şu durumda yanlış kapıdan girince suç labirenti yapanın mı oluyor? Sana labirentten çıkma klavuzu da vermiş üstelik kelamullah bu teşbihte oluyor... Ve sen de labirentle karşı karşıya olduğunu ve bunu bilerek girdiğini ikrar etmişsin labirenti inşa edene bu da kalübela oluyor... Labirente girecek olan kul, onu inşa eden de Allahüteala... Labirent yollarının haritası da levhi mahfuz...

Aslında bu kadar sarih bu külli-cüzi irade neden hem inananlar hem de inkar edenler tarafından bu kadar enigmatik kaldı asırlardır anlamak güç :)
 
hayal kırıklığı yaşayan hanım kızlarımızdan sıklıkla duyduğum söz öbesi..

biraz muhabbet biraz flört , saçıyla oynamalar falan.ama cebimden elimi çıkarınca

evli-ya , yada evliymişya ve düşen dudaklar..
Düşen dudakları kaldırmak türk hekimliğinin asli vazifesi değil mi yav :( bir siz bir de pilotlar uçanla kaçan misali... Zinadan uzak durun ;)
 
Sence yaptıklarımızdan sorumluluğumuz yok mu? O zaman mazlum zilletinde zalim izzetinde bu dünyadan göçüp gidecek. Allah'ın adil ismiyle uyumlu mu bu? İmtihan sırrına aykırı, insan benim bir irademde yok kudretimde yok o zaman benim suçum ne deyip işin içinden sıyrılır. Zaten asıl amaçta bu sanki insanda. Tabi ki irademiz ve kudretimiz sınırlı.

ifade etmeye çalıştığım da bu.. bilindik "allah" kavramını izlersek: insanın "suçum ne" diye soracak bir bilinç türünde olması ya da işin içinden sıyrıldığını düşünmesi de elinde değildir , çünkü tamamı allah'ın eyleyişidir. bu durumda da aşağıdaki ifadenin sahici bir anlamı kalmıyor:

Zaten insan seçtiği iyi ve kötü için tek sorumlu.

"seçim" dediğinde bunun "mutlak bağımsız bir konumdan birşey yapmayı seçiyoruz" gibi bir anlamı var. yani öncelikle 'kendiliğinde-bir-irade'nin varlığını öne sürüyorsun. ancak burada sorun şu , insanın "seçim yaptığını" iddialadığında kısaca allah ile beraber başkaca iradelerin de varlığını öne sürmüş oluyorsun, oysa metafizik bağlamda bunun imkansız olduğunu belirtmiştim. yine teolojik bağlamda ise irade ile zat eş anlamlıdır ve öz bilinçtir... burada anlaşılacağı gibi allah yarattıklarından ayrı/izole bir zat olarak düşünüldüğü sürece (ya da kısaca idealizm diyebiliriz) aynı zihinsel çuvallama devam edecek..
 
ancak burada sorun şu , insanın "seçim yaptığını" iddialadığında kısaca allah ile beraber başkaca iradelerin de varlığını öne sürmüş oluyorsun, oysa metafizik bağlamda bunun imkansız olduğunu belirtmiştim.

yani; insanın yaptığı sözde "seçim", olduğu gibi zaten kendi bilişsel yeteneklerinin, haliyle kendi varoluş koşullarının zorunlu bir sonucu.. burada ancak belirli bir deneme yanılma yönteminde işleyen epistemolojik bir gelişim sürecinden bahsedebilirsin belki. ancak 'ötedeki allah'ın varlığına rağmen "seçim" oldukça kurgusal duruyor..
 
yani; insanın yaptığı sözde "seçim", olduğu gibi zaten kendi bilişsel yeteneklerinin, haliyle kendi varoluş koşullarının zorunlu bir sonucu.. burada ancak belirli bir deneme yanılma yönteminde işleyen epistemolojik bir gelişim sürecinden bahsedebilirsin belki. ancak 'ötedeki allah'ın varlığına rağmen "seçim" oldukça kurgusal duruyor..
Epistemolojik olarak değil ontolojik olarak yaklaşmazsan üstat işte böyle kendi kendini alıntılarsın :(
 
