Bakın gerçekten "yazın kolaylık sözü" ile "Ağustos sonunda 10 gün kala satmak" eşdeğer değildir. Yani o söz verildiyse bile 10 gün kala hala o söze göre hareket etmemiz beklenemez. Teklif transferin kapanmasına 1 gün kala gelseydi ne halt edecektik? Aaa söz verdik git mi diyecektik? Ancak çok çok büyük bir overpay, en azından naz önce yazdığım rakamlara, hatta belki o bile azdır, daha üstü bir rakamlara gönderilebilir. Alacak kulüp kendisini bu kadar istiyorsa ederinin 2 katını falan vermeyi göze almalıdır. Üstüne mesela Türkiye önümüzdeki Dünya Kupası'na katılırsa bonus, Barış'ın orada oynayacağı her maç ve gol için yüklü bonuslar falan da istenmeli. Ağustos sonu Osimhen'den sonra en değerli oyuncumuz için tarife böyle birader, işinize gelirse denmeli.
Sonuç olarak eğer transfer gerçekleşmezse Barış'ın maaşında son kez makul ama kayda değer bir artış daha yapılıp en az 1 sezon daha kalmaya ikna edilmesi çok daha uygun olur. Ancak bu sefer çıkış maddeleri profesyonelce görüşülmeli ve her detay kaleme alınmalı. Avrupa ile Avrupa dışı çıkış maddeleri birbirinden ayrılmalı. İki durumda da bonservis, kabul edilebilir peşinat ve taksit süresi limitleri, bonuslar vs detaylı şekilde yazılmalı. Hatta çıkış maddeleri yaz transfer sezonu dışında geçerli olmamalı. Yaz için de her yaz için atıyorum "Temmuz 15" gibi bir son tarih konulmalı, kupa takvimlerine göre her yıl ayrı tarih de olabilir. Üstüne Barış'ı alan kulüpten TR'ye satış tazminatı talep edileceği ve bunu kabul etmeyen tekliflerin reddedileceği belirtilmeli. Barış da o çıkış maddesinin 1 kuruş altına satılamayacağını, o detay şartlardan en ufak bir tanesi bile gerçekleşmezse satılmayacağını bilmeli. Ancak biz de o şartlar sağlandığı zaman artık önünde duramayacağımızı bilmeliyiz. Gerekirse Barış'a da satış bonservisinden abartılı olmayan oranlarda pay verilebilir ikna için. Neden bunları diyorum, evet Barış aidiyetten uzak ve etik dışı tavırla canımızı sıktı ANCAK olayın buraya gelişinde belli ki bizim beceriksiz yöneticilerin de belli oranda payı var. Bu krizi aşmak için son bir kez abartılı olmayan taviz verilebilir. Gerekirse başkan alsın karşısına bir avukatla beraber falan konuşsun Barış ve menajeriyle ve bu krizi aşsınlar.
Şimdiye kadar Barış'la 2-3 kere zamlı sözleşme yenilerken bunları düşünemeyen, Barış'a ucu açık saçma sapan sözler veren, üstüne Keçiören payını zamanında ödeme yaparak kapatamayan yöneticiler de hesap vermelidir. Bir olay başımıza iş açmadan düşünüp tedbir almak, aksiyon almak yöneticilerin öncelikli görevi. Bu koltuklara gelen insanlar bunu bilmeli.
Evet gitmek isteyen oyuncuyu tutmak zordur, çoğu durumda mantıklı değildir. Ancak kulüp de istisna hallerde bu kadar zamansız şekilde köşeye sıkıştırılamayacağına dair yumruğu masaya vurabilmeli.