Maç saatindeki o 2 saat boyunca Netflix'de Gözcü adlı diziden 2 bölüm izleyip sonrasında yatmayı planlıyorum. Hiç bir beklentim yok bu maçla ilgili gram heyecan yok. Sonuç çoktan belli. Maçın hakemi yine uyduruk bir kırmızı kart çıkartır, yine rakibe uyduruk bir penaltı çalar, yine bizim attığımız golde ofsayt çizgisini kafasına göre çekerek golümüzü iptal eder ve Karagümrük'e de yeniliriz sonuçta.
Gece yatmadan hemen önceki 5 saniye içerisinde maç kaç kaç bitmiş acaba diye mackolik'e bir bakış atarım. Yenildiysek ha tamam tam da tahmin ettiğim gibi hakemler yine yapmış yapacağını der mışıl mışıl bir uyku çekerim ve maçla ilgili en ufak bir haberim dahi olmaz. Golleri kim atmış, nasıl oynamışız zerre umurumda olmaz. Yok yendiysek nasıl oldu bu sefer hakemler gözümüzü boyamışlar bu maçta demek ki der, televizyonda maçın özetini izler bir iki yorum dinler ve yine mışıl mışıl yatarım. Yani her türlü rahat bir uyku çekerim, yensek de yenilsek de o gece rahat uyurum.
Öbür turlu yok 90 dakika boyunca hakeme sinir ol, yok federasyona söv, yok ona bağır yok buna küfret yeter kardeşim bu ne bu kadarı bana fazla geliyor, ruh hastası olmak istemiyorum, huzur istiyorum artık ve huzur bu kötü niyetli insanlar tarafından yönetilen rezalet futboldan uzaklaşmakta. Ne kadar uzaklaşırsak o kadar iyi. Forumda da artık dizi konularına, kitap konularına, haber konularına falan yazarım. Maçların konuşulduğu teknik, taktik kısmından da uzak durmak gerekiyor.