Epistemolojik olarak değil ontolojik olarak yaklaşmazsan üstat işte böyle kendi kendini alıntılarsın :(

epistemoloji ile ontoloji arasında fark olduğu inancı , allah / seçim tarzındaki tüm insani kurguların ön koşulu zaten.. bazı iletilerinde liberalizme karşı konum alan biri olarak bunu farketmiş olmanı beklerdim açıkçası, zira liberal düşüncenin hamuru da aynı tezgahta yoğurulur.
 
ifade etmeye çalıştığım da bu.. bilindik "allah" kavramını izlersek: insanın "suçum ne" diye soracak bir bilinç türünde olması ya da işin içinden sıyrıldığını düşünmesi de elinde değildir , çünkü tamamı allah'ın eyleyişidir. bu durumda da aşağıdaki ifadenin sahici bir anlamı kalmıyor:



"seçim" dediğinde bunun "mutlak bağımsız bir konumdan birşey yapmayı seçiyoruz" gibi bir anlamı var. yani öncelikle 'kendiliğinde-bir-irade'nin varlığını öne sürüyorsun. ancak burada sorun şu , insanın "seçim yaptığını" iddialadığında kısaca allah ile beraber başkaca iradelerin de varlığını öne sürmüş oluyorsun, oysa metafizik bağlamda bunun imkansız olduğunu belirtmiştim. yine teolojik bağlamda ise irade ile zat eş anlamlıdır ve öz bilinçtir... burada anlaşılacağı gibi allah yarattıklarından ayrı/izole bir zat olarak düşünüldüğü sürece (ya da kısaca idealizm diyebiliriz) aynı zihinsel çuvallama devam edecek..
yav irade yok mu dedim bir mutlak irade var birde cüz-i irade ama sen ikisinin aynı anda olmayacağını söylüyorsun.Ona yapacak birşey yok. Allah'ta olan sıfatların bazıları insanda da olabilir. Tabi ki mutlak olarak değil. İnsan şunu diyemez mi ben nasıl ki evimi temizledim Allah'ta Kuddüs ismi ile kainatı ve her şeyi temizliyor. Nasıl ki bu anne çocuğuna şefkat ediyor Allah ta rahman ve rahimdir. Nasıl ki bu doktor sebepler dahilinde şifa veriyor o zaman bu kainatta ki maddi manevi hastalıklara şifa verende Allah'tır. Ben nasıl ki görüyorum Allah'ta Mutlak BASİRdir olan ve olacak olan herşeyi Alah'ta görür. Ene Allah'a varmak içindir yoksa kendince tanrılık taslamak için değil.
 
yav irade yok mu dedim bir mutlak irade var birde cüz-i irade ama sen ikisinin aynı anda olmayacağını söylüyorsun.Ona yapacak birşey yok. Allah'ta olan sıfatların bazıları insanda da olabilir. Tabi ki mutlak olarak değil. İnsan şunu diyemez mi ben nasıl ki evimi temizledim Allah'ta Kuddüs ismi ile kainatı ve her şeyi temizliyor. Nasıl ki bu anne çocuğuna şefkat ediyor Allah ta rahman ve rahimdir. Nasıl ki bu doktor sebepler dahilinde şifa veriyor o zaman bu kainatta ki maddi manevi hastalıklara şifa verende Allah'tır. Ben nasıl ki görüyorum Allah'ta Mutlak BASİRdir olan ve olacak olan herşeyi Alah'ta görür. Ene Allah'a varmak içindir yoksa kendince tanrılık taslamak için değil.

allah kavramını yedeklediğin sürece insanın evini temizlemesi ya da herhangi bir eylemi "seçim meselesi" değildir diyorum ben de. başka bir ifadeyle allah'ın sıfatları sende olamaz, çünkü kendin allah'ın diğer sıfatlarına meşruiyet sağlayan bir sıfat konumundasın zaten..

bu arada benim bu eleştirim sadece geleneksel islami allah anlayışı için, konu başlığıyla daha ilgili olan sufizmin allah anlayışı için başka türlü eleştiriler getirmek de mümkün.
 
allah kavramını yedeklediğin sürece insanın evini temizlemesi ya da herhangi bir eylemi "seçim meselesi" değildir diyorum ben de. başka bir ifadeyle allah'ın sıfatları sende olamaz, çünkü kendin allah'ın diğer sıfatlarına meşruiyet sağlayan bir sıfat konumundasın zaten..

