Durumun sonu iç savaş ve sonunda dış mudahale. Ahmedinecadin dediği Türkiye'yi 3e bölmek istiyorlar planı tıkır tıkır işliyor. Yerleştirdiler içimize bombayı, İran, Suriye sınırları arasındaki mayınları temizlediler, sonra tüm milisleri soktular içeriye. Tek bir kadın ve çocuk olmayan 18-40 yaş arası binlerce Afgan girdi ülkeye, ne amacı olduğu belli olmayan. Şuan Gaziantep'te bir iş yaptiracaksan Suriyelilere yaptırabilirsin, çalışan Türk kalmadı. Elektrikcisi sucusu, tasimacisi işçisi Suriyeli. Adamları gördüğünde korkuyorsun. Evi tasittirdim sabah operasyonu gibi geldiler hepsinin sakalları beline geliyor, ne laf dinliyorlar ne söz. Az biraz Suriye'den destek alsalar, iki günde hatayı antepi kilisi çevrelerler. Eline silah ver yemin ederim acımadan sıkar bunlar sağa sola. Kırılacak eşya dememe rağmen gözümün önünde kolileri fırlatan elemanlar(Türkçeyi benden iyi konuşuyor) her türlü pisliği yapar. Kendi halkimizda az değil. Bedava birşey dağıtıldığında ortalığı galeyana getiren tipler yagmanin kralini yapar polisimizde askerimizde bekcimizde bir süre sonra destek verir. Merkezi yönetim hiç bu kadar kirilganlasmamisti. Tek adama birşey olsa alayı sermayeyi yurt dışına taşıyacak, ki taşıyan çoktan taşıdı, şimdilerde Nihat Özdemir den de bekliyorum. Ülke komple elden gidecek, bu sefer biz pembe gotluler olarak ne yazık ki Ukrayna kadar bile olamayız gibi. Suriye yanımızda Paris gibi kalır.
Bu durumları şaka olarak görenler, ülke üzerinde yapılan deneysel bu tür olaylara baksa yeter. Gezide binlerce kişi tencereyle yollara çıktı, 15 temmuzda millet silahlandi yola çıktı( bazılari o dönemden sonra fişleme ve silahlanma çalışması yaptığını tvlerde söyledi) Antep ve Ankara'da benim bildiğim meydan savaşı tadında Suriyeli azınlık(bence artık çoğunluk) ve Türkler arasında çatışmalar yaşandı. Gerilimde artıyor, azıcık kendini düşünenler( ülkeyi değil yanlış anlaşılmasın) istifa ediyor, kaçıp gidiyorlar. Muhalefetide muhalefet değil ülkenin. İngiliz ve Amerikan mandası olsa kabul edecek tipler hepsi. Birisi konsolosu önünde eli ayağına dolaşır, diğeri Amerika ne isterse yapmalıyız modunda.
Ailem yaşlı insanlar. Eşim ise hayat dolu, genç bir öğretmen. Öyle bir gün gelirse ne yazık ki hazır değilim, evimde çakı bile yok. Bu heriflerin her birinde palasi, silahı Kalaşnikofu mevcut. Allah o günleri göstermesin, yaşatmasın. Ne yapabilirim bilmiyorum. Fırsat olsa hepsini yurtdışına gönderirim ama ne yazık ki öyle bir durumda şuanda 3. Dünya ülkesi vatandaşı konumundaki halkıma o zaman ne eziyetler ederler tahmin edemiyorum