Ünal Aysal Açıklamalarda Bulundu

Taraftar icin terime gider,camposla devam eder.fatih hocadan da camposla fikir alışverişinde ve dayanışmada olmasını ister.at fava bekle.
 
Jüpiter boğanın kokusunu alan gelir.para iyi,kupalar hazir.bakalim daha kimler cikacak ortaya
 
Burak Elmas tan sonra bu bile sempatik gelmeye başladı bana.
 
Iflas etmemismiydi? Sanki burda öyle birsey okumustum
 
5 milyon dolar verip drogbayi getirmek vs aynı parayı verip uzerine +2 sponsor desteğiyle falcao, 4 milyon maaşla feghouli, 2.5 milyon euro net maaş 2 milyon euro imza parası olmak üzere 3 senede yıllık 3.2 milyon euro maaş babel.
Forum tarihinde her sene kadrodaki çöp yükün maliyeti nöbette ve futbol başlıklarında özellikle murhan tarafından açılan başlıklarsa gözümüze sokulmus durumda Galatasaray kulübü her sene minimum 18 milyon euroluk bir çöpe para atma durumu yaşayıp duruyor. Bunları genelde son imzayı atıp alanda sorun varken elinde krem santi varken peynirle pasta yapmaya çalışan bir hoca düşünün. Basarılı olan transferler hep onun iken basarısızlar hep baskasının transferleri, ne hikmetse kurulu kadroya gelip basarılı olunca ortam bir anda sus pus oluyor demek ki başkasının transferleriyle de basarılı olabilirmiş insan. Gerçi o basarılı transferler için baskanlar terimle görüşme halindeydi zaten o aldırdı ds denilebilirdi, nasıl aklınıza gelmedi hayret.

Gerisini saymıyorum bile. Adama bok atanlar, batırdı diyenler son 10 yılın en geniş ve kaliteli kadrosunu şampiyon yapamayan kişilere taparak kaçan şampiyonluğa sürekli bahane üretip kaybedilen sezonlar ve paralar sonucu ortaya çıkan dönem için o mu batırdı diye de ekleme yapıp fantazilerini gerçekleştiriyor.
Adam geldi ne harcadıysa başarı olarak geri getirdi. Başladığı yerde bitirdi. Hoca kovulurken olan dönemi ne çabuk unuttunuz kardeşim yine bu sezona benzer bir sezon. Tek fark avrupada daha rezil bir durum. O sezondan sonra her ş.ligi sezonunda folloş olup madara olmuş bir takım vardı. Bunlardan sadece bir tanesi h.h. denen psikopat yerli sever vardi.

O kadar imkana ve transferlere rağmen başarısız avrupa maceraları, aysal dönemi kovulma macerası gibi her sezon ligin ilk devresini ligi sallamama ve bana yazın söylemleri bu süreçte bile isteye puan kayıpları ve bu dönemde kaybedilen iki sampiyonluğun olası ş.ligi gelirlerinden mahrum kalma.
Eğer aysal bu kulübü zarara ugrattıysa terim en az aysal kadar zarara uğratmıştır, dilinizden düşmeyen bir şampiyonluğa neden oldu diye adama ağız gelenleri söyleyin ama son iki yılın sampiyonluğu kaybedilmesinin en büyük etkeni terime o ne yaptı ki.

Bu kadar dengesizlik saşırtıcı.
Çalıştığı bütün başkanlarla papaz olmuş bir hoca var bugüne kadar saha ve saha dışında transfer ve güç olarak çalıştığı en basarılı ve özgür baskan pis kaka ama hoca için onun kredisi var sampiyonluğu var.
Aysala bok attınız, cengize bok attınız.
İşinize geldi mi Aysal dönemi başarıda pay verilmeye calışırken rakipler güçsüzleşmişti kardeşim o sayede o sampiyonluklar geldi. Ama işi saha tarafına gelince o dönem alınan sampiyonluklar hemen terim hanesine kusursuz sampiyonluk olarak yazılsın.
O zaman o iki şampiyonluğu da terimden alın taraftara verin.
Ayrıca zayıflamış rakip o dönem yaptığı transferlere harcadığı parayı o dönem bizim kulüp harcamamıştır. Nasıl bir zayıflama acaba.

