Türkiye'den Göç Etme ve Yurtdışında İş İmkanları

Yurtdışında yaşasaydım muhtemelen azılı bir Erdoğan hayranı olurdum. Sonuçta Reis sayesinde Türkiye'de tatilin kralını yapıyor olurdum. Ayrıca sürekli şikayet edip, numaradan vatan hasreti de çekerdim.
Hem ucuz tatil yapıp hem referandumda hayır verip hem de genel seçim ve cb seçiminde reyise oy vermemiş bir gurbetçi olarak hangi kategoriye giriyorum acaba?

HTC U11 cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
 
meselenin para olmadığını defaatle vurguladık, ama değil 11 bin aylık 100 bin de verseler bu devlete hizmet etmek istemem artık.

hayatta birinci önceliğim türkiyeden gitmek ama hangi ülke olduğunun önemi yok
O dusuncede biri her sekilde gider ulkeden burada laf kalabaligi yapmaya gerek yok, git vizesiz gidilebilecek bi ulkeye saklan oralarda. Konu kapansın uzatmayın
 
Hala vakti olanlar, genç olanlar "Yazılım" üzerine okusunlar veya kendilerini o konuda geliştirsinler. İngilizce de mutlaka öğrenmeniz gerekiyor. Ben 5 yıla yakın yurt dışında 3 farklı ülkede yaşamış biri olarak sizi 2 konuda temin edebilirim ; bu ülkede 2.sınıf vatandaş olduğunuzu anlayacaksınız ve başka bir ülkede yaşamak gerçekten zor olacak. Bunun simitle, çayla alakası yok. İşsizlik sadece bu ülkede değil her ülkede mevcut ve insanlar iş bulabilmek için sürekli kendilerini geliştirmek veya fark yaratmak durumundalar.

1-2 kişi birleşip ESTONYA'da bir Start-up kurup, orada çalışma izni alabilirsiniz. Avrupa ülkeleri içinde bu noktada en kolay şirket kurulabilen ülke sanırım. Estonya vatandaşı biriyle ortaklık kurmanız da mümkün. Prosedürler için Türkiye'deki danışmanlık şirketlerine para ödemenizi tavsiye etmem. Avusturya'da, yok Malta'da sizin adınıza şirket kuruyoruz vs. hiç girmeyin. Gerekirse dil bilen bir arkadaşınızı alın gidin, gittiğiniz yerdeki bir avukatla, danışmanla, aracı firma ile bu işleri konuşun. Türklerle iş yapmamaya bu noktadan başlarsınız, alışmanız adına da iyi olur.

Ankara Anlaşması ile yine bir proje hazırlayarak İngiltere'de şirket kurabilirsiniz. Anlaşma sebebiyle oturma izni ve vize sorununuz olmuyor. Brexit yüzünden bu anlaşmanın 1-2 yol sonra geçerliliği yitirilecek gibi bir şey de okumuştum. Son fırsatlar sanırım. Araştırabilirsiniz.

Uzakdoğu'ya gidip Türkiye'de bir aracı/arkadaşınız ile çalışarak ülkeye ürün satabilirsiniz.

Ukrayna'ya gidip ülkemize kereste / gübre ihracatı yapabilirsiniz. Pezevenk de olabilirsiniz tabi. Şartlar müsait :D

Rusya'da şirket kurup tekstil ürünleri aracılığı yapabilirsiniz. Rus vatandaşı bulmanız lazım ve şirketin %49'una sahip olabilirsiniz. Rüşvet de vereceksiniz zaten o Allah'ın emri.

Gönül isterdi ki ülkemizde emeğinizle ürettiğiniz bir ürünü mikro ihracatçı olarak yurt dışına satabilin, global marketlerde rekabete girin ve dolar/euro üzerinden çok da güzel para kazanıp ülkeye de döviz sokun ancak PAYPAL kullanmak yasak olduğu için tek seçeneğiniz 3 paraya Tayyip bey ve çevresindeki arkadaşlarına satmak. Bi deneyin onu da. Bıyıklarınız müsaitse 10-15 yıla trilyonlarınız olabilir. Gemicikler alır istediğiniz yere gidersiniz.

