Türkiye'den Göç Etme ve Yurtdışında İş İmkanları

Senin gidesin var sanki arada bir yokluyorsun gibi ?
Var abi de senin tecrübelerini de okumuştum benzer tecrübeler yaşayan fikirlerine güvendiğim insanlar da var. Bu yüzden farklı bir kültüre adapte olmanın çok zor olacağının farkındayım, bu da beni geri itiyor sürekli. Yani Türkiye'den gideyim de ne olursa olsun düşüncesinden uzağım.

Bu arada kendi açımdan Avrupa veya Amerika'daki yaşam tarzına uyamayacağımı düşünüyorum ben çünkü orada daha bireysel bir hayat yapısı olduğu için, bu beni orta vadede mutsuz eder gibi geliyor. Başka bir insan için adaptasyon daha kolay olabilir, yanlış anlaşılmasın.
 
Yok da GSC yönetimini tebrik ettim başlık değişmiş ayrıca ben halimden memnunum ve bir durum tespiti yaptım gerçekten memleketten kaçıp kurtulmak istiyorsan sana ne ülkenden??? Ben yokluğunu da mahzunluğunu da seviyorum bu memleketin...

Ayrıca yokluk çektim diyenin alnını karışlayacak günlerim oldu daha da olur mukadderat... Kuru ekmek sadece bu memleketin kireçli sularında ıslatılınca musluk altında ballı ekmeğe dönüşür ;) yaşamayan bilmez o yüzden de şükredemez... Kaçıp gitmek isteyen buyursun...
Üstat ben de ülkeyi terketme konusunda hemen hemen aynı düşüncedeyim seninle ama işte gitmek isteyene de sarmamak lazım, çok başka kafalar yaşayan, başka şeyleri önceleyen insanların varlığını kabul etmek lazım. Şu son 10 yılda ciddi bir artış var beyin göçünde, ha belki medyaya yansıyan rakamlar abartılıdır o konuda fikir belirtebilecek kadar bilgim yok ama az da olsa çok da olsa ivme kazandığı bir gerçek. Herkes sen/ben gibi milliyetçi değil, milliyetçi olmak gibi bir zorunlulukları da yok. Mesele bu gençleri ülkede tutmayı başarabilmek, gidene s... git demek işin kolayı.
 
Var abi de senin tecrübelerini de okumuştum benzer tecrübeler yaşayan fikirlerine güvendiğim insanlar da var. Bu yüzden farklı bir kültüre adapte olmanın çok zor olacağının farkındayım, bu da beni geri itiyor sürekli. Yani Türkiye'den gideyim de ne olursa olsun düşüncesinden uzağım.

Bu arada kendi açımdan Avrupa veya Amerika'daki yaşam tarzına uyamayacağımı düşünüyorum ben çünkü orada daha bireysel bir hayat yapısı olduğu için, bu beni orta vadede mutsuz eder gibi geliyor. Başka bir insan için adaptasyon daha kolay olabilir, yanlış anlaşılmasın.
İş gereği görevli olarak belçikada 2 yıla yakın kaldım keramettin valla öyle de güzel adapte oldum ki hayat varmış dedim, sen de dersin hiç kuşkum yok, ki Türkiyedeki işim vs gayet iyi olmasına rağmen.
 
İş gereği görevli olarak belçikada 2 yıla yakın kaldım keramettin valla öyle de güzel adapte oldum ki hayat varmış dedim, sen de dersin hiç kuşkum yok, ki Türkiyedeki işim vs gayet iyi olmasına rağmen.
Doğrudur, normalde hayatımla ilgili aldığım kararlarda cesur biriyimdir aslında ama yurtdışında yaşamak konusunda fazla temkinliyim nedense.

Belçika'da hangi bölgede yaşamıştınız? O süreçle ilgili tecrübelerinizi paylaşırsanız memnun olurum, hem diğer arkadaşlar için de yol gösterici olur.
 
Var abi de senin tecrübelerini de okumuştum benzer tecrübeler yaşayan fikirlerine güvendiğim insanlar da var. Bu yüzden farklı bir kültüre adapte olmanın çok zor olacağının farkındayım, bu da beni geri itiyor sürekli. Yani Türkiye'den gideyim de ne olursa olsun düşüncesinden uzağım.

