Ben mi değiştim geçmiş basın toplantılarını, geçmişteki açıklamalarını algılayamıyordum bilmiyorum ama bu sene basın toplantılarını izlerken garip bir keyif alıyorum. Net şekilde tecrübe, olmuşluk, deneyim hissettiriyor cümlelerinde. Kıyaslayacaksam eğer Tudor'un açıklamalarında acemilik ve düşük benlik saygısı vardı. Basın toplantılarında basının eleştirilerinden aşırı etkilenmesi ve öfkeyle kendini savunması buna delalet. İrade gücü zayıf kişilikler baskıya karşı direnç gösteremez, eleştirilere aşırı duygusal tepki verir ve etkilenirler. Baskı altındaki ortamlarda doğru kararlar ve hamleler yapamazlar bu yüzden. Fatih hocanın baskı altında da büyüklüğünü hissettirmesi futbolculara ekstra güven veriyordur. Donk'tan, Lato'dan, Sinan'dan dahi faydalanabilir, onlarla da başarı yakalar diyebiliyorsun Fatih hoca ile. Fatih Terim'e karşı eskiden 'maganda, mafya adamı, kaba adam' ön yargısı vardı, bizim ülkemizde bu adamlar bağıra çağıra başarılı olurlar elbette, ülke insanın dilinden anlıyor derdim; yanılmışım. Bu sene daha bilinçli izleyince karakterinin güçlü olduğunu farkediyorum. Başarılı olacak ortamı yaratmayı biliyor ve iş birliğine, arkadaşlığa, fedakarlığa önem veriyor bu adam (1. ve 3. dönemindeki arkadaşlık ortamı). Bu yönde motive ediyor ve sahada da bunun gösterilmesini istiyor. Bunu isterken egosunu takımın üstüne koyarak değil de 'siz' diliyle motivasyonu sağlıyor (bkz: soyunma odası motivasyon konuşmalarında).
Ve daha tecrübeli, daha olgun, daha büyük hedeflerle takımın başında. Benim içim rahat Fatih hoca takımın başındayken.