Hayır niye PSG'ye City'ye bakıp onlara imreniyoruz ki?İşte popüler kültürün bizi getirdiği,yozlaştırdığı nokta bu.Galatasaray'ın kazandığı başarıların bütün anlamı,bunu özkaynaklarıyla,kendi benliğiyle kazanmış olması.Niye sövüyoruz Fener'e Ülkerspor'u kendine ilhak etti,başarılarına parasına imkanlarına kondu diye?Hatta bazılarımız Fener'in basketteki 2006'dan sonraki başarılarını saymıyor bile haklı sebeplerle.E bunu yaparken GS satılsın demek tutarlı bir yaklaşım mı?Her şey başarı,yıldız transferler değil.Başarılar,kulübün kimliğiyle anlam kazanır/kazanıyor.Yoksa baktığında 1 tane UEFA Kupası çok büyük bir başarı değil,ama bu topraklardan kendi özkaynaklarıyla bir takım bunu başarabildiği için çok büyük bir olay.Doğru,belki de kulüp satılsa çok daha iyi maddi imkanlara sahip olacak ama benim şahsi düşüncem,hissiyatım (ki bunda yalnız olmadığımı düşünüyorum.) o eski tadı,saf kulüp sevgisinin kalmayacağını düşünüyorum.Zaten her tarafta endüstriyelleşme,kapital düzen gırla gidiyor ve bu engellenemiyor.Bari bırakın Galatasaray bundan uzak kalsın.Kulüp yoksa 15-20 senedir batıyor her sene aynı muhabbetler.2000'lerin ortalarındaki o darboğazlardan kurtuldu kulüp,yine eğrisi doğrusuna gelir yine su akar yolunu bulur.Bu hamaset değil,kendini tekrarlayan tarihi gerçeklik.
Kısaca burada realist olmak da çok önemli.Galatasaray markasını biz gözümüzde çok büyütüyor olamaz mıyız hedeflediği başarı açısından?Şimdi Milan desek mesela doğru adamlar Avrupa'nın en tepesinde kaldı senelerce,ama bizim hepi topu 1 UEFA Kupamız var.Tamam 80'lerin sonundan 2000'lerin ortasına kadar hep Avrupa'da ŞL'de mücadele etmişiz,önemli maçlar kazanmışız ama hepsi o,somut bir başarı yok.Yani bu noktada denilmesi gereken tek şey,lokal dominasyonu kaybetmemek (87'den beri kazandığımız bir ivme var,bu sezon dahil son 32 sezon 14 şampiyonluk,bu sene de olursak son 32 senede 15 olacak.), her sene ŞL'de bulunmak ve orada keyif almak.Orada başarı öyle senelik toplama takımlarla değil,ciddi bir planlamayla gelir.Bizde bunu yapacak sabır ve zaman da olmadığı için ligde şampiyon olalım kafaya oynayalım Avrupa'da da takımımızı mücadele ettiği için alkışlayalım.Avrupa Ligi için farklı konuşabilirim tabi ama ŞL özelinde böyle.Yani City'ye Real'e Barça'ya bakıp onlara imreniyorsanız bence tutmayın abi bu takımı,Galatasaray hiçbir zaman o seviyeye gelemedi.O takımları eskiden birkaç kez yenmiş olman,onların seviyesinde olduğun anlamına gelmez.En iyimser tabirle,1998-2002 arası şimdiki Atletico Madrid gibiydik diyebiliriz.Doğru yönetilse belki o süreç 4 yılda kalmazdı birkaç sene daha giderdi ama olmadı.Her takımın böyle dominant olduğu sonradan düşüşe geçtiği süreçler olur ve olacak.Her dominasyonun da bir bitişi,düşüşü var.Ne kadar doğru yönetilirsen yönetil,her şeyi doğru yapmaya çalışırsan çalış yine olabilir bu düşüş.Zamana yenik düşmek diye de bir olgu var neticede.O yüzden geçmişe çok takılmayıp önümüze realist bir şekilde bakmak lazım.İyi olduğu sezonda kötü olduğu sezonda Galatasaray böyle güzel kısaca...