Bu arada kendi açımdan Avrupa veya Amerika'daki yaşam tarzına uyamayacağımı düşünüyorum ben çünkü orada daha bireysel bir hayat yapısı olduğu için, bu beni orta vadede mutsuz eder gibi geliyor. Başka bir insan için adaptasyon daha kolay olabilir, yanlış anlaşılmasın.
Valla kardeşim ben senden çok daha gençken gittim ve başarılı olamadım, hoş benim kafamda yine uzun süre kalsamda dönmek vardı ama onu bile başaramadım, baya bildiğin psikolojim bozuldu ilk bir kaç hafta laylaylom geçiyor ama sonra korkunç şekilde özlem duymaya başlıyor insan, tabi bu kişiden kişiye değişir sende mesjaında belirtmişsin, belki sevdiğin biriyle gitmek adaptasyon sürecini kolay atlatmanı sağlayabilir. Ama zor zanaat hakikaten bir de senin yaş artık 30+ oldu kolay olmaz yani.

Bir de maddi açıdan iyi imkanların olsa bile ne bileyim ya sahip olduğum refah bile eğreti geliyor insana, o el memleketi duygusu çok baskın geliyor. Tabi bu benim deneyimim herkesin ki bir olacak diye bir şey yok.
 
Üstat ben de ülkeyi terketme konusunda hemen hemen aynı düşüncedeyim seninle ama işte gitmek isteyene de sarmamak lazım, çok başka kafalar yaşayan, başka şeyleri önceleyen insanların varlığını kabul etmek lazım. Şu son 10 yılda ciddi bir artış var beyin göçünde, ha belki medyaya yansıyan rakamlar abartılıdır o konuda fikir belirtebilecek kadar bilgim yok ama az da olsa çok da olsa ivme kazandığı bir gerçek. Herkes sen/ben gibi milliyetçi değil, milliyetçi olmak gibi bir zorunlulukları da yok. Mesele bu gençleri ülkede tutmayı başarabilmek, gidene s... git demek işin kolayı.
Yoo bilakis gidilsin ki oralarda Türk Diasporası olsu ama maalesef bunlar gidip normal insan gibi asimile olacaklarına Türkiye'yi eleştiriyorlar o garip git keyfine bak ya oralarda etkinliğimizi arttır ya da gölge etme... Gerçekten giden de gizli bir ajandası yoksa sessiz sedasız gidiyor...
 
Var abi de senin tecrübelerini de okumuştum benzer tecrübeler yaşayan fikirlerine güvendiğim insanlar da var. Bu yüzden farklı bir kültüre adapte olmanın çok zor olacağının farkındayım, bu da beni geri itiyor sürekli. Yani Türkiye'den gideyim de ne olursa olsun düşüncesinden uzağım.

Bu arada kendi açımdan Avrupa veya Amerika'daki yaşam tarzına uyamayacağımı düşünüyorum ben çünkü orada daha bireysel bir hayat yapısı olduğu için, bu beni orta vadede mutsuz eder gibi geliyor. Başka bir insan için adaptasyon daha kolay olabilir, yanlış anlaşılmasın.
Üstat bak ciddiyim gidenlerdeki hoşnutsuzluğun sebebi burada herkes birbirine gıcık olduğundan kendini farklı görüyor ortak noktamız yok itilmiş, örselenmiş, dışlanmış, ötekileşmiş hissediyor ya bunun sebebi Türklerin kendini tanımaması...

İkrar edilmese de gözlemim yurt dışında aslında kendilerinin nasıl insanar oldukarını görüyorlar zira tüm Türkler istedikleri kadar farklıyız dese de karbon kopyası gibi...

Türkler dedikodu yapmadan, sosyalleşmeden, şakalaşmadan, takılmadan, misafirliğe gitmeden, uzun uzun yemek yemeden, merak etmeden duramaz... Bunların biz farklıyız demesi kimisi alkol alıyor almayana çomar diyor kimisi de refüjlerde piknik yapıyor yapmayana züppe diyor... Halbuki hepsi aynı her ne kadar farklı olmak isteseler de rakı masasında yahut mangal başında yaptıkları şey gıybet...
 