Neyse son olarak ; geri dönmeksizin kaçak / mülteci olarak istediğiniz ülkeye gidebilirsiniz aslında. Bunun için en kolay yol ; findacrew.net // The World's largest international online Boat & Crew network sitesinde bir profil oluşturup Türkiye'den ABD'ye gidecek bir teknede yol boyunca çalışmak. Limana varıldığında yüzerek karaya çıkabilirsiniz. Florida'da yolda kimliğinizi soracak birileri olmayacaktır diye düşünüyorum. Sakalı kesip gidin tabi. :D ABD'ye ya da herhangi bir başka ülkeye girdikten sonra da paranız kadar adamsınız. Kaçak göçmen olarak çalışabilir, Trump karşıtları, Meksikalı yoldaşlarınız ile dost olarak kalma ve yaşama işinizi sağlamlaştırabilirsiniz. İlk etapta boktan işlerde çalışacağınızı söylememe gerek yoktur herhalde. Las Vegas'ta bir restorantta iş bulan arkadaşım Bodrum'dan Villa almıştı 2 yılda. Bulaşıkçıydı.

Emekliliğe hak kazandıysanız Uruguay'da oturma izninizi hemen alabilirsiniz. Misler gibi de yaşarsınız.

Bir delilik anım için sakladığım son bilgi yatırım tavsiyesi değildir. Yolda yakalanınca yok efendim GSC'de okudum, beni oradaki CEM yönlendirdi falan beni ilgilendirmez. :D Tavsiye değil fikirdir. Hukuki olarak yanlıştır. Sizin sorumluluğunuzdadır.

Yurtdışında yaşayan ve buna rağmen ağlayan insanları da takmayın çok. Tek çok çalışanın onlar olmadığını, para kazanabilmek için 6 gününün 15-16 esnek saatini bir çırpıda verecek milyonlarca insanın olduğu ülkeden biraz uzaklar uzun zamandır. Onlar da eziyet çekiyorlar oralarda ancak buradaki çalışma hayatına, koşullarına, insanlarına 1 ay katlanamazlar. Ondan hep geri dönmeyişleri. :)

Ünlü bir düşünürün dediği gibi ; Hicrette hayır vardır. ya da burada memur olacağına git Amerika'da sosis sat. Hangisi uyuyorsa artık.
 
Bence universite egitiminin onemi suni bir sekilde abartiliyor. Ahlakli, edepli, kulturlu, insani olmak daha onemli. Bunlar da okullarda ogretilmiyor. Tabi ki bir isin egitimini almak onemli. Ama illa universite veya yuksekokula gitmek gerekli degil. Bir isin cirakligini da yapip tecrube kazanabilirsiniz. 40 yasinda bes senelik boru tesisati cirakligina basladim. Elimden de gelen bir sey degil ama ise ihtiyacim vardi. Iki okul bitirdim, ayri bir meslegin sertifikasini aldim. Markette, sigorta sirketinde, restoranda, bilgi islem merkezinde araba fabrikasinda calistim. Hepsinde bir seyler ogrendim ve bir sonraki isime farkinda olmadan buyuk faydasi oldu. Tek bir sey ogrenip ona odaklanmak guzel de olmuyorsa zorlamiycan. Hayat su gibi akip gidiyor. Hayatin kendisinj gecmesine izin vermemeli insan.
 
Bu yolda çok yiğit heba oldu gel vazgeç sende bu yol yol değil çünkü.Türkiye yuvamız dert bizim babamız
 
Vatan toprağı gibisi yok ama gençlerimizin düştüğü durum içler acısı gelecek nesiller umutsuz eğitim bilim sıfır bizi kendimize 3 dünya savaşı getirir yeni bir düzen Allah yardımcımız olsun..
 