bu arada benim bu eleştirim sadece geleneksel islami allah anlayışı için, konu başlığıyla daha ilgili olan sufizmin allah anlayışı için başka türlü eleştiriler getirmek de mümkün.
Kardeş bu felsefeye giriyor haşa Allah'ı yedeklediğim yok sen oradan o manayı çıkarmak için zorluyorsun. Allah'ın sıfatları mutlak olarak zaten bende yok olma ihtimali de yok. Bu arada seninle ortak noktada buluşma ihtimalimiz de yok. Sana göre seçme şansımız yok onun için sorumluluğumuzda yok. Bende cüz-i irademiz ile seçebileceğimiz ve onun sonucunda mükafat ve mücazat ile karşılık bulacağımızı söylüyorum. Gerçi senin tam olarak ne dediğini anlamakta zorlanıyorum o da ayrı konu. Senin Allah kavramın ne onu merak ettim.
 
Kardeş bu felsefeye giriyor haşa Allah'ı yedeklediğim yok sen oradan o manayı çıkarmak için zorluyorsun. Allah'ın sıfatları mutlak olarak zaten bende yok olma ihtimali de yok. Bu arada seninle ortak noktada buluşma ihtimalimiz de yok. Sana göre seçme şansımız yok onun için sorumluluğumuzda yok. Bende cüz-i irademiz ile seçebileceğimiz ve onun sonucunda mükafat ve mücazat ile karşılık bulacağımızı söylüyorum. Gerçi senin tam olarak ne dediğini anlamakta zorlanıyorum o da ayrı konu. Senin Allah kavramın ne onu merak ettim.

yedeklediğin derken, yani düşünce sürecini kalıplaşmış islami kavramlar üzerine bina etmene işaret ediyorum. sorumluluğa gelirsek, onu şu şekilde anlamak daha doğru gözüküyor: "belirli şartlarda belirli eylemler çeşitli sonuçlar doğurur, insanın eylemleri ise bilgisini aşmaz". zira bu düşünüş insanın proaktif bir irade sahibi olduğu anlamını üretmez ve haliyle politik tabanda da oldukça pasif bir yaklaşım doğurur, metafizik olarak da mantıksız değil keza.
 
yedeklediğin derken, yani düşünce sürecini kalıplaşmış islami kavramlar üzerine bina etmene işaret ediyorum. sorumluluğa gelirsek, onu şu şekilde anlamak daha doğru gözüküyor: "belirli şartlarda belirli eylemler çeşitli sonuçlar doğurur, insanın eylemleri ise bilgisini aşmaz". zira bu düşünüş insanın proaktif bir irade sahibi olduğu anlamını üretmez ve haliyle politik tabanda da oldukça pasif bir yaklaşım doğurur, metafizik olarak da mantıksız değil keza.
O zaman Dünyada başına ne geldiyse odur. Bir şey gelmezse yaptığı yanına kar kalır. O zaman Allah'ın ADL ismini ne yapacağız. He sen dersen ki biz Başka Allah'lara inanıyoruz o zaman yapacak bir şey yok. Ben senin sende benim hidayete ermem için dua et. Sadece Allah'ın adl simi değil imanın 6 ruknününde üstünü çizmiş oluyorsun.
 
Konunun kapatılması lazım zira çok ciddi bir mesele zır cahil biri tarafindan yanli ve iftiralarla dolu şekilde ele alınıyor bazıları da dalga geçiyor
Kalpleri zaten ölmüş
* evliyaya karşıymış...yav evliya dediğin olağanüstü özellikleri olan insan değildir bunlar ikramdır yoksa onlar da insan. kaldı ki bundan kaçmışlardır onlar. Keramet denilen seyler Peygamberin izinde olduğunu gosteren imzalardir Mecburi durumlarda çoğu zaman da gayrı ihtiyari olur bu şeyler.
O insanlar dini hassasiyetle yasamayı hepsinden üstün görmüşler bu gibi şeylere gönül vermemişlerdir.
Haklarında hicbir bilgisi olmayanlar ebedi felaketlerine sebep olacak seylerin pesine dusmusler

Siz hele önce bir kendinize bakin kendinizi tartın.
 