Valla kardeşim ben senden çok daha gençken gittim ve başarılı olamadım, hoş benim kafamda yine uzun süre kalsamda dönmek vardı ama onu bile başaramadım, baya bildiğin psikolojim bozuldu ilk bir kaç hafta laylaylom geçiyor ama sonra korkunç şekilde özlem duymaya başlıyor insan, tabi bu kişiden kişiye değişir sende mesjaında belirtmişsin, belki sevdiğin biriyle gitmek adaptasyon sürecini kolay atlatmanı sağlayabilir. Ama zor zanaat hakikaten bir de senin yaş artık 30+ oldu kolay olmaz yani.

Bir de maddi açıdan iyi imkanların olsa bile ne bileyim ya sahip olduğum refah bile eğreti geliyor insana, o el memleketi duygusu çok baskın geliyor. Tabi bu benim deneyimim herkesin ki bir olacak diye bir şey yok.
Esasında hatayı 21-22 iken gitme durumum oluşunca gitmemekle yaptım sanırım, o dönem gitsem içimde kalmazdı :)

Vazgeçmiştim bu sevdadan zaten ama geçen bir arkadaş doktorayı bitirip Belçika'ya gitti direkt çalışmak için, o bir aklımı çeldi yine.
 
Türkiyede doğru istihdam kim yapıyor ki.
Aynı şehirde köklü bir üniversitenin tıp fakültesinde boş kontenjan kaldığı sene üniversitenin bazı bölümlerini kendi bünyelerine katarak bir üniversite açtılar(hala neden açtılar meraklardayım oturtamıyorum kafamda) işte iş ilanı çıkılacak, danışman hocam oradaki en yetkili kişi arkadaşım git bir görüş dedi kalktım bir arkadaşımı aldım gittim.
Sordum ne yapılacak
-işkur üzerinden ilan açıldı oradan başvuracaksınız 20 kişi kontenjan var 5 kişisi bilişimci olacak
Peki okey statü nedir.
-görevli kontenjanı olarak açılıyor işkur karşılayacak size gss yapılacak
Ona da peki, buna başvuranlar içinden bilişim diplomalıları özel seçeceksiniz değil mi?
-yo random kura ile kim çıkarsa seçilen ekipten bilişimcileri seçeceğiz.
21. yy'da açılan bir üniversite hani dersin ki lan adamlar şu dönemde açıyorlar yenilikçi olmak mottoları olacaktır. Adam rastgele bir ekip kuruyor bunlardan bilişimci seçip websitesinin orasını burasını düzeltecek.

Türkiye yöneticilerinin özeti bu işte.

zaten türkiyede bi kanser kesim var. bunlar bazı kategorilere ayrılmış durumda.

birinci kanser kısım emekliler. bu emekli yaşlı tayfa yüksek ödenekten emekli oldu emekli maaşları yüksekten bağlandı. o dönem sanırım %70ten bağlanıyordu. şuan %30lara kadar düşürüldü emeklilik maaşı.

ikinci kanserli kitle, işi gücü olup evlenip çoluk çocuğa karışıp orda burda vatan millet edebiyatı yapıp, millet iş beenmiyor yaw diyen tayfa. ama bu tayfanın yarısından fazlası, bekar olsam bi dakka durmazdım diyor. ama gidenlerin de arkasından sövüyor.
sonra da adama mikrofon uzattığında, kardeşim benim maaşım iyi diyor. senin ki iyi de 7-8 milyon adamın değil iyi maaşı, işi bile yok. o zaman kanun çıksın, her işi olan işsiz birine baksın kimse gitmez o zaman.

herkes ben diyor, geçen bi sokak röportajında "biz öyle talimat vermedik" diyen adama bir tane dede ee o para evlrnince yetmicek deyince, genç adam ben evlenmeyeceğim bana ne diyor.