Üniversite'de Makina Mühendisliği okuduğum yıllarda hep yurt dışında yaşama hayali kurardım. Özellikle Amerika ve Kanada'da çalışacağımı, üniversiteyi bitirdikten sonra oraya yerleşeceğimi, oralarda bir kızla evlenip bir gün kendime oralarda güzel bir hayat kuracağımı falan hayal ederdim. Üniversiteyi bitirdikten sonraki 1 yıl kadar bu hayalimi doğrulayacak nitelikte, mesleğimle ilgili birkaç saçma sapan işte çalıştım. İzmir'de. Amacım bu süre içerisinde misal bugünün parası 20-30 bin tl para biriktirip Amerika ya da Kanada'da bir dil okulunda 6 ay İngilizce kursuna yazılmaktı. İngilizcem aslında çok iyi olmasına rağmen, öncelikle bu şekilde Amerika ya da Kanada'ya gitmenin vize falan alma açısından daha kolay olacağını düşünmüştüm. Dil okulunda okuyacağım 6 ay boyunca etrafı iyice araştıracak, iş ve çalışma koşullarını gözden geçirecek ve en sonunda orada devamlı yaşama hayalimi gerçekleştirmek adına yeterli bilgiye, tecrübeye ve yeterliliğe sahip olacaktım. 1 yıla yakın zaman geçti ve ben halen gerekli parayı biriktirememiştim. Anne babada da yok para. En iyisi askere gidip uzun dönem asteğmen olarak yaparsam yeterli parayı biriktiririm diye düşündüm. Ama kısa dönem çıktı. 5 küsür ay 155 gün Gaziantep'te askerlikten yaptıktan sonra döndüğüm İzmir'de yine 5 kuruşsuz kalmıştım. Daha sonra demir çelik fabrikalarından birinde çalışmaya başladım. Ağır sanayi, toz toprak, yoğun çalışma temposu ve mesai saatleri içerisinde 1 ay geçmeden makinaya sıkışan parmağım çatladı ve kırıldı. Alçıya alındı 1 ay iş göremez raporu aldım. Sonraki 1 ayda da o yıl demir çelik sektöründeki ani kriz nedeniyle işçi çıkarma politikası güden işverenin kurbanı olup işten çıkarıldım. Ben neyse 10 yıllık 20 yıllık çalışan mühendisler işten çıkarken neredeyse ağlıyorlardı onca yıl bu sektörde bu işi yaptık şimdi ne yapacağız diye. Aradan 2 ay geçmeden felek yüzüme güldü ve kpss ile bir kamu kurumuna atandım. Doğu'da bir ile. İş iyi olmasına rağmen bendeki Amerika hayali halen bitmemişti. İşteki 2. yılımın sonunda bir şirket aracılığıyla Amerika Yeşil Kart çekilişine katıldım. Yılda bir kez yapılan bu çekilişte kazandığım taktirde Amerika vizesi alıp işi bırakıp oraya yerleşecektim. Çekilişe 10 yıl süreyle başvurmuştum. İlk yıl çıkmadı. Sonraki iki yıl da çıkmadı. Doğudaki görevimin 5. yılında şimdi evli olduğum kişiyle tanıştım. Tam evlilik düğün falan planları arefesinde pat diye bir haber Amerika green kart çekilişini kazanmışım. Buruk bir sevinç daha henüz evli olmadığım müstakbel eşime söylediğimde koca bir hayır yanıtı aldım. Dolayısıyla Amerika vizesini hiç almadım. Şimdi Ankara'da evli mutlu çocuklu ama içimdeki Amerika hayali yine bitmedi. Yakın zamanda 2 haftalık tatile gitmeyi düşünüyorum anca bu şekilde gideriz artık oralara. Bu saatten sonra oralarda yaşamak hayal bizim için. Ancak ölmez kalırsak emekli olduktan sonra bir ihtimal...
 
Bir de bir ara özellikle 2009-2013 arası falan gençler arasında inşaat mühendisliği çok popülerdi. Televizyonda Ali Ağaoğlu my home, my office ne bileyim my maslak bilmemne reklamları dönüp duruyordu. Gençler de zannediyordu ki inşaat mühendisi olursam o zenginlikten bana da pay düşecek, hayatım kurtulacak. Halbuki senede on binlerce mühendis mezun eden bir ülkeyiz. İstihdam imkanları ne, kim nerede çalışacak düşünen yok. Bir şey piyasada çok olursa değeri azalır. Bugün bir duvar ustası olmak inşaat mühendisi olmaktan kat ve kat daha fazla kazandırıyor. Arkadaşım var makine mühendisi, Kocaeli/Gebze’de bir fabrikada çalışıyor. Bir tane mühendis ilanı açıyoruz 1 haftada 1500 kişi başvuruyor, buna karşılık forklift operatörü bulmak için 1 ay uğraştık dedi.

