zaten türkiyede bi kanser kesim var. bunlar bazı kategorilere ayrılmış durumda.
birinci kanser kısım emekliler. bu emekli yaşlı tayfa yüksek ödenekten emekli oldu emekli maaşları yüksekten bağlandı. o dönem sanırım %70ten bağlanıyordu. şuan %30lara kadar düşürüldü emeklilik maaşı.
ikinci kanserli kitle, işi gücü olup evlenip çoluk çocuğa karışıp orda burda vatan millet edebiyatı yapıp, millet iş beenmiyor yaw diyen tayfa. ama bu tayfanın yarısından fazlası, bekar olsam bi dakka durmazdım diyor. ama gidenlerin de arkasından sövüyor.
sonra da adama mikrofon uzattığında, kardeşim benim maaşım iyi diyor. senin ki iyi de 7-8 milyon adamın değil iyi maaşı, işi bile yok. o zaman kanun çıksın, her işi olan işsiz birine baksın kimse gitmez o zaman.
herkes ben diyor, geçen bi sokak röportajında "biz öyle talimat vermedik" diyen adama bir tane dede ee o para evlrnince yetmicek deyince, genç adam ben evlenmeyeceğim bana ne diyor.
bu ülkenin burnu pislikten çıkmayacak. benim neslim 90 neslinden. sokakta top oynayan, çocukluğu karakol baskınlarıyla ve bi gece 20 şehit haberleriyle uyanan gençlerdenim ben de. vatanına milletine bağlılık konusunda iyi bir yeterliliğe ve bilince sahiptim, şimdi feğil 90lılar 80li nesil bile kaçıp kurtulma derdinde. çünkü insanları umutsuzluğa iten şeyler, sadece toplumsal ahlaki, ekonomik ve ülkenin topluca yıkılması değil. bizim kaçmak isteme sebebimiz bu ülkenin artık umut vermemesi. ben kendimi bildim bileli sefillik içinde yaşadım. babam emekli olduğu halde şuan çalışan memurdan fazla emekli maaşı aldığı halde bu sefil hayatı yaşadık, hepsi onun yüzünden. bir kez bile bu denli bunalım yaşamadım, karamsar olmadım. eskiden doğal gaz yoktu tüp alınırdı bilirsiniz, tüp parasını ödeyemediğimizden ışıkları kapatır tv açmaz evde öyle otururduk. ve bunları yaparken gülerek yapıyorduk. saklambaç oynar gibi eğleniyorduk.
şuan ailemde de bende de çok şiddetli şekilde tükenmişlik ve bezmişlik var. şimdi burda sefillik yaşama konusunda kimse kimseyi bilmediği için fakirlik konusunda bilmediği kişinin alnını karışlamaya cürret bile edememesi lazım. sen kimsin, kimin hayatını biliyorsun da fakirlik çekmede birilerinin allnını karışlama gereği ya da cürreti gösteriyorsun
sözün kısası ve özü, türkiye hiç bir zaman vatandaşını refah içinde yaşatan, gelişmiş, huzurlu, adaletli, güvenli, ekonomik yönden belli bir yol kat etmiş bir ülke olmadı. hem de hiç bir dönemde.
lakin şimdiki durum çok farklı, o zaman türkiye 3 adım geri giderken 4 adım ileri gidiyordu. sonra yerinde sayıyordu sonra 2 adım ileri 3 adım geri, sonra 5 adım ileri 4 adım geri. bu hep böyle oldu. şimdiki durum tam anlamıyla çöküş, korkunç bir enkaz var. ilerisi içinde de türkiyenin çıkış yolu kalmamıştır. bırakın çıkış yolu, çıkışa çıkmak için kullanılacak kanalı kımıldayacak, manevra yapacak alanı bile kalmamıştır. türkiyenin vatandaşlarına vadedeceği hiç bir şey yoktur. özellikle yeni nesile. yeni nesil gelecek bu yaşa sonra jenerasyonun yarısı işsiz. yukarda bahsettiğim 90lı nesil gibi de değil. şimdi bizim doğduğumuz topraklara karşı inancımız kırılmış, sevgimiz zedelenmiş olsa da , 2000lilerde doğdukları topraklara karşı herhangi bir duygu ya da bir ilişki dahi yok. bizi sonradan körelten bu sistem, onları doğduğundan beri büyüttüğü için onlarda hiç bböyle bir aidiyet bile doğmadı.
son cümlemde tekrar vurgulayım, türkiyede işsizlik, toplumsal sıkıntılar, ekonomik zorluklar her zaman oldu. insanlardaki bu ekonomik bunalım son 3-5 senede olmadı. türkiyede herkes her zaman ekonomik zorluklar işsizlikler yaşadı. ama insanların yüzü gülerdi ve insanlar mutluydular. artık gençlerin ülkeye olan hiç bir inancı ve aidiyeti kalmamıştır. bu kadar genç bu durumdaysa gençlerde bir sıkıntı yoktur. bi jenerasyon üstümüzün bize bıraktığı bu rezil ülkenin hesabı sorulacaksa bu nesilden sorulmalıdır.