bu ülkenin burnu pislikten çıkmayacak. benim neslim 90 neslinden. sokakta top oynayan, çocukluğu karakol baskınlarıyla ve bi gece 20 şehit haberleriyle uyanan gençlerdenim ben de. vatanına milletine bağlılık konusunda iyi bir yeterliliğe ve bilince sahiptim, şimdi feğil 90lılar 80li nesil bile kaçıp kurtulma derdinde. çünkü insanları umutsuzluğa iten şeyler, sadece toplumsal ahlaki, ekonomik ve ülkenin topluca yıkılması değil. bizim kaçmak isteme sebebimiz bu ülkenin artık umut vermemesi. ben kendimi bildim bileli sefillik içinde yaşadım. babam emekli olduğu halde şuan çalışan memurdan fazla emekli maaşı aldığı halde bu sefil hayatı yaşadık, hepsi onun yüzünden. bir kez bile bu denli bunalım yaşamadım, karamsar olmadım. eskiden doğal gaz yoktu tüp alınırdı bilirsiniz, tüp parasını ödeyemediğimizden ışıkları kapatır tv açmaz evde öyle otururduk. ve bunları yaparken gülerek yapıyorduk. saklambaç oynar gibi eğleniyorduk.

şuan ailemde de bende de çok şiddetli şekilde tükenmişlik ve bezmişlik var. şimdi burda sefillik yaşama konusunda kimse kimseyi bilmediği için fakirlik konusunda bilmediği kişinin alnını karışlamaya cürret bile edememesi lazım. sen kimsin, kimin hayatını biliyorsun da fakirlik çekmede birilerinin allnını karışlama gereği ya da cürreti gösteriyorsun

sözün kısası ve özü, türkiye hiç bir zaman vatandaşını refah içinde yaşatan, gelişmiş, huzurlu, adaletli, güvenli, ekonomik yönden belli bir yol kat etmiş bir ülke olmadı. hem de hiç bir dönemde.

lakin şimdiki durum çok farklı, o zaman türkiye 3 adım geri giderken 4 adım ileri gidiyordu. sonra yerinde sayıyordu sonra 2 adım ileri 3 adım geri, sonra 5 adım ileri 4 adım geri. bu hep böyle oldu. şimdiki durum tam anlamıyla çöküş, korkunç bir enkaz var. ilerisi içinde de türkiyenin çıkış yolu kalmamıştır. bırakın çıkış yolu, çıkışa çıkmak için kullanılacak kanalı kımıldayacak, manevra yapacak alanı bile kalmamıştır. türkiyenin vatandaşlarına vadedeceği hiç bir şey yoktur. özellikle yeni nesile. yeni nesil gelecek bu yaşa sonra jenerasyonun yarısı işsiz. yukarda bahsettiğim 90lı nesil gibi de değil. şimdi bizim doğduğumuz topraklara karşı inancımız kırılmış, sevgimiz zedelenmiş olsa da , 2000lilerde doğdukları topraklara karşı herhangi bir duygu ya da bir ilişki dahi yok. bizi sonradan körelten bu sistem, onları doğduğundan beri büyüttüğü için onlarda hiç bböyle bir aidiyet bile doğmadı.

son cümlemde tekrar vurgulayım, türkiyede işsizlik, toplumsal sıkıntılar, ekonomik zorluklar her zaman oldu. insanlardaki bu ekonomik bunalım son 3-5 senede olmadı. türkiyede herkes her zaman ekonomik zorluklar işsizlikler yaşadı. ama insanların yüzü gülerdi ve insanlar mutluydular. artık gençlerin ülkeye olan hiç bir inancı ve aidiyeti kalmamıştır. bu kadar genç bu durumdaysa gençlerde bir sıkıntı yoktur. bi jenerasyon üstümüzün bize bıraktığı bu rezil ülkenin hesabı sorulacaksa bu nesilden sorulmalıdır.
 
Üstat bak ciddiyim gidenlerdeki hoşnutsuzluğun sebebi burada herkes birbirine gıcık olduğundan kendini farklı görüyor ortak noktamız yok itilmiş, örselenmiş, dışlanmış, ötekileşmiş hissediyor ya bunun sebebi Türklerin kendini tanımaması...

İkrar edilmese de gözlemim yurt dışında aslında kendilerinin nasıl insanar oldukarını görüyorlar zira tüm Türkler istedikleri kadar farklıyız dese de karbon kopyası gibi...