Bu ülkede mühendislik yazmak dertsiz başa dert almak gibi bir şey oldu.
İnşaat mühendisliğinin Türkiye içi şartları 2005 sonrası hep kötü, 2005 öncesi durum da sayısal bir durum.

Orta Doğuya gidip çalışmadığın sürece iyi şartlar yok. Türkiye'de inşaattan müteahhit kazanır, mühendis kazanmaz.
 
gürcistan bulgaristan romanya ukrayna gibi yerlere gidiş prosedürü nasıl bilen var mı

gürcistanda çok türk iş yeri var. örneğin ordaki türk lokantası beni bulaşıkçı olarak alabilir mi
 
Anlamiyorum, ulkemi seviyorum diyince neden boyle yazmayi uygun goruyorsunuz? Obur arkadas negatif yazinca kabul goruyor fikri. Benim fikrimede saygi göstermenizi temenni ediyorum. Seviyorum ulkemi. Yalniz olmadigimada inanmak istiyorum.

Evet, ulkemizin durumu suan zor. Lakin sevgi ve tutkumu köreltmeyecektir. Ne mutlu Türküm diyene diyorum.
Sevebilirsin mevzu sevmek değil, insanlar neden farklı arayışlar içerisine giriyor bunu sorgulamak önemli. Mevzu zaten vatan sevgisi değil burada, insanların kutuplaştırılması.

Yurtdışında yaşasam Türkiyenin ve Türk insanının belirgin özelliklerini o ülkelerde bulamadığım için ben de özlem duyardım ama çıkıp da ülkedeki durumlardan dolayı gitmek isteyen insanları senin gibi yadırgamazdım. İçinde olmadığınız durumlarda ahkam kesemezsiniz.
 
Benim de elime yıllarca fırsatlar geçti ama göç edemedim. Çevremde, okuldan falan bir sürü arkadaş Amerika, Kanada, Almanya vs. göç etmişti. Şu anda onlar hayatlarından gayet memnunlar. Tabi ki ilk seneler zor geçiyor ama oralarda yaşanan zorluğun bir mükafatı var. Dandik bir iş bile yapsan -örneğin Amerika'da- refah seviyeni buradan kat kat artırabiliyorsun. Mesela benim bir tanıdığımın yeğeni Amerika'ya gitti. Çocuk 20 yaşında falandı gittiğinde. Dandik bir kaç iş yaptıktan sonra orada, bahçıvanlık şirketi kurdu kendine hem o sıralarda biriyle evlendi. Şimdi senin burada 500 bin lira değerinde alamayacağın arabayı o orada 15-20 bin dolara alabiliyor. Birim olarak düşünürsen ekonomimizin berbatlığını daha net anlarsın. Ama o yatırımını bahçıvanlık üzerine kurmadı. Amacı orada yazılım şirketlerinden birine kapak atmaktı. Gerekli sertifikaları almaya çalışıyor. Amerika ve Kanada gibi ülkelerde yeni trend sertifika artık. Üniversite falan zaman kaybı. Ama bu sertifikalar da o kadar ucuz değil. Bir de eğitimi oldukça zorlu ve sabır gerektiriyor.

Para önemli evet ama insan gibi yaşamak bence daha önemli. Para her türlü kazanılır ama insanlık kolay kazanılmıyor. Biz hatta tam tersi daha da geriye gidiyoruz. Geçmiş zamanlarda geçmişimiz bunu oldukça açık görmüştü. Bir ülkede insanlık azalıyorsa; bu sadece o ülkenin değil, tüm dünyanın problemi oluyor. Umarım o noktalara varmaz.
 
Geri
Üst Alt