Imani ve tasavvufi konularda bilgi birikimi kuvvetli olmayan dostları bu konudan cikmalarini tavsiye ediyorum. Güvenilir bir kaynaktan ilerlemelerini tavsiye ediyorum. Yoksa bu konulara vâkıf olmayışından ötürü bu bircok bilgi trafiği içinde kafası karışan ve Allah korusun dini terkeden veya imani tehlikeye giren tanıyorum.

Ben kendim Yuce Kitabimizdan sonra bilgilerimi Hadis e dayandirmaya calisiyorum. Bundan otesi tefsir kitaplarina bakiyorum. Bundada Nur kulliyatini arada sirada okuduğumu dillendirmekte bir abes gormuyorum. Internet uzerinde birçok dini tartismaya girmis biri olarak artik bu tartismalardan uzak kalmayi tercih ediyorum
 
Yav daha tahareti bilmeyen adamlar kalkmışlar bu dinin elmaslarını tartmaya kalkıyorlar. Kimsiniz ? Kaç kilosunuz?
Internetin kötu yanı bu işte. Her önüne gelen kafasına göre din hakkında yorum yapabiliyor.
"Bana gore" diye başlıyor bakıyorsun dinden cikmis gavur olmus şeytana maskara olmuş haberi yok.
Dini doğru öğrenmek istiyor musun?
Ilk önce bir kurani oku ardından hadis oku sonra akaid kitaplarından bir iki tanesini oku temelini at ardından bu zındika cereyanlara karsi risalei nur oku.
Bu akli kiraya verilmiş devşirmeler ya kasdi yapıyorlar ya da cahiller. arkadaşım basit değil bu işler dalga konusu da değil ucunda ebedi ateş var.
Adam Peygamberin teveccühüne mazhar Allahın sevgisine mazhar olmuş nurani tayfaya taş atıyor bir de müslümanım diyor .
Eğer gerçekten muslumansan kendine gel bu insanları iyi araştır yok değilsen açık açık söyle münafıklık yapma.
 
epistemoloji ile ontoloji arasında fark olduğu inancı , allah / seçim tarzındaki tüm insani kurguların ön koşulu zaten.. bazı iletilerinde liberalizme karşı konum alan biri olarak bunu farketmiş olmanı beklerdim açıkçası, zira liberal düşüncenin hamuru da aynı tezgahta yoğurulur.
Liberalizm, komünizm, neoliberalizm, ümmetçilik, sosyalizm hepsi aynı kapıya çıkıyor üstat... ek bir izm vardır o da nasyonalizmdir... İktsadi ticari politikasi merkantilizmdir; diplomasisi irredentizmdir; siyaseti de korporatizmdir bence üstat ve tüm mahalli değerleriyle de barışıktır; din, lisan, mezhep, kavim, hars, edebiyat, spor vesaire... Global hasım lokal hısım misali... Açıkladığım gibi üstat cüzi-külli irade açısından islam nas'ı tutarlıdır herhangi bir çelişki yok senin her türlü tercihini de allah yarattığından yaptığın seçim seni bağlar ve allah belirlemez ama her ihtimalin de yaratıcısıdır bu kadar sarih işte...
 
Yav daha tahareti bilmeyen adamlar kalkmışlar bu dinin elmaslarını tartmaya kalkıyorlar. Kimsiniz ? Kaç kilosunuz?
Internetin kötu yanı bu işte. Her önüne gelen kafasına göre din hakkında yorum yapabiliyor.
"Bana gore" diye başlıyor bakıyorsun dinden cikmis gavur olmus şeytana maskara olmuş haberi yok.
Dini doğru öğrenmek istiyor musun?
Ilk önce bir kurani oku ardından hadis oku sonra akaid kitaplarından bir iki tanesini oku temelini at ardından bu zındika cereyanlara karsi risalei nur oku.
Bu akli kiraya verilmiş devşirmeler ya kasdi yapıyorlar ya da cahiller. arkadaşım basit değil bu işler dalga konusu da değil ucunda ebedi ateş var.
Adam Peygamberin teveccühüne mazhar Allahın sevgisine mazhar olmuş nurani tayfaya taş atıyor bir de müslümanım diyor .
Eğer gerçekten muslumansan kendine gel bu insanları iyi araştır yok değilsen açık açık söyle münafıklık yapma.
Risale-i nur'a kadar ben de destek verdim ama orada kaybettin beni bro...
 
Üst Alt