Transferde bol saçıp sportif basarılı da olup ama kar etmeyeni yerden yere vuruyorsunuz, ince eleyip sık dokuyan ve seçici davranabilen kişileri de otobuscu/laz diye hakaretlerle bokluyorsunuz ama tek bir kişi var pür pak.

terim>GS sizler için. Terim sevdanız gözünüzü kör etmiş durumda.
Ortada bir basarısızlık varsa ortaktır, başarı varsa o da ortaktır.

Bu ortaklıkta ne başkanlar ne hocalar en büyük pay da taraftarındır.
 
Son düzenleme:
son sözüm galatasaray olacak dese inanırım çünkü nerede kamera görse galatasaray söyle iyi takım, yok galatasaray acayip seksi takım diyor.

 
Sallayanlarin son derece basarisiz bir teknik direktore tapan yiginlar olmasi sasirtici degil. Sadece husumet nedeniyle kendilerinin de inanmadigi argumanlarla Baskanimizi hedef aliyorlar. Yoksa tarafli tarafsiz herkes Sn. Ünal Aysal'in Turk spor tarihinin en basarili baskani oldugunu cok net biliyor.
 
Eğer bu doğruysa yukarıda 324234523 kişinin yazdığı mali ıvır zıvırlar çürümüş mü oluyor?

Geriye başarılar mı kalıyor?
Sürdürülemez bir yapı yarattı. Bedelli sermaye arttırımları, stat gelirleri ve ŞL gelirlerine rağmen (döviz bazında en çok gelir elde edilen dönemlerdir) arttı borç ve bıraktığında ciddi bir sözleşme yükü vardı. Yanlış hatırlamıyorsam 90 milyon euronun üstünde bir maaş yükü vardı ve ŞL geliri olmadan döndürmek mümkün değildi üstüne kur da iki kat arttı ve Aysal sonrası sert kur artışlarının da etkisiyle bıraktığı yükümlülükleri kulüp karşılayamaz hale geldi. Eldeki sözleşmeleri de feshetmek mümkün değildi ki öyle olunca Melo, Burak gibi yüksek maaşlı adamlar para ederken satıldı, Özellikle Aysal'ın devre arası aldığı adamlardan Telles dışında bir cacık olmadı ve kulüp yıllarca onlara maaş ödedi, takım kadrosu yanlış hatırlamıyorsam 49 kişiydi ve Endoğan diye hiç maç oynamamış bir adama dahi 5 sene boyunca 400 bin euro*5 para verdik.

Kendi de bunu biliyor olacakki gitmeden Riva ve Florya'yı değerlendirmek istedi zira onlar olmadan kasayı döndüremeyeceğinin farkındaydı.
 
Aysal dönemini mali yönden değerlendirirken, hisselerden elde ettiği geliri de göz önüne almak gerekir.
Aysal geldigindeki borcun önemli bir miktari(yanlış hatırlamıyorsam 70.000.000 $ gibi bi rakamdi) şirket birleşmesi için yapılmıştı.
Tabi buna karşılık stat gelirlerinin bir miktarı da kullanılmıştı. Bu da dezavantajı idi.
 
Bunu defalarca açıklamaktan sıkıldım ama evet Ünal Aysal döneminde elde edilen başarı çok güçlü ekibine ve Fatih Terim'e daha çok yazar.

Zira kendi ekibini kurmak için arkadan dolaşarak hamle yapıp, Dursun Özbek türevi bir ekip kuran da kendisi idi.

Şampiyonlar Ligi gibi ilk ekibi kuran kişi ise İnan Kıraç'tı. Ki kendisi zaten o yönetime bir başkan istiyordu, ve Aysal'ı işaret etti.

Sonra 2 sene bitiminde ego problemini en az Terim kadar yaşayınca, yol ayrımı kesinleşti ve saçma ve lümpen bir yönetim ile bahsedildiği gibi yukarıda 40-50 kişilik kadro ile Ontivero, Hajrovic, Endoğan Adili vs ile başarı kovalandı.