Türkler dedikodu yapmadan, sosyalleşmeden, şakalaşmadan, takılmadan, misafirliğe gitmeden, uzun uzun yemek yemeden, merak etmeden duramaz... Bunların biz farklıyız demesi kimisi alkol alıyor almayana çomar diyor kimisi de refüjlerde piknik yapıyor yapmayana züppe diyor... Halbuki hepsi aynı her ne kadar farklı olmak isteseler de rakı masasında yahut mangal başında yaptıkları şey gıybet...
Son paragrafa katılıyorum.

Yurtdışında yaşayan ve Türkiye'ye geçici olarak gelen bir çok Türk arkadaşta da buradaki yaşamın onları daha mutlu ettiğini ama sosyal ve ekonomik koşulları düşününce oranın daha cazip geldiğini gördüm. Yani biraz karakter meselesi, kişiden kişiye de değişebiliyor.

Yine de şansını denemek isteyen denemeli, yapamasa da tecrübe olur.
 
Bu konuda yakın dönemde İstanbul'da yaşayıp dönen ve doğma büyüme Danimarkalı olan Yarro kardeşimiz de konuya renk katabilir.

@Rahmi Y. Aslan
 
Doğrudur, normalde hayatımla ilgili aldığım kararlarda cesur biriyimdir aslında ama yurtdışında yaşamak konusunda fazla temkinliyim nedense.

Belçika'da hangi bölgede yaşamıştınız? O süreçle ilgili tecrübelerinizi paylaşırsanız memnun olurum, hem diğer arkadaşlar için de yol gösterici olur.
Bahsedwyim biraz madem ama öncesinde şunu söyleyeyim üniden mezun olduğumda bölümden arkadaşlarımız zibil gibi kolayca abd ye master/doktora için gidiyorlardı çok kolayca kabul alınıyordu ama o zaman ben de yurtdışına çok temkinli yaklaşıyodum cesaret edip gitmedim, gidenlerin durumu şuan cidden çok iyi orda kaldılar zaten. Haa şuan benim de işim iyi ama onlar ile kıyaslanır mı emin değilim.
Belçika olayına gelirsek, çalıştığım kurumun bir avrupa birliği projesi kapsamında uzun süreli olarak görevlendirildim, avrupa birliğine bağlı bi araştırma merkezinde çalıştım, mühendisim bu arada. Beni göndermeyin diye yalvarmıştım sene 2012 idi ama gitceksin dediler gittim. İyi ki de gitmişim her alanda büyük katkısı oldu. Antwerp şehrine bağlı Geel diye 40bin nüfuslu bi kasabadaydı işyeri. Sıfır stresli kibar insanların arasında çok güzel relax zamanlardı benim için. Tatillerde ankaraya geldiğimde buraya alışmak sorun olmaya başlamıştı. Türküm yada yabancıyım diye ne iş yerinde ki işyerinde taciz ve ırkcılık affedilmezdi, ne sokakta barda orda burda bi sorun yaşamadım. Türk kasaplardan et alışverişi yapıyodum misal, çevredeki türk rstoranları falan işimi göriyodu yemek açısından. 2000 model opel vectra almıştım 1500 euroya. Aklıma gelenler bunlar şuan reyiz. Haa bir de en yakın olması itibari ile westerlo maçlarına giderdim :)
 
Var abi de senin tecrübelerini de okumuştum benzer tecrübeler yaşayan fikirlerine güvendiğim insanlar da var. Bu yüzden farklı bir kültüre adapte olmanın çok zor olacağının farkındayım, bu da beni geri itiyor sürekli. Yani Türkiye'den gideyim de ne olursa olsun düşüncesinden uzağım.

Bu arada kendi açımdan Avrupa veya Amerika'daki yaşam tarzına uyamayacağımı düşünüyorum ben çünkü orada daha bireysel bir hayat yapısı olduğu için, bu beni orta vadede mutsuz eder gibi geliyor. Başka bir insan için adaptasyon daha kolay olabilir, yanlış anlaşılmasın.
+1905. Ben de bu yüzden gidemiyorum bir yere.
 
Geri
Üst Alt