Aysal'ı savunanlara da hatırlatmak lazım. Bir dönem tabi ki de içinde bulunulan dönemim şartları ile değerlendirilir.

Aysal döneminin ülke maddi koşulları, stadyum sponsorluk gelirleri vs ile şimdinin koşulları kıyaslanamaz bile. 3 Milyon Euro'ya Euro 2 iken Sneijder gelip 6 Milyon TL'ye oynuyordu. Şimdi ise alt yapıdan yetişen 18 yaşında bebe senede 6-7 Milyon TL para istiyor dolar üzerinden.

Gelirlerimiz tabi ki de o döneme göre arttı, ama o kadar bariz şekilde de değil. Kaynaklar sınırlı hala, hele pandemi de tribün geliri de yoktu, ve halen stadyumlar dolmuyor. Ülkede futbol aşkı bile azaldı bu süreçte ki bu da çok normal, sağlık, ekonomi ve savaş gündemini düşündüğümüzde.

Uzun lafın kısası:

Aysal kısa dönem başarı için geleceği heba etmekten imtina etmeyen histerik hamleleri kendisi başarısız olmamak adına çok büyük kararlılıkla uygulamaktan imtina etmeyen hırslı ama Galatasaray'ın geleceğini değil üç beş taraftar arasında ki itibarını düşünen egoist bir başkandı.

Basiretsiz değildi ama daha tehlikeliydi. Evet Dursun berbattı, Polat ispiyoncuydu ve belli çıkar odakları ile iş tuttu, Cengiz hastalık sonrası bütün dengesini kaybetti ama Aysal da iyi falan değildi.

2000 sonrası hatırladığım en güzel 2 başkanlık çok da eleştirilselerde

1. Mehmet Cansun
2. Duygun Yarsuvat

oldu. Çünkü ikisi de başkanın olması gerektiği gibi işleri kurcalamadan, ekibine bırakıp, sahaya ve başarıya odaklanan takım yarattılar, polemikten uzak durdular, dönemleri kısaydı ama beyefendi şekilde kurcalamadan işlerini yaptılar ve bayrağı olması gerektiği gibi teslim ettiler.
Galatasaray birilerinin hayali olmalı, hizmet şeref olmalı. Ne Burak gibilere reklam ve kariyer planı, ne Dursun, Aysal gibilere ego tatmini, ne de Polat gibi küçük hesapçılara sığınak.
 
Sürdürülemez bir yapı yarattı. Bedelli sermaye arttırımları, stat gelirleri ve ŞL gelirlerine rağmen (döviz bazında en çok gelir elde edilen dönemlerdir) arttı borç ve bıraktığında ciddi bir sözleşme yükü vardı. Yanlış hatırlamıyorsam 90 milyon euronun üstünde bir maaş yükü vardı ve ŞL geliri olmadan döndürmek mümkün değildi üstüne kur da iki kat arttı ve Aysal sonrası sert kur artışlarının da etkisiyle bıraktığı yükümlülükleri kulüp karşılayamaz hale geldi. Eldeki sözleşmeleri de feshetmek mümkün değildi ki öyle olunca Melo, Burak gibi yüksek maaşlı adamlar para ederken satıldı, Özellikle Aysal'ın devre arası aldığı adamlardan Telles dışında bir cacık olmadı ve kulüp yıllarca onlara maaş ödedi, takım kadrosu yanlış hatırlamıyorsam 49 kişiydi ve Endoğan diye hiç maç oynamamış bir adama dahi 5 sene boyunca 400 bin euro*5 para verdik.

Kendi de bunu biliyor olacakki gitmeden Riva ve Florya'yı değerlendirmek istedi zira onlar olmadan kasayı döndüremeyeceğinin farkındaydı.
:tbr::tbr:

günümüz Türkiye'sinin yaşadığı durumda bu değil mi? iktidarın yarıni düsünmeden yaptiği plansız her hamleyi bizzat ünal aysalda yaptı. Bir elle tutulur vizyoner hamle olarak bruma vardı onun disinda hersey galatasarayin gelecegini daha fazla kararttı.
 
Son zamanlarda çok görünüyor, adaylık gelebilir.

SM-A325F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Geri
